ASLAN'IN PENÇESİNDE

ASLAN'ın PENÇESİNDE

Herkese iyi okumalar diliyorum

Pablo'nun "eğer " dediği ana sığınarak umut ettim. Pablo her ne olursa olsun verdiği sözleri tutan bir adamdı, eğer dudaklarım dudaklarına değdiğinde beni öperse , bırakmazdı, emindim.

Tereddütsüz hareketim, Pablo'nun özgüveninde ufak bir çatırdamaya neden olmuştu ki bu durumu lehime çevirebilirdim. Sımsıkı bastırdığı dudaklarının üzerine önce kelebek kanadının çırpınması gibi hızlı ve belli belirsiz öpücükler kondurup gerilmiş çenesinin yumuşamasını bekledim. İstediğim tepkiyi alamamıştım. Pablo, ısrarla dudaklarını kilitlemiş, kapalı gözleriyle anın bitmesini bekliyordu ve istese bitirebilirdi de.

Neye güvenip neyden güç aldığımı bilmeden ve yine düşünmeden hareket etmiştim. Buraya kadar kaybedeceğim her şeyi ortaya koymuştum zaten ve kaybetmek üzereydim , kaybetmeyi hiç istemiyorken. Derin bir nefes alıp kollarımı boynuna doladım ve bir elime saçlarını hapsedip kendime çektim. Dudaklarına dudaklarımı bastırırken iç güdüsel olarak da dilimle , birbirine kilitlenmiş dudaklarını ayırmaya çalıştım.

Acı çeker gibi bir inilti dudaklarından dudaklarıma çarptığında dillerimiz buluşmuştu. Benim yaptığım gibi saçlarımı bir avucunda toplayıp kendine daha çok bastırdı. Yaşamamız öpüşmemize bağlıymış gibi sert ve soluksuzdu hareketlerimiz. Pablo'nun tüm kontrolü ele almasıyla vücudum onunla uyumlu hareket etmeye başlamıştı. Nefes almak için dudaklarını dudaklarıma bastırdığında elimi göğsüne koyarak soluklanmak istedim. Elimin altında deli gibi çarpan kalbini hissettiğimde ise Pablo'nun da benimle aynı şeyleri hissettiğini anlamıştım. Gözlerimi gözlerine çıkarıp yine de onay alma ihtiyacı duymuştum. Parlayan gözleri yakalanmış olmasının verdiği muzurlukla kısılıp hafifçe gülümsediğinde bu durumu da arsızlığa vuracak olmasından çok korkmuştum.

"Seni, günahlarımla kirletmemek için uyarmıştım bebeğim. Eğer demiştim sana, eğer bir kere daha öpersem ve öptüm. Bundan önce olanlar ve bundan sonra olacaklar için beni affetmeni istiyorum. Ruhun benim artık, sonsuza kadar benimlesin o yüzden cehenneme benimle gelebilecek kadar çok kirlenmeni istiyorum. "

Ellerini yüzümün iki yanına yerleştirerek fısıltıyla söylediği sözleri anlamaya çalışıyordum ancak gözlerindeki derin pişmanlık kalbimi acıtıyordu. Neden hem beni isteyip hem de pişman olduğunu bilmiyordum ve bilmek için her şeyi yapabilirdim.

Sözlerini öpücüğüyle mühürlemek ister gibi dudaklarıma kapandığında az önce ne için üzgün olduğumu dahi hatırlamıyordum. Elleri tüm vücudumda gezinirken , hırkamı ne ara üzerimden çıkardığını dahi hatırlamıyordum. Beni hem öpüp hem de arkamızda kalan yatağa doğru iterken bir yandan da üzerindekileri çıkarıyordu. Düşmemek için kolunu tuttuğumda ise gördüğüm derin çizikler ile merakla gözlerine baktım. Bıkkın bir nefes alarak ;

"Armando'nun sana sarılmasına izin vereceğimi düşünmüyordun değil mi ? " Diyerek şaşkınlıkla açılan ağzımdan içeri adımı fısıldadı. Ruhumu ele geçirdiğini biliyordu. İçime işlediğini ve ne derece sevildiğini de. Şimdi de bedenimi istiyordu ve zaten, çoktan onundum.

Dudakları boynuma indiğinde fısıldamaya devam etti; bugün konuşkan gününde olması hiç iyi değildi çünkü söylediklerine odaklanmam çok zor oluyordu.

"Şimdi , birlikte bedenini keşfedeceğiz sevgilim, daha önce senin bile dokunmadığın her yere dokunacağım ve bunu yaparken de beni izleyeceksin. Anlaştık mı?"

Vaatleri aklımı başımdan almıştı ve ben anlaştığımızı söylemekten aciz, parıldayan gözlerine hapsolmuş bir halde sadece başımı sallayabilmiştim. Dudaklarını pek çok defa tenimde hayal etmiştim ancak şimdi anlıyordum ki gerçeğiyle kıyaslanamaz duyguların beni getirdiği noktayı, gerçeğini yaşadıktan sonra çoktan yok sayacaktım. Hayaliyle hissettiğim tüm duygular, basit bir demo gibi kalmıştı ve şimdi aslını yaşayarak geri dönülmez bir şekilde aşık olmuştum.