Herkese iyi okumalar diliyorum.
(Şarkıyla bölüm benim için çok özdeşleşti umarım siz de beğenirsiniz )İtalya'ya getirildiğim ilk gün, Pablo 'yu bahçede görene kadar ilk öpücük hayalim hiç olmamıştı. Gün ışığı altında parlayan tenini ve konuşurken kıvrılan dudaklarını hissetmeyi içten içe hep istediğimi beni öptüğünde anlamıştım. Anladığım başka bir şey ise bunu sadece oynadığı oyunu kamufle etmek için yaptığıydı. Beni aniden öperek yıldızlara uzatmıştı. Tam dokunacağım sırada ise yapayalnız bırakmış , yere çakılışımı zaferle izlemişti. Pablo'ya aşık olduğumu kabul ettiğim an, ondan ne kadar nefret edeceğimi bilmiyordum hem de bir kaç saat sonrasında.
Silahlar sustuktan sonra girdiğim krizden haberim yoktu. Korkmuştum hem de ölesiye korkmuştum. Sonrasında aklıma dolan dumanla tüm duygularımdan arınıp kısa süreli bir rahatlamanın eşliğinde huzuru bulmuştum. Pablo'nun bilmediği ise, ailemi art arda kaybetmiş olmanın getirisi olan yatıştırıcı iğneye karşı artık bünyemin dayanıklı olduğuydu. Tıpkı eroin gibi... Dozu aylarca yaşadığım ataklarla sürekli arttırmak zorunda kalmışlardı , sırf bir geceyi rahat geçirebilmem için. Maalesef ki Pablo'nun bundan haberi yoktu. Aptal ruhum içten içe , haberinin olmasını ve duyduğum tüm cümleleri duymamış olmayı diliyordu. Sadece bir doz daha vererek ilk kez heyecanlanan kalbimi küle çevirmeyebilir, şu an hissettiğim utançtan beni kurtarabilirdi.
En başına baktığımda dahi özenli sandığım her şeyin zorlama olduğunu görebiliyordum. Daha kötüsü kendimi hep kandırıp, Pablo gibi bir adamın beni fark edebileceğine inandırmıştım.
Pablo, belki birazcık da olsa var olan vicdanını dinlediğinden belki de gözünün önünde tutarak işini garantiye almak istediğinden bilemiyorum, beni kendi yatağına yatırmış ve kendi odasının uzantısı olan salonda arkadaşlarıyla konuşuyordu. Keşke duymasaydım. Kendimi kısa bir süre de olsa Pablo için önemli hissetmiştim. İstemsizce akan gözyaşlarım her şeyi duyduğumu ele verecek olmaktan çok, duyduklarıma kırıldığımı, tüm hislerimi ele vereceğinden toparlanmaya çalıştım. Uyuma numarası yaptığımı daha önce anlamıştı Pablo, bir kez daha aynı şeyin olmasına izin veremezdim. İğneyi yaparken muhtemelen tüm gece uyuyacağımı düşünmüştü ve şimdi uyanık olduğumu farketmesi ne zaman uyandığımı sorgulamasına neden olacaktı. Yüzleşmeye hazır değildim şu an. Duyduklarımı içimde çözmeden karşısına çıkamazdım. Önce toplanıp gücümü kazanmalı sonra da burdan giderek kurtulmalıydım. İntikam alacağım bir durum yoktu ortada ve zaten intikam alabileceğim biri de değildi Pablo. Her şeyi yanlış yorumlayan , kendine pay çıkaran bendim.
Armando ve Rosa 'nın hakkımı benim yerime savunmaları kırılan tarafıma batıyor daha da acımasını sağlıyordu. Pablo 'ya ima ettikleri şey ise onların farkında olmadan gururumu incitmelerine neden oluyordu.
"Sen de bir şeyler söylesene Armando! Eylül'e bakışları farklı değil mi? Kıskandığını sen de görmedin mi?"
Armando'dan gelecek cevaba can simidi gibi tutunmaya hazırlanmışken Pablo'nun alaycı sesiyle tekrardan sarsıldım.
"Ah romantik Rosa, bizim işlerden hiç anlamıyorsun değil mi? Tüm İtalya'yı parmağımda oynatırken küçük bir kıza numara yapmam sence ne kadar zor olabilir ki? O benim misafirim ve bana emanet. Zamanı geldiğinde daha mutlu olacağı bir yere gidecek ve tamamen hayatımızdan çıkacak. Çok fazla bağlanmamanı tavsiye ederim sana da."
Pablo acımasız bir dürüsttü benim gözümde. Beni kandırabilmesi için İtalya'ya hükmetmesi gerekmezdi. Bu sabah yaptığı gibi gözlerimin içine beğeniyle bakması yeterdi zaten. Konuşmaları devam ederken, ruhum alacağını almış olmanın yenilgisiyle merak duyarak da olsa dinlenmeye çekilmişti. Artık uykuma devam edip hayatımın iplerini elime almak için güç toplayabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLAN'IN PENÇESİNDE
RomanceElindeki kadehi ağır ağır dudaklarına götürürken hareketlerimi inceliyordu. Gitmemi istemediğini biliyordum yine de emin olmak zorundaydım. Bakışlarımı üzerinden çekip kapıya doğru çevirdim. Adımımı atacakken kolumdan tutarak yüzlerimizi birleştirdi...