Sana ihtiyacım var (44)

2.6K 324 286
                                    

İthaf: Mavi_S-A-K

Arkadaşlar bölüm erken geldi. Hep böyle olmasını istiyorsanız bol satır arası yorumu lütfen.

Zaman ne de çabuk geçiyor MonaSaat on ikidir söndü lambalarUyu da turnalar girsin rüyanaBakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Saat on ikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar...

Gözleri tavandaki ampulun etrafında dolanan küçük kelebekte takılı kalmıştı kadının. Kendisi kelebekten ne kadar korksa da annesi 'bir ölümüzün ruhuna bürünüp gelmiş kızım, kovmak olmaz' der, öylece uçmasına izin verirdi.

"Sen mi geldin anne" dedi kadın gözlerinden süzülmeye başlayan yaşlarla. Alnından süzülen kan damlaları parkeye bir bir damlarken göz yaşları da karışmıştı kan damlalarına.

Tavanda uçuşan kelebek gittikçe daha da kadına yaklaşırken içini bir korku sardı kadının. Ne konuşabiliyor, ne hareket edebiliyordu. Gözleri zorlukla karnının üzerinde uçuşan kelebeğe kayarken kelebeğin karnına konmasıyla nefesini tuttu.

"Hayır git buradan" dedi hıçkırıklarının arasından kelebeği izlerken.

"Hayır dokunma bebeğime!" kelebek karnında gezinirken yana düşen kollarını kaldırmaya çalıştı kadın.

"Git buradan git!" çığlıkları evin küçük odasını sararken hıçkırıkları göz yaşlarına eşlik ediyordu. Duyduğu gürültülü kapı sesi ile kelebek havalandıktan sonra açık olan pencereden çıkıp evi terk etti.

"Ben geldim hayatım" odanın kapısının açılmasıyla gözleri kapının arkasındaki kocası ile buluştu kadının.

"Nefes!" adam elindeki ekmeği koltuğun üzerine bırakıp kadının yanına, yere bıraktı kendini.

"Nefes iyi misin? Ne oldu burada!" dedi Tahir kadının yüzünü ellerinin arasına alırken. Nefes'in gözleri kocasının gözlerini bulurken göz yaşları elini ıslattı adamın. Başında hissettiği şiddetli ağrı ile yüzünü buruştururken gözlerini yumup açtı. Tahir'in bulanık yüzü görüş açısına girerken sesleri büyük bir kargaşa yaratarak zihninin içinde yankılanmaya başladı.

"Nefes! Nefes kendine gel" yanağında hissettiği küçük tokatlar ve başının sağa sola sarsılması ile gözleri ve bilinci tamamen kapandı kadının. En son hissettiği şey bedeninin yerden havalanmasıydı.

Ay ışığı bu gece dolmadı pencereme
Ölüm belki olur da ayrılığı deneme

*****

Çiçek yanında Behlül ile konağın bahçesine girerken adamların önlerine geçmesiyle duraksadılar.

"Çiçek Hanım bu bey kim?" dedi adamların biri Behlül'ü işaret ederken.

"Konağı arıyormuş ben de getirdim" dedi Çiçek ise.

"Ne için gelmiştiniz?"

"Nefes Zo... Kaleli"

KÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin