21. Bölüm: Para o

19.3K 983 90
                                    


Asmin'i beklerken Google amca'nın albümünden intikam planım için telefonuma bir kaç fotoğraf indirdim ve planımı uygulamak için heyecanla Küçük Berdelim'in aşağı inmesini beklemeye başladım. Hazırlanması neden bu kadar uzun sürmüştü acaba? Fotoğrafları gördüğünde o yüzünün alacağı şekli düşündükçe kıs kıs gülüyordum. Telefonumdaki fotoğraflara o kadar dalmıştımki etrafımda kırılan bir kaç bardak sesini duymamıştım.

"Kendi kendine ne gülüp duruyorsun, görenler seni deli sanacak." diyerek masama oturan kadını görünce yaptığım bütün planları unutup hayret içinde bakakaldım.

"A-a-asmin b-bu ne hal?" diye sorarken bir taraftan da sağıma soluma bakıp karıma bakan garsonlar var mı diye etrafı kolaçan ettim.

"Ne oldu? Beğenmediniz mi ağam? Otelin butiğinden aldım. Sizin bana aldığınız kıyafetlere benziyor."

"Hayır kesinlikle benzemiyor!" diye itiraz ettim. "Bir kere bu kıyafetin göğüs dekoltesi çok fazla! Yetmezmiş gibi bir de bacak boyunda yırtmaç atmışlar üstelik de iki tane!"

Ağzını açıp konuşacaktı ki lafı ağzına tıkadım. "Hemen gidip bu elbiseyi değiştiriyorsun! İngiliz konsolosluğuna gideceğiz sahile değil!"

"Konsolosluktan sonra sahile ineriz diye düşündüm ne var bunda! Hem ben hiç deniz görmedim Ezman, beni götürür müsün?" diye sordu en sevimli ses tonuyla.

"Hayır götüremem!"

"Neden peki?"

Ona nasıl derdimki seni bu halde bile kıskanırken bir mayo ya da bir bikini içinde düşünemiyorum bile diye. Evet doğru duydunuz. Kıskanıyordum onu köpekler gibi. Ona bakan gözleri oyasım geliyordu. Bu kıskançlık duygusu bana çok yeniydi ve bununla nasıl başa çıkacağımı bilmiyordum çünkü Angelina'yı ya da ondan önceki kız arkadaşlarımı hiç ama hiç kıskanmamıştım. Ha... Angelina demişken... Ne yapacaktım ben onu? Bir tarafta Asmin bir tarafta Angelina, Londra'ya vardığımızda Asmin'i ona neyim olarak tanıştıracaktım. Daha kötüsü... Angelina'yı asıl neyim olarak tanıştıracaktım? Sevgilim dersem Asmin diri diri toprağa gömer beni Vallaha. En iyisi Londra'ya dönmeden Angelina'yı arayıp ondan ayrılmak istediğimi söylemekti.

İç sesim, "Ben neler duyuyorum Ezman ağa? Sen az önce Angelina'dan ayrılmayı mı düşündün?" diye şaşırırken Asmin benim bu düşünceli halimi farketmiş olacak ki adımı seslenip elimi tutarak ona bakmamı sağladı.

"Ezman bunu bu kadar düşünecek ne var? Evet de lütfen." dediğinde irkilerek elimi geri çektim.

Az önce ben sesli düşünmedim değil mi? Yani farkında olmadan Angelina'dan bahsetmiş olamam. Peki neye evet demem gerekiyor ki o zaman?

Bu sorunun cevabını bulmak için Küçük Berdelim'in yüzüne şaşkınca baktığımda Asmin, "Ezman lütfen götür beni denize... çok merak ediyoruuuum," diye ısrar etti.

Denize gitmeye evet demem gerektiğini anladığımda üzerime sinen gerginlikten sıyrılıp gülümsedim. Onun bana küçük bir kız çocuğu gibi bakan ısrarlı bakışlarına dayanamayıp "Tamam ama bir şartla," dedim.

"Neymiş?"

"Kahvaltıdan sonra çıkıyoruz üzerine başka bir şey giyiyorsun, anlaştık mı?"

"Ama Ezman" diye itiraz etmek istediğinde "Değiştiriyorsun dedim o kadar!" diyerek kestirip attım. "Hem resmi daireye gideceğiz, daha uygun bir şey seçerim sana ben," diye ekledim.

İstikamet Londra (Töre Mecburiyetim kitabı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin