Herkese iyi okumalar diliyorum.
Ruhumun en derinindeki soru; ben kimim değil, kim olmak istiyorum.
Günlüğümün son satırlarını da yazdıktan sonra Ant'a bakmak için salona doğru adımlarken bu eve ne kadar hızlı alıştığımı düşündüm. Pablo'nun çiftlik evine de Gülce'nin Roma'daki evine de çok çabuk alışabilmiştim. Sorunumun bu olduğunu farkedince görüş alanıma giren ve bana doğru bakan Ant'a sorma gereği duydum.
"Abi, sence bu durumu hiç yadırgamıyor olmam bir sorun mu?"
Ant, anlamadığını belli edercesine kafasını yana yatırıp soruyu açıklamamı bekledi. Aklımdaki aslında ev değildi, evler hiç değildi.
"Ben annemin ve babamın heyecanla beklediği Carine iken, başka bir ailenin Eylül bebeği oldum. Sonra, tanımadığım bir adamın karısı, senin öz kardeşin ve en sonunda da doğmak istemeyen minicik bir bebeğin annesi. Her durumu da kabul ettim ve yadırgamadım. Şu an da yadırgamıyorum. Sence bu normal mı?"
Ant'la iki aydan beri Amiens'te kendi halinde bir evde tedaviye çekilmiştik. Paris'e bir saat uzaklıkta olması ve kasabanın güzelliği Ant'ı buraya gelmeye itmişti. Ant hızla iyileşirken ben günden güne hastalanıp zorla hareket edebiliyordum. Bebeğim ilk muayeneden beri güçsüz kalp atışlarına ve yetersiz gelişime sahipti. Doktorum, umutlanmamam gerektiğini açıkça söylemişti. İlk gebeliklerde düşük yapma oranının daha fazla olduğunu açıklamaya çalışmıştı. Tek yapmam gerekenin ise, sağlıklı beslenip huzurlu bir gebelik dönemi geçirmem olduğunu da eklemişti. Bu duruma da hemen adapte olup kendimi günün çoğunda yatağa bağlayabilmiştim hatta Pablo'dan haber alamamayı göze alarak onunla tüm iletişimimizi dahi kesebilmiştik. Ant , burada olduğumuza ihtimal veremeyeceğini söylemişti. Evin kayıtları , ailemizle hiç ilgisi olmayan insanlara aitti ve dört farklı araba değiştirerek buraya gece yarısı gelmiştik. O gecenin sabahına doğru ani bir mide bulantısıyla uyanıp kasabanın küçük kliniğinde sabahı etmiştim. Yanımda bizimle gelen hemşire vardı ve Ant evde her şeyden habersiz uyuyordu. Doktor muayene sonrasında bebeğin kalbinin atmaya başladığını bazı anne adaylarında bu durumun fark edilebildiğini bazı anne adaylarında ise günlük koşturmaca içinde fark edilemeyeceğini ifade ederek içimi rahatlatmıştı. Pablo'ya, onun artık bir fetüs olmadığını, kalbi atmaya başladığı için, bilimsel adının değiştiğini söylemek istemiştim ama bunu yapmayarak eve dönüp uykuma devam etmiştim.
Ant, Marcus'a gerekli bilgileri verdikten sonra , Pablo'nun kıçını kollamasını ve bizi bulamamasını rica edip ara ara haberleşmişti. Gülce de başlangıçta benim gibi zor bir gebelik geçirmişti ancak şimdi sağlıklı bir bebek bekliyordu. En büyük desteği de Gülce'den almıştım. Kendi bebeğini öldürmek isteyen bir adamdan kurtulmamı destekliyordu. Bu zaman içinde düşündükçe Pablo'ya olan duygularımın da hep bu çemberde dönüp durduğuna emin olmuştum. Kendi kanından olan kendi bebeğini istememiş olması onunla ilgili her şeyin ötesindeydi. Sevgimin, aşkımın, tutkumun ve şimdi de özlemimin...
Ant'ın düşüncelerinin içinde , seçerek ayırdığı kelimeler dudaklarından çıkarken çoktan kendi düşüncelerime dalmıştım.
"Sorun değil bitanem, emin ol ki sorun değil. İnsanlar, içinde bulundukları durumları, sahip oldukları evleri, arabaları, işleri hatta kendi çocuklarını bile öyle çok benimseyip kendilerinden öte tutuyorlar ki, ellerinden gittiği zaman derin bir çöküş yaşıyorlar ve çoğu da tekrar toparlanamıyor. Sen aslında bunu bir defa yaşadıktan sonra anladın. Hiç bir şey kalıcı değil ve sen de değişen şartlara en iyi şekilde adapte olmak zorundasın. Senin motivasyonun çoğu insanın üstünde. Anlattıklarına göre, çiftlik evinde uyandığın zaman her insan gibi ilk önce durumu çözmeye çalıştın. Senin hayatını tehdit edecek bir şey olmadığını anladığında da adapte oldun. İçten içe eğer bu durumu kabul etmezsem daha büyük zorluklar yaşarım diye düşündün ve sen daha zorunu başararak adapte olabildin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLAN'IN PENÇESİNDE
RomanceElindeki kadehi ağır ağır dudaklarına götürürken hareketlerimi inceliyordu. Gitmemi istemediğini biliyordum yine de emin olmak zorundaydım. Bakışlarımı üzerinden çekip kapıya doğru çevirdim. Adımımı atacakken kolumdan tutarak yüzlerimizi birleştirdi...