Kapıyı açarken içim kıpır kıpırdı ve kalbim çıldırmışçasına çarpıyordu fakat karımı yatakta ayıcıklı pijamayla görünce çok şaşırdım. Hayal kırıklığına mı uğramıştım? Yok... yok hayır ne alaka.
"Tabii canııım." diye uzatan iç sesime umursamazca omuz silktim. Tabii ki de hayal kırıklığına uğramamıştım. Ben neden bir hayal kırıklığına uğrayacakmışım ki? Annemin bana kurduğu tuzaktan kurtulduğuma sevindim daha çok.
Sesimi çıkarmadan odadaki yanan mumları tek tek üfledim ve sonra üzerimi değiştirip karımın yanındaki yerimi aldım. Yolculuk yormuştu beni, başımı yastığa kor komaz gözlerimi kapadım. Tam uykuya dalacaktım ki "Ne o, aramıza sınır koymayacak mısın bu gece?" diyen karımın sesiyle irkildim.
"Sınıra ne hacet, zaten duvar gibi sırtın var." diye cevap verdim.
Öfkeyle dönüp gözlerini bana diktiğinde zümrüt yeşili gözleri karanlıkta bile parlıyordu.
"Sen ne demek istiyorsun Ezman ağa, bana kilolu mu demek istiyorsun?" diye çemkirdi.
"Hayır hayır kesinlikle değil, sadece yüzünü dönsen diyorum bana."
"Yüzümü ne yapacaksın, beni zaten kendine uygun görmüyormuşsun ya," dedi sitemkar bir ses tonuyla.
Komidinin üzerinde duran gece lambasına uzanarak "Bir dakika ya ben ne zaman öyle bir şey söyledim, ben sadece bir birimizi tamamlayamayız demiştim," diyecektim ki ışıkların açılmasıyla karımın o öfke saçan yeşillerinin büyüsüne kapılmam bir oldu.
"Ben... ben öyle demek istemedim," dedim onun yerine. "Ben aslında... biz birbirimizi tanımıyoruz bile... o yüzden yani... nasıl tamamlayacağız demek istemiştim," dedim kekeleyerek.
"Boşuna uğraşma Ezman ağa. Ne söylediğini gayet iyi biliyorum. Ben sana bir şey diyeyim mi? Sen bize hiç bir zaman bir şans vermedin. Evlendiğimiz günden beri bir öylesin bir böyle. Yanıp sönen bir fener gibisin," dediğinde işi şakaya vurarak "Yok ben Galatasaray'lıyım," dedim.
"Ben de Fener'liyim n'olcak konumuz bu mu!" diye yüzüme atılan karım tekrar bana sırtını dönmek istediğinde kolundan tutarak ona engel oldum. "Tamam kızma hemen, şaka yaptım."
"Biliyorum şaka yaptığını, ben de zaten bu yüzden kızıyorum. Seninle şurada konuşmaya çalışıyorum sen ise dalga geçiyorsun."
Bıkkın bir ses tonuyla "Ne yapmamı istiyorsun Asmin, nasıl davranmamı istiyorsun?" diye sitem ettim.
Avucunun içiyle yanağımı okşarken yeşilleriyle adeta kalbime dokunuyordu. "Konuş benimle Ezman, neden böyle yapıyorsun? Kafamı karıştırıyorsun. Dediklerinle yaptıkların birbirlerini tutmuyor."
Birden ciddileşip yatakta doğruldum. Gözlerimi bakışlarından kaçırarak birbirinin etrafında çevirdiğim baş parmaklarıma odakladım. "Dengesiz hareketlerim var çünkü dengem şaştı. Tatil için gittiğim memleketimde evlenmek zorunda bırakıldım. Peki sen nasıl her şey normalmiş gibi davranıyorsun Asmin? Benimle birlikte seni de töreler istemediğin bir evliliğe zorlamadı mı?"
Burnunu havaya dikerek "Hahhay kendi adına konuş şekerim beni kimse istemediğim bir şeye zorlayamaz, ben seninle istediğim için evlendim," dedi. Bu hareketiyle o kadar tatlıydı ki içim ılıdı. Gözümün ucuyla onun bu havalı hallerini süzerek "Ha... şu ablamın yerine geçtim meselesiyse o sayılm..." derken "Hayır öyle değil," diyerek sözümü kesti. Meraklı bakışlarım yine gözleriyle buluştuğunda konuşmaya devam etti.
"Aslında ben seni daha önce de görmüştüm... hani sen Mardine geldiğin ilk sıralar Baran ağanın düğünü olmuştu ya... işte seni ilk defa o düğünde görmüştüm. Sonra oturdum plan yaptım. Gelip gidip abimin kafasına kız kardeşin Dilan'ı soktum. Sonra abim planladığım gibi kızkardeşini kaçırdı ve berdel kararı çıktı. Ablamın eğitim hayatını bahane ederek kendimi öne sürdüm ve seninle evlenmemi sağladım."
Ağzım açık bir şekilde dinliyordum onu. Gerçekten bütün bunları yapmış mıydı? Olabilir miydi gerçekten?
"Gerçekten bütün bu olanlar senin planın mıydı?" diye sordum şaşkınca. "Neden yaptın bunu?"
"Çünkü seni görür görmez aşık sana oldum ağam." diye cevap verdi cesurca.
Doğru mu duymuştum? Sana aşık oldum mu demişti? Kendimi tuzağa düşürülmüş gibi hissediyordum ama tuhaf bir şekilde bu tuzak hoşuma gitmişti. Resmen töreleri parmağında oynatmış bana ulaşmak için. Çok fena. Çok fena hem de.
"Hem fena hem güzel Vallaha."
Aynen hem fena hem güzel, hem de benim karım. Her ne kadar beni tuzağa düşürmüş olsa da, töreye attığı bu kazık buna değer di.
"Böyle tuzağa can kurban."
Evet ya böyle tuzağa can kurban. Dur! Dur! Bir dakika ya... bu iç ses beni gaza mı getiriyordu? Evet öyle oluyordu biraz ama ben bundan nedense rahatsızlık duymuyordum. Onunla gurur duyuyordum ve tabii ki de bana aşık olduğu fikri hoşuma gitmişti. Benimle zorla evlendiği için değil beni sevdiği için yanımda olan bir kadın vardı artık karşımda. Hem nasıl bir kadın? İçim yine kıpır kıpırdı ve muhtemelen ağzım kulaklarıma kaymıştı şu an. Bu bilgi aramızdaki bütün dengeleri değiştirebilirdi. Asmin'e çapkın bir bakış atarak "Demek Küçük Berdelim bana ilk görüşte aşık olmuş," derken ona biraz yanaştım.
Kikirdeyerek "Hıhı... ya sen?" diye sorduğunda yine dürüstlük abidesi kesileceğim tutmuş olacak ki "Değilim." diye mırıldandım. İç sesim, "Değil ama her an olabilir" diye düzeltse de Asmin iç sesimi duymuyordu.
Ona biraz daha yaklaşarak "Çok mu aşıksın bana?" diye sorduğumda "Çoook" diye kahkaha atınca onunla birlikte gülmeye başaladım. Neyse ki duymamıştı herhalde beni. Ben gülmeyi bıraktığımda Asmin hâlâ gülüyordu. Bir müddet sonra karnını tutarak kahkaha atmaya devam ederken "Ayy Ezman bu kadar da salak olamazsın, gerçekten inandım bu hikayeye deme bana sakın," diyordu kahkahalarının arasında.
Bozularak ondan uzaklaştım. "Ne yani bütün söylediklerin yalan mıydı?" derken sesimdeki hayal kırıklığını gizleyememiştim.
"Tabii ki öyle... doğru olamayacak kadar saçma bir hikaye!"
"İyi! Bana dengesiz diyene bak! Pis fenerli! Asıl sensin dengesiz!"
"N'apalım ağam üzüm üzüme baka baka kararırmış. Yemekte benim kalbimi kırmanın intikamını böyle alırım işte. Bir daha kalbimi kırmadan önce bunu düşün!"
Çok sinirlenmiştim. Asmin'in beni salak yerine koymasına mı yoksa bana aşık olmamasına mı bilmiyordum ama moralim harbiden çok bozulmuştu.
"Başlayacağım senin kalbine de sana da... diye söylenerek yatakta sırtımı döndüm. Neden bu kadar üzülmüştüm? Onun bana aşık olmasını istiyor muydum gerçekten? Bu sorunun cevabını gecenin sessizliğine gömerek gözlerimi kapadım. En iyisi bu olayın fazla üzerinde durmamaktı. Asmin eliyle omuzuma dokunarak "Kızdın mı ağam?" diye sorduğunda onunla konuşmak istemediğim için uyuma numarası yaptım. Benden bir cevap alamayınca o da bana sırtını dönüp yatıverdi. Onun uyuduğundan emin olduktan sonra dönüp ona arkadan sarıldım. "Keşke olsaydın. " diye fısıldadım ve saçlarından yayılan o muazzam kokuyu derince içime çekerek gözlerimi kapadım.
-bölüm sonu-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstikamet Londra (Töre Mecburiyetim kitabı)
PoetryBu kitapla bambaşka bir töre hikayesi okuyacaksınız. Bol kahkahalı kimi zaman gözyaşları içinde kimi zaman da öfkeleneceksiniz. Ama bir karakter var ki o sizden biri. Onu seveceğinize emimim. Ezman okumak için gittiği ve orada kalıp çalışmaya başl...