Hepinize iyi okumalar diliyorum.
"Sen sadece direniyorsun ve bu senin tüm dengeni alt üst ediyor. Yapma!!!"
"Hiç bir şey bilmiyorsun Cihangir, hiç bir şey..."
"Bak Dostum, acılarımızı biz seçmedik yaşadık hala da yaşıyoruz ama hikayelerimizi biz yazarız. Akılla değil, kalple yazılan hikayeler efsane olur."
Cihangir 'in söyledikleri sık sık aklımı meşgul ediyordu. Ortak bahçemizde Eylül ile komşuculuk oynayan Armando'ya eşlik etmek için oturmuştum ancak aklımda sadece Cihangir 'in söyledikleri vardı: "kalple yazılan hikayeler " kalp doktoru değilim amınakoyim , mafyayım mafya!!
"Ne dedin?"
"İşine bak Armando, senlik bir şey yok. "
"Kendi kendine konuşacak kadar ne sıkıntın var Pablo? Bak Kardeşim, yardım edeyim diyorum..."
"Bana bak, hapşırsam Eylül'e sebep buluyorsunuz, sıkıldım artık! Anlıyor musunuz sıkıldım. Ben kimim Armando? Ben neyim? "
"Kim olduğuna veya ne olduğuna bakmaz bu Pablo! Yarın kalbinin parçalarını Fransa 'dan toplatma da bana. "
"O ne demek ?"
"Sen her şeyi çok iyi biliyorsun ya bunu da bilirsin. "
Bildiğim en yaratıcı küfürler ağzımın ucuna kadar gelmişti ki Armando'nun çalan telefonu ile susmak zorunda kaldım. Telefonu açtıktan sonra an be an gerilen yüz ifadesi ile gözlerime kısa süre bakıp, benim yaratıcı küfürlerimi sıralamaya başladı. Nihayet kapattığında tekrar bir kaç tuşa basıp sonradan anladığım üzere Rosa 'yı arayıp bize gelmesi gerektiğini söyledi.
"Hadi dostum, Dace'in peşindeki adam dönmüş. Söyleyeceklerini duyman lazım. "
"O Fransız piçinde normal olmayan şeyler olduğunu biliyordum. Bunu da Eylül'e bağlayıp ciddiye almamıştın Armando. "
Dace ile ilgili öğrendiklerimi sindiremediğim başka bir gün, Eylül ile gereksiz bir kavga etmiş ve evden aniden çıkışıyla her zaman yaptığım gibi peşine düşmüştüm. Gün içinde yığınla toplantım akşama ise almam gereken kararlar vardı. Hem yasal hem yasal olmayan bir düzine işi yönetip , hem yasal hem yasal olmayan bir sürü insanı aynı çatı altında tutmaya çalışıyordum. Babam bu işi yapmaya başladığında kırk sekiz yaşındaydı. Ben ise o yaşı görebileceğimden emin değildim. Hayatımı kurtarmak için oturduğum koltuğun her gün hayatıma en büyük tehdit olduğunu bilerek yaşamaya çalışıyordum ve benimle birlikte kimseyi de ateşe atmayacaktım.
Üniversiteye bağlı ama üniversitenin içinde olmayan park alanına bakıp Eylül 'ün arabasını aradım. Benden önce gelmişti ve nerede olduğunu bilmiyordum. Bir anda arkamı dönüp bakma isteğiyle dolunca istemsizce başımı çevirdim. Eylül. Kalbim yerini biliyordu sanki ancak, yerini bilen kalbim gördükleriyle aniden ağrımaya başlayınca beynimin içinde aynı sesler yankılanmaya başladı,
"Kalple yazılan hikayeler... kalbinin parçalarını Fransa'dan toplamak zorunda kalmayayım..."
Elimi ne zaman silahıma götürdüğümü bilmiyordum ve farkedince panikledim. Az önce Dace'i vurmak üzere silahıma uzanmıştım, Eylül 'e rağmen. Kendimi hızla toparlayıp oradan uzaklaştım. Gözlerimin döndüğüne hala inanamıyordum. Eylül'e dokunmuştu ve elim silahıma gitmişti. Çaresiz hissederek Cihangir 'e ve Armando 'ya lanet ettim. Bu zehirli fikirleri aklıma getiren o ikisiydi ve bu durumu acilen çözmem gerekiyordu.İçimdeki karanlık henüz yirmi beş yaşındayken ortaya çıkmıştı ve ben o yıl otuzun üzerinde insanın hayatına son vermiştim. Uyulturucu ya da kadın ticareti yapıyor olmaları bu kararı almama yetmişti ama ben biliyordum ki tek sebebi bu değildi. Sığındığım karanlık sayesinde şu an olduğum yerdeydim ve bugün sadece bugün otuzdan fazla adamı kendi ellerimle öldürebilecek kadar gözüm dönmüştü. Tek bir hamleye ihtiyacım vardı. Onu da Eylül'ün bana vermesi gerekiyordu. Dace'in babasını elimde tutmamı sağlayacak bir koz bulmuştum ve çok iyi kullanacaktım.
"Rosa, Eylül 'ün benden habersiz dışarı çıkmasını sağlaman lazım. "
.............
"Evet Dace ile. "
................
"Ben Eylül 'ü kullanmıyorum, yardım alıyorum ondan. "
.................
"Sevmesin o zaman, ben sevmiyorum onu çünkü. "
.................
"Zaten o cehennemdeyim bebeğim, iyi dileklerin sona erdiyse eğer ben gereken kişileri arıyorum , sen de Eylül'ü ikna et. "
..................
"Flore 'nin görevi bu zaten. Ben akşamı organize ederim. Sen sadece dışarı çıkması için yardım et. "
.................
"Umrumda değil. Ben kaç yıldır o herifin peşindeyim biliyor musun! İlk defa bu kadar yaklaştım ve bunu kimse için harcayamam. "
Okuduğunuz için teşekkür ediyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLAN'IN PENÇESİNDE
RomanceElindeki kadehi ağır ağır dudaklarına götürürken hareketlerimi inceliyordu. Gitmemi istemediğini biliyordum yine de emin olmak zorundaydım. Bakışlarımı üzerinden çekip kapıya doğru çevirdim. Adımımı atacakken kolumdan tutarak yüzlerimizi birleştirdi...