Öylece donup kalmıştım direksiyonun başında. Şu an rüyamla tıpatıp aynıysa... o zaman rüyamın devamı da mı...? Aman Allah'ım! Hayır olamaz bu! Ben Angelina'yla Asmin Toni'yle berdel... olamaz! Olamaz bu!"Ezman ne 'olamaz olamaz' diye sayıklayıp duruyorsun? Hadi gaza bassana, bak Berfin iyice yaklaştı."
Kabusuma hapsolmuş gibiydim kulağıma ilişen sesi anlayamıyordum. Angelina üzerinde Asmin'in gelinliğiyle bir vampirin avına sokulması gibi bana doğru yaklaşıyordu ve Asmin düğün gecemizde giyindiği o gecelikle Toni'nin kucağında kahkaha atıyordu. Biri beni omuzumdan tutarak silkelemeye başladığında "Uzak dur benden!" diye bağırmamla gördüğüm kabustan aniden sıyrılıp tekrar Gülçin halamın uzun insanlara eziyet etmek için üretilmiş araba modeline geri döndüm. Asmin ise yan koltukta şaşkın bir şekilde bana bakıyordu.
"Çok şükür burdasın," diyerek sarıldım ona. İyi ki benim berdelim olmuş Asmin'im yoksa Angelina beni bir vampir gibi avlayacakmış.
"Angelina değil vampirina mübarek."
Küçük Berdel'im sarılmama çekimser bir şekilde cevap verirken "Ezman n'oluyor sana Allah aşkına, önce 'olamaz' diye sayıklıyorsun sonra 'dokunma' diye bağırıyorsun, şimdi de 'şükürler olsun' diyerek boynuma atlıyorsun? İyi misin sen?" diye sorduğunda sarılmamı gevşetip minnetle yeşil zümrütlerine baktım.
"Çok kötü bir kabus görmüştüm de hâlâ onun etkisinden kurtulamadım Asmin'im," diye cevap verdim hakkımızda berdel kararı çıkaran aşirete içimden hayır dualar ederek.
"Euhm... Durun... burası benim sahnem, yazar hanım 'içimden' yazdı."
Ben tekrar Asmin'e sarılıp iç sesime gözümü devirirken o bizi berdel yoluyla everen aşirete hayır dualar ediyordu.
"Allah o aşirete hayırlı berdel kararları almak nasip etsin. Allah"
"Ulan iç ses Allah seni bildiği gibi yapsın." diye düşünürken arabanın camı tıklatıldı. Sarılmamı gevşetip başımı dışarıya doğru çevirdiğimde Berfin elinde benim arabamın anahtarını sallıyordu. Anasının kızı n'olacak.
"Ezman abi istersen senin arabanla gidelim bu araba sana bir beden küçük gelmiş de." derken sırıtmaktan ağzı yırtılacaktı nerdeyse.
Gidelim Berfin, gidelim," diye mırıldanıp Asmin'e döndüm. Şunun şurasında sevdiğim kadını okula bırakıp birlikte mini minnacık biraz vakit geçirmek istemiştim ama olmamıştı. Kara kedi Gülçin halam yavru kediyi göndermişti peşimizden. İçimdeki hayal kırıklığını sesime yansıtarak "En iyisi benim arabamla gidelim. Berfin de gelecek artık bundan kaçış yok." dedim.
Asmin başını olumlu bir şekilde sallayıp arabadan çıkmak için kapıya yöneldiğinde ben de aynısını yaptım. Halamın arabasının anahtarını posta kutusuna atıp benim arabamla kızları okula bıraktım ve sonra da neden Boran gibi bir öğretmen değil de menajer olduğuma saydırarak işe gittim. Neyse ki bütün gün toplantılarım vardı. Çalışanlarım projelerini sunarken ben onları dinliyormuş gibi yapıp bütün günümü Asmin'i düşünerek geçirebilecektim.
Bir kaç saat sonra...Maalesef sadece öğle arasına kadar dayanabildim karımdan ayrı kalmaya. Dişim ağrıyor dişçiye gitmem gerek diye bir bahane uydurup kurtardım kendimi o sıkıcı sunumları dinlemekten.
Toplantıdan çıkar çıkmaz telefonu elime alıp sevdiğim kadına mesaj yazdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstikamet Londra (Töre Mecburiyetim kitabı)
PoesíaBu kitapla bambaşka bir töre hikayesi okuyacaksınız. Bol kahkahalı kimi zaman gözyaşları içinde kimi zaman da öfkeleneceksiniz. Ama bir karakter var ki o sizden biri. Onu seveceğinize emimim. Ezman okumak için gittiği ve orada kalıp çalışmaya başl...