FOTOĞRAF

7.4K 677 78
                                    

Herkese iyi okumalar diliyorum.

Yalnızlığımın altını çizen masaya bakarken yemekleri çöpe atmakla saklama kaplarına doldurmak arasındaydım. Sanırım bu karar aslında Pablo'nun erken geleceğine olan inancımla alakalıydı. Saklama kabına koyarsam mutlaka geldiğinde yerdi, tabi bir kaç gün içinde gelirse. Atarsam da uzun bir süre gelemeyeceğine inanmış ve umut etmekten vaz geçmiş olacaktım. Acelem yoktu, bu gece gelmeyeceği kesindi ve ben o zamana kadar anlatacağı her ne ise merakla beklemek zorundaydım. Pablo'nun nasıl olup da kendini her zaman merak ettirerek aklımda uzun süre kalmayı başardığına şaşırıyordum. Masayı es geçerek söylenerek kahve yaparken çalan kapı ile bir an "acaba?" Dedim.

Yeni düzenimizde kapıdaki korumalar eve istediği gibi giremiyordu ve çoğu zaman Dany bile Pablo ile dışarda konuşuyordu, kahvaltıya ise eskisi gibi sık gelmiyordu.

"Naber Eylül?"sorudan çok selamlama şekliydi Dany'nin.

"İyidir Dany, geçsene. " Pablo varken bile girmezken şimdi hiç girmeyecekti ama nezaketen davet etmem gerekiyor gibi hissetmiştim.

"Biliyorsun Armando'dan sonra böyle bir önlem aldı Pablo, girmeyeyim ben."

Armando'ya ne olduğunu ve Armando 'dan sonra neden eve girmeye çekindiklerini bilmiyordum. Çoğu defa sormuştum ama sonra diyerek ertelenen konuşmamıza dahil olduğunu söylemekten başka bir şey anlatmamıştı.

"Evet şu Armando meselesi. Keşke böyle olmasaydı. " söylemek istediğim , keşke eskisi gibi bana karşı rahat olmasıydı ama Dany'nin öyle anlamadığı açıktı.

"Sen gayet iyi karşıladın bence bu durumu, gerçi Pablo da çok üzülmedi gibi görünüyor ama içten içe çok üzüldüğünü görebiliyorum. Yine de kimsenin aklına gelmezdi. Son ana kadar Pablo'nun da aklına gelmemişti ya. "

Dany, konuşacak birilerini arıyordu muhtemelen ama bu konuşmayı her ne kadar çok merak ediyor olsam da Pablo'dan dinlemeliydim. "Boşver şimdi canımızı sıkmayalım bunları konuşarak. " Canımız zaten yeterince sıkkındı ya da benimki öyleydi. "Sen neden geldin Dany?"

Dany, bir an aklına gelmiş gibi şaşırarak elini kaldırıp birilerine seslendi. Yanımıza ulaşan adam bakışlarını çok kısa bir süre üzerimde gezdirdikten sonra elindeki kocaman kutuyu Dany'e uzatıp başıyla selam verip eski yerine tekrar döndü. Hareketlerini takip eden Dany, açıklama gereği duymuştu. "Şu aptal korumalardan birinin kuzeni. " Bahsi geçen aptal koruma beni hırpalayanlardan biri olmalıydı. "Onları affettiğini söylediğin için hepsi sana hayran ve merak ediyorlar. Aralarında senden melek diye bahsediyorlar. "

Pablo'nun sözünü tuttuğuna inanmamıştım ve bebeğim gittikten sonra da aklıma dahi gelmemişti. Bir suçlu aramak hatta bulup yargılamak bebeğimi geri getirmeyecekti ve aslında o adamların suçları da yoktu. Mahçup bir şekilde "anlıyorum " diyebildikten sonra Dany, kutuyu evin içine bırakıp çıktı.

"Pablo, bununla ilgileniyorken telefon geldi, sana kendi vermek isterdi belki ama bizim vermememizi söyledi. " dedikten sonra bir sır verecekmiş gibi yaklaşıp sesini alçaltarak devam etti, "seninle bu kadar konuştuğumuzu bilmiyor, aramızda kalırsa. "

Daha fazla devam etmesini engellemek için elimi boşlukta sallayarak durdurdum. "Saçmalama Dany, tabi ki. Peki ne zaman gelecek biliyor musun?"

"Bunu Pablo bile bilmiyor. Beni senin yanında bıraktı, son yaşananlardan sonra güven konusunda çok sorunlu davranıyor, haklı olarak. "

"Peki ben dışarı çıkabilir miyim yoksa evde kalmam mı gerekiyor?"

"Sen özgürsün, istediğini yapmak ve yaptırmak konusunda. İnan bana İtalya'da Pablo'dan daha çok forsun vardır. "

ASLAN'IN PENÇESİNDE  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin