KİLİTLER

19.2K 768 106
                                    

Hepinize iyi okumalar diliyorum.

Eve gelene kadar sıktığım kaslarımın acısını yeni yeni hissediyordum. "Yalancı Eylül, dans ettiğin için kasların ağrıyor, yalnız Eylülcüm, onlar nasıl figürlerdi öyle, şimdi Pablo'ya ver bakalım hesabını. "Hain bir iç sesim vardı ve en lazım olduğunda kenara çekilip bir de dalga geçiyordu benimle.

Pablo, salona kadar dayanamamış beni mutfağın içine bırakıp koltuğa oturmamı işaret etmişti, hem de yumuşak bir baş hareketiyle. Şimdi ise bir sağa bir sola deli gibi volta atarken elleriyle saçlarını çekiştirip sakinleşmeye çalışıyordu. "Sen de konudan uzaklaşıp adamın sırt kaslarını dikizle Eylül, bu durumda bile vallahi bravo. "

"Ne var aranızda?"

"Kiminle ? Rosa'yı mı kast ediyorsun? Bak Pablo, ben seni aramıştım aslında mesaj da attım sana ama sen dönmeyince ve Rosa da beni düşündüğü için aslında. Ben böyle..."

Elini susmam için aşağı yukarı hareket ettirip devamını beklemeden bir kaç saniye gözlerimin içine baktı.

"Böyle olmak zorunda mısın? Şu ifadeyle herkese her istediğini yaptırabilirsin inan bana. "

"Pablo , neyden bahsediyorsun bilmiyorum ama anlatmama izin verirsen eğer..."

"Eylül! Eylül!" Sonuna doğru kısılan bir sesle konuştuğunda bir eli yanağımdaki saçları kulağımın arkasına iliştiriyordu.

"Bu kadar masum olmak zorunda mısın? Her şeyi daha da zorlaştırıyorsun. "

"Ben anlamaya çalışıyorum seni ama Pablo, sen..."

Konuşmama bir kez daha fırsat vermedi ancak bu kez elleriyle değil dudaklarıyla susturmuştu beni. Az önce ellerine dolayıp kulağıma iliştirdiği saçlarımı ellerine hapsedip dudaklarından nefesini bıraktı, sanki içime tamamen işlemek ister gibiydi. Dünyanın bütün zamanlarına sahipmiş gibi acelesiz ancak o kadar zaman dahi yetmeyecekmiş gibi derin öpüyordu.

Aklımın kapısını tüm sorulara kapayıp sadece anda kaldım. Günlerdir ellerimi dolaştırmayı hayal ettiğim saçlarına asılıp kendime daha çok çektim. Nefes almak umrumda bile değildi ve saçlarına dolanan ellerimin içleri karıncalanıyordu. Bir eli şortumun üzerinden kalçamı kavradığında benden çıktığına inanamadığım bir inleme , dudaklarımdan dudaklarına ulaşmıştı. Şimdi de ben içine işliyordum ve Pablo'nun bundan haberi kesinlikle vardı.

"Sana bu şortları giyme demiştim. "
Dişlerinin arasından arzuyla söylediği kelimeler kalbime ulaşmıştı çoktan.

"Kıskanıyorsun. "

Arsız bir gülümseme ile cevap vermişti. Arsızlığının kıskanmasına mı yoksa kıskanmamasına mı olduğunu bilmiyordum ve şu an bilmek dahi istemiyordum. Bir elimi saçlarından çekip gömleğinin içinden geçirerek sırtına dokundum. Aynı anda elektriğe tutulmuş gibi irkildik ama bu , hareketlerinin daha da sertleşmesine sebep olmuştu.

Kolay kolay toplanamayacak ve durumu kurtaramayacak bir andaydık. Rosa'nın çığlığına karışan Armando'nun küfürleri kulaklarımıza ulaştığında Pablo da sıkı bir küfür savurdu. Her şey birbirine karışmış ve hiç bir şey normal görünmüyordu. Rosa, hızla toparlanıp beni kendine doğru çekip sarıldı.

"Sen gerçek bir iblissin Pablo!!! "
Rosa söyleyeceklerinin devamı varmış gibi nefes almıştı ancak sonradan vazgeçip etrafımdaki kollarını sıklaştırdı.

"Şimdi burda bu konuyu konuşuyoruz Pablo, aksi halde senin günahına ortak olmayacağım. "

En az Rosa kadar sinirli konuşan Armando 'nun bakışları kısa bir süre üzerimde dolaştı fakat hızla gözlerini çekip tekrardan Pablo'yu hedef aldı. Pablo'nun bize kızması gereken yerdeydik ancak ben hariç kimse suçluluk hissetmiyor gibiydi. Gizlice dışarı çıkmış olmaktan  çok öpüşürken yakalanmış olmaktan dolayı utanıyordum ve şu an bana sarılan Rosa'ya minnettardım.

ASLAN'IN PENÇESİNDE  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin