BUMERANG

16.5K 668 62
                                    

Herkese iyi okumalar diliyorum.

Pablo nasıl isterse öyle olmuştu. Önce, saçlarımı kurutmuş sonra da üzerime kalın bir hırka almıştım ve mutfağın rahat koltuklarına gömülen Pablo'nun kucağında onun anlattıklarını dinliyordum. Üniversitede mükemmel bir hayatı varmış ta ki babası öldürülene kadar. Aslında babasının öldürüleceğinden neredeyse eminmiş çünkü büyük babasının bile karşı çıkmadığı düzene babası karşı çıkmış ve çok fazla düşman edinmiş. Babasının genç şöförü kollarında aşırı dozdan uyuşturucudan ölünce önce İtalya da sonra da Avrupa'da uyuşturucuya karşı bir savaş başlatmış, çok ses getirmiş, çok da düşman kazanmış.
Peki, benimle neden evlenmek istiyordu?

Arthur Chane, Dace 'in babasıydı ve gerçek adı; Thomas Lane'di. Amerikalı bir masondu ve kendini Fransız gibi göstererek, Avrupa'yı ordan da Türkiye ve Orta Doğu'yu uyuşturucuya bulayan kişiydi. Babası, zamanında büyük kayıplar vermesine neden olmuştu hatta Avrupa'daki tüm yolların kapanmasına kadar Arthur Chane'i sıkıştırmıştı ve bunu da canıyla ödemişti. Pazar günü kiliseye giderken yolda çapraz ateş altında kalarak can vermişti , isteseydi kiliseden sonra da babasını öldürebilirdi ancak o kadar kötü bir adamdı ki son kez dini vazifesini yapmasına bile izin vermemişti.

Dace ise , babasını ve tüm hayatını ablasının ölümünden sonra terk etmiş kayıplara karışmıştı. Aslında Arthur Chane, biricik oğlunun her attığı adımı biliyordu ta ki İtalya'ya gelene kadar. Oğlunun İtalya'ya gelmesine engel olamayarak çok büyük bir risk aldığının da farkındaydı bu yüzden de gücünü göstererek Pablo'ya göz dağı vermek istemişti. Oğlunun her zaman gittiği mekana düzenli olarak uyuşturucu gönderip arkasında olduğunu, kendince, göstermek istemişti. O gece de Pablo, o yüzden mekana gidecekti ve Dace'in dikkatini benimle dağıtması için benim de gitmem gerekliydi. Ufak bir oyun olduğu için ise kızmama gerek yoktu, asıl kızgın olan kendisiydi. Mekanın sahibi, İtalya'nın en pislik adamlarındandı ve o gece kafayı bana taktığı için Pablo, onu vurmak zorunda kalmıştı. Karısı dul kaldığı için ise önünde iki seçenek vardı; ya başkasıyla evlenecek ve dul bıraktığı kadına ömür boyu bakacaktı, ya da dul bırakan kendisi olduğu için kadınla evlenmek zorunda kalacaktı. Bu kural, çok eskiden , her güçlenen aile üyesinin, bir başkasının karısına karşı saygılı olması için konulmuştu ve aile için namus çok önemliydi.

Burada biraz benimle evlenme sebebinden bahsetmiş olabilirdi.

Dahası ve en önemlisi, Marcus, Arthur Chane ile Araplar arasında bir bağlantı bulmuştu ve hepsi de bizim restoranların üzerinde birleşiyordu. Bu da beni daha açık hedef haline getiriyordu ve iş böyle olunca Dace'in iyi niyetine kimse onu inandıramazdı.

Uykudan bayılmak üzereydim ve beni konuşturmadan anlattığı her şey uykumun daha da fazla gelmesine neden olmuştu. Zaten elle tutulur beni ilgilendiren hiç bir bilgi de vermemişti. Yarın , kendi seçtiği gelinliği giyip, kendi seçtiği mekanda , Armando 'nun otelinde, sade bir yemek yiyerek aileye takdim edilecektim. Öncesinde kilisede küçük bir tören de olacaktı ama o zaten kısa süreceği için endişelenmeme gerek yoktu.

Zorla kendimi yatağa atacakken bir gece öncesinden halini görerek birden deli gibi yatağın örtüsünü toplamaya başlamıştım ki Pablo, sakince örtüyü elimden alıp dolaptan çıkardığı bir kutuya itinayla yerleştirdi. Dün üzerimde olan hırkayı da aynı özenle kutuya koyduktan sonra elimden tutarak beni kendi kaldığım odaya yönlendirdi. Sessizce yatağa girdiğimizde aklımda sadece neden o şeyleri kutuya koyduğu vardı. Pablo, içimi okumuşçasına , "sor hadi " dediğinde şaşırmamıştım.

Ağzımdan sadece "neden?" Kelimesini bile zorla çıkarabilmiştim zira, Pablo neyden bahsettiğimi gayet iyi biliyordu. Beni göğsüne çekip üzerimdeki hırkayı ve elbiseyi hiç acele etmeden çıkardı. Başımdan bir tişört geçirip göğsüne yaslayarak bir eliyle de saçlarımı okşamaya başladı. Derin bir nefes aldığında artık anlatacağını anlamıştım.

ASLAN'IN PENÇESİNDE  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin