Kural 1 : Pantolon yasak, ailenin geleneksel kıyafetleri giyilecek
Kural 2 : kız kısmı oturaklı olur kocasının, erkeğin işine karışmaz
Kurak 3 : Kocadan izinsiz dışarıya adım atılmayacak
Kural 4 : Kadın çalışamaz evde temizlik yapar
Kural 5 : Kuma g...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
3 ay sonra
Kar taneleri ıslak zemine bir bir düşerken sert rüzgarın esip uçurduğu sonbaharın son demlerinden kalan yapraklar havada dans edermişçesine süzülüyorlardı. Kuru soğuk İstanbul'u esir almış, küçük bir fırtınaya ev sahipliği yapmıştı.
Adam elindeki poşetini paltosunun cebine sıkıştırdıktan sonra yürümesine devam ederken şiddetli esen rüzgara karşın başını çevirip rüzgarın yüzünü bulmasını engelledi. Nihayet evinin kapısının önüne geldiğinde soğuktan kaskatı kesilmiş olan elini cebine atmış, anahtarı çıkarıp kapıyı açmıştı.
"Abi sen mi geldin?" salondan gelen ses ile bir yandan kapıyı kapatırken bir yandan da cevap verdi.
"Ben geldim Murat" paltosunu astıktan sonra cebinden poşeti çıkarıp salona doğru yürümeye başladı. Hizmetlilerin onu güler yüzle karşılamalarına karşın o da her birine teker teker gülümseyip salonun kapısından içeri geçti.
"Abi çikolata mı o!" dedi Murat adamın elindeki poşete bakarken. Tahir elindeki poşeti havaya kaldırıp başını olumlu anlamda salladı.
"Ama sadece üç tane var ne edeceğiz" dedi kollarını iki yana açarak. Murat'ın gözleri salonun bir köşesinde kabuğuna çekilmiş olan Fatih'i bulurken Tahir'in de elleri inmiş, gözleri Fatih'i bulmuştu.
"İkizum" dedi Murat ama Fatih'te hiç hareket yoktu. Dalmıştı yine, uzaklara... Çok uzaklara...
"Fatih" dedi tekrardan duymasını ümit ederek. Fatih irkilirken gözleri Murat'ı buldu.
"Efendum?"
"Oğlum olmayi ki böyle ama, artık kendini toparlaman lazım"
"İyi geceler" dedi Fatih ve oturduğu yerden kalkıp yavaş ve sersem adımlarla salonu terk etti. Murat ve Tahir'in gözleri birbirini bulurken Tahir poşetin içindeki çikolataların birini çıkarıp Murat'a fırlattı.
"Karına verirsin" dedi ve salondan çıkıp merdivenlere yöneldi. Merdivenleri ikişer ikişer çıkarken konağın bu denli sessiz olması canını sıkmıştı. Herkes keyifsizdi. Çiçek'in ölümünün üstünden 3 ay geçmişti. Çiçek'i kimsesizler mezarlığına gömmeye gönülleri el vermemiş aile mezarlığına gömmüşlerdi. Polisler olay yerine baskın yapmış, bütün kızlar kurtulmuş, onları alıkoyan adamlar ise tutuklanmışlardı. O günden sonra konak da sessizleşmiş, herkes kabuğuna çekilmişti. Adımları kız kardeşinin odasının kapısını bulurken durdu. Kapıya vurduktan sonra 'gel' sesini işittiğinde kapı tokmağını eliyle kavrayıp yavaşça açtı.
"Abi" dedi kız uzandığı yatağında doğrulup otururken.
"Sana çikolata aldım" dedi Tahir elindeki poşeti gösterirken. Efsa'nın yüzünde buruk bir tebessüm oluşurken elini yatağa vurup abisine gelmesini işaret etti. Tahir poşeti komodinin üzerine bıraktıktan sonra yatağa, kardeşinin karşısına oturdu.