Herkese iyi okumalar diliyorum...( multide Birtanecik Marcus'um var)
"Efendim, kapıda bir adam var, Eylül hanımla görüşmek için geldiğini ve görüşmeden de gitmeyeceğini söyledi. " dediğinde tüm gözler bana çevrilmişti. Pablo ya da onun adamlarından biri olsa tanırlardı ve adını söylerlerdi, babamın tanımadığı benim tanıdığım kim olabilirdi bilmiyordum. Huzurla geçirdiğim gecenin bozulmamasını umarak, ayağa kalktım ve misafirimin içeri alınmasını söyledim.
Ant, her zamanki korumacılığıyla bir adım önüme geçip salona ilerlerken, babam ve annem arkamızdan bizi takip ediyordu. Daha önce beni kaçırıp Gülce ile tanışmamı sağlayan ve defalarca özür dileyen Marcus, tam karışımdaydı. Gözleri üzerimdeydi, sanki bir şeyler arıyormuş gibi hızlıca vücudumu tarayıp gözlerime ulaştı.
"Eylül, iyisin! Tanrı'ya şükürler olsun. "
Soru sormaktan çok kendi değerlendirmesini yaptığı belliydi. Uzun bacaklarıyla iki adımda yanıma gelip ellerime ulaştı. Aynı anda Ant, Marcus'un ellerini tutup ellerimden çekti. Ant'ın omzuna dokunup sorun olmadığını anlatmaya çalışarak Marcus'a dönüp "neden buradasın?" Diye sordum. Yıkılmaz sert ifadesi bir anlık şaşkınlıkla bozulduysa da çabuk toparladı.
"Seni götürmek için burdayım. "
Ant, kafasını hafif yana yatırıp doğru duyup duymadığını tartar gibi Marcus'a baktı ve yumruğunu çenesine geçirdi. O anlarda annemin ve babamın sakinliği beni daha çok şaşırtmıştı bir de Marcus'un tepkisiz duruşu.
"Tekrar söyle " dedi Ant "neden buradasın?"
"Eylül'ü götürmek için " diyen Marcus'a bir yumruk daha indirmek üzereyken Ant'ın kolunu tutup engel oldum.
"Marcus, derdin ne senin?"
Sesimin istediğimden daha kısık çıkması daha dikkat çekici olmuş olacaktı ki herkesin bakışları bana döndü.
"Marcus mu? Kralın adamı?"
"Hem evet hem hayır, Marcus, evet ama doğrusu; kraliçenin adamı olacaktı. "
Marcus, bu söylediğiyle buraya Gülce'yi temsilen geldiğini söylemeye çalışıyordu ve ben Gülce'nin benim iyiliğimi istediğine emindim. Marcus'un adını duymasıyla şaşıran Ant'a dönerek koltukları gösterdim.
"Ne içersin Marcus? " diye sorduğumda çenesini göstererek "sert bişeyler " dedi. Herkes merakla geliş sebebini söylemesini beklerken, Marcus, bol buzlu viskisini çenesine koymakla meşguldü. Yeteri kadar tuttuğuna emin olduğu viskiyi bir dikişte bitirip boğazını temizledi.
"Gülce, biraz zor günler geçiriyor, hamile ve Cihangir'e henüz söylemedi. Hamileliği iyi başlamadı ve iyi ilerleyene kadar da Cihangir'in bilmesini istemiyor. İlk bebeği kaybetmek Cihangir'i çok sarstığı için tekrar aynı şeyleri yaşamasından korkuyor. "
Sadece bana bakarak konuşması, bana Gülce ile ilgili güvendiğini ve diğerlerine benimle ilgili güvenmediğini gösteriyordu. Abim de dahil olmak üzere herkes pür dikkat Marcus 'un anlattıklarını dinlerken aklım bir an Armando'nun söylediklerine gitti. Hamile olduğumu sanmıyordum ama yine de düşünmek bile içimi ürpertmeye yetmişti.
"Gülce de ben de Pablo'yu yıllardır tanıyoruz ve ani evlenme kararının pek de ona göre olmadığının farkındaydık. Cihangir'e bir şey belli etmemek için düğüne benim gelmeme karar verdik ancak İstanbul'da bir kaç ani gelişme olunca bir saat geç gelmiş oldum. Ben geldiğimde Pablo, transa girmiş gibiydi; hareketleri kesik kesikti ve sürekli "ben öldürdüm "diyip duruyordu. Armando, elindeki silahı aldıktan sonra Pablo , aniden Armando'ya saldırdı ve silahı almaya çalıştı. Armando, ayağından vuruldu o arada ama hala silahı Pablo'ya vermedi. Neler döndüğünü anlayamayacağımı farkedince de Pablo'yu etkisiz hale getirip uzun bir süre uyumasını sağladım. Armando, ayağına baktırırken Dany'den daha önce de vurulduğunu öğrenmiş oldum ve Dany'yi sıkıştırıp her şeyi öğrendim. Gelmeden önce Pablo 'yu öldürmemek için kendimi çok zor tuttum. Gülce, buna dayanamazdı muhtemelen ve ailenin de hiç bir şey yapmadığını göz önüne alırsak bilmediğim başka şeyler daha olmalı. Olanları Cihangir öğrenirse eğer , Pablo'ya konuşma hakkı bile tanımadan emanet ettiği kızın hesabını sorar ve Gülce 'nin hamile olmasını umursamaz. Şimdi siz anlatın ve ben de Pablo 'yu neden öldürmediğimize ikna olayım aksi halde girdiği delikte onu yakalayıp Cihangir'in önüne atmaktan zevk duyarım. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLAN'IN PENÇESİNDE
RomanceElindeki kadehi ağır ağır dudaklarına götürürken hareketlerimi inceliyordu. Gitmemi istemediğini biliyordum yine de emin olmak zorundaydım. Bakışlarımı üzerinden çekip kapıya doğru çevirdim. Adımımı atacakken kolumdan tutarak yüzlerimizi birleştirdi...