Yazar'dan...
Mert, kızın döner yiyişinden sonra iyice acıkmıştı. Giray'da aynı duyguda olacak ki, Hakan'ı kantine göndermişti. Yemeklerini yedikten sonra, gözleri kızın gözlerine takıldı. Endişeliymiş gibi ekrana bakıyordu ve telefonu sıkıyordu. Durumu merak etti ve cebinden telefonunu çıkardı. Derin'in sosyal medyaları, Mert ve Ayaz'ın da telefonuna kuruluydu. Bunu yapmak hiç zor olmamıştı onlar için...
Mert, genç kızın sosyal medyasına girdi ve mesajları okudu. Çenesi kasıldı bir anda. Duman'ın amacı neydi? Eğer 'Kenan' veya adamları öğrenseydi, Duman iki dakika yaşamazdı. Ayrıca neydi bu önemli şey?(!)
*
*
*
Çıkış zili çaldığında, Derin'le konuştuktan sonra aşağı indi Mert. Aşağıda, Ateşlerin, Çağatay ve Derin'le konuştuğunu gördü. Çağatay ve Buğra'nın sarıldığını görünce, şaşırdı Mert. Bu çocuk polis Serhat'ın çocuğu değil miydi? Neden bu kadar yakındılar peki? Derin ve Ateş gibi...Mert sinirlendi ve telefonunu çıkardı. Hemen rehberindeki ilk numarayı aradı.
"Derin Akay ile bir görüşme(!) hazırlayın." dedi sırıtarak. Karşı taraf, anlamış gibi onayladı.
"Bu arada Levent'i de... İşini bitirin! O it her şeyi öter! Ateş'e bırakmayın sakın!" dedi ve telefonu kapattı. Ardından hiçbir şey olmamış gibi yola devam etti...
3 Gün Sonra
Perşembe.
Derin'den...
Gözlerimi yorgunlukla açtım ve istemeye istemeye banyoya girdim. İşimi halledip çıktım ve gardıropumdan sarı, kapüşonlu, kalın sweatımı giyindim. Altıma da siyah kot pantolonumu. Bu gün serbest gidecektim. Hasta hasta o eksik(!) kıyafetleri giyemem!
Çantamı da hazırlayıp, siyah, belden olan montumu giyindim. Saçlarıma sadece bir tarak vurdum ve aşağıdan, dağınık bağladım.Aşağı indim ve kapı çalınca, kapıyı açtım. Karşımda Çağatay duruyordu.
"Günaydın," dedi gülümseyerek.
"Günaydın, saat kaç?" dedim, yorgunca.
"Sekize on var. Ne oldu, hasta mısın?" dedi yorgun olan ifademe bakıp. Omuz silktim.
"Belki." dedim ve bir anda hapşırdım.
"Anladım ben, tamam geç. Bu gün arabayla gideceğiz." dedi. Kafamı sallayıp, bindiği arabaya bindim. Kafamı koltuğa yaslayıp, gözlerimi yumdum.
"İyi değilsin, hastaneye götüreyim mi?" dedi merakla. Kafa salladım.
"Gerek yok, düzelirim birazdan. Sadece başım ağırıyor ve sanırım grip oldum." dedim, suyumu içerek. Kafa salladı.
"Tamam, ama kötü olursan götürürüm." dedi ve arabayı çalıştırdı. Kafa sallamakla yetindim.
"Şş, uyansana kızım." dedi Çağatay. Gözlerimi açtığımda, arabadaydım ve tepemde Çağatay vardı."Ne oldu?" dedim, gözlerimi ovarak.
"Bi'şey olduğu yok. Uyuya kaldın. Hadi çık. Geç kalacağız." dedi, elini uzatarak. Elini tuttum ve arabadan çıktım. O da kapıyı kapattı ve anahtarla otomatik kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyun ve Gerçek {Seri Tek Kitaptır} •Wattys 2020
Teen Fiction| İLK KİTAP BİTTİ | Derin, babasının mesleği sebebiyle taşındığı bu mahallede, karşılaşacağı birçok şeyden habersizdir. Bu, bazen aşk, bazen arkadaşlıktır... Ama en çok ta, gerçek sevgidir öğrendiği... ~~~ *Oyunlar beraberinde gerçekleri getirdi ve...