Virgin ejderhayı nasıl yeteceğini en sonunda bulmuştu ve uygulamak için hareket etmeye başladı.
Yavaş ve sessiz adımlarla ejderhaya doğru hareket etmeye başlayan Virgin, iki adımda bir durup ejderhanın uyanıp uyanmadığını kontrol ediyordu. Uyanmadığını kendine kanaat getirdikten sonra ejderhaya doğru hareket etmeye devam ediyordu.
Ejderhanın dört metre önünde fark etmeden yerde olan bir taşı ejderhanın tarafına ayağı ile yavaşça değdirdi ve taş yerde ses çıkararak otuz santim kadar ejderha tarafa hareket etti.
Taş durduktan sonra ejderha burnundan hava vererek gözlerini açtı ve öfkeli bir şekilde ayağa kalkarken kudretli bir sesle, "hangi mahluk beni bin yıllık uykumdan uyandırmak cürretinde bulunuyor?" derken ayağa kalkmıştı.
Virgin yirmi metre boyu olan ejderha bakarken boncuk boncuk yerler akıyı iyordu.
Bir tarafı Virgin'a 'topukla' derken, diğer tarafı 'bu ejderha,nereye kadar kaça bilirsin ki?' diyordu.
Ejderha onu uykusundan uyandıranın kim oldugunu öğrenmek için başını aşağı eğdi vr karşısında on ikili yaşlarında bir çocuğu görmesiyle Virgin'den tarafa doğru başını eğdi ve tam Virgin'in karşısında durarak burnundan huzursuz olmuş gibi öfkeli bir nefes vererek, "insancık sen kendini ne zanzediyorsun da beni uykumdan uyandırıyorsun?" Diye öfkeli bir şekilde sorduğunda Virgin orada boncuk boncuk terler akıyıyordu.
Ejderhanın daha fazla kızmaması için "b-b-ben e-e-efendim yanlışlıkla buradan geçiyordum sizin gibi efsanevi bir canlıyı uyandırmak istememiştim ne olur affedin beni efendim!" derken sonlara doğru biraz gözyaşıda yere damlatmıştı.
Ejderha kendisinin övülmesinden memnun olmuştu eee bin yıldır bu mağaraya tıkılıp kalmıştı o yüzden övülmek istiyordu. Biraz ama Virgin'e yüz vermemek için sanki bundan hoşnut olmamış gibi, "bu yağlı sözlerin senin hayatını kurtarmayacak!" dedi ve başını yukarıya doğru kaldırarak yukarıdan aşağıya doğru bakmaya başladı.
Virgin bir kaç adım ejderha tarafa atarak "ne yağlı sözler sizin gibi kudretli bir ejderhaya az bile böyle sözler" dedi.
Ejderhanın tam kıvamında olduğunu düşünen Virgin ilk önce karanlık girdap tekniğini kullanmaya başladı.
Ejderha önünde açılan girdabı görmesine bakmayarak hiç bir şey yapmamış Virgin'e ve girdaba küçümseyici bakışlar atmıştı.
Virgin ejderhanın bir anlık şaşkınlık segileyeceğine ve bu şaşkınlık sayesinde Virgin kritik noktalara yani kalbe, kafaya veya bacaklara saldırabilecekti ama işler umduğu gibi olmamıştı.
Ejderha burnundan öfkeli bir nefes verdikten sonra kuyruğu ile sert bir darbe vurarak duvara çarpmasını sağladı.
Virgin'in karın ve göğüs hizasında ejderhanın kuyruğundaki dikenlerin açmış olduğu delikler yüzünden kan akıyordu .
Virgin sadece bir kuyruk darbesi ile bu hale gelmesini kaldıramadı ve öfkelenmeye başladı.
Virgin zorlukla ayağa kalkmaya başardı.
Ejderha Virgin'in ne yapacağını anlamak için dikkatli bir şekilde Virgin'i izliyordu.
Virgin ejderhaya doğru hareket etmeye başladığı vakitte göz akları siyahlasmaya başladı.
Ejderha bunu fark etti ama hiç bir şey yapmadı.
Virgin ejderhaya doğru her adımında değişmeye başlıyordu kafasından simsiyah iki boynuz, ellerinden yere damlayan mor renkte alevler yerdeki taşları eritiyordu.
Virgin ejderhanın beş metre önünde durarak, "kendini bilmez böcek! Sen kim oluyorsunda kaosun önünde durmaya cesaret ediyorsun bu kendini bilmezliten cezası verilecek!" dedi ve yukarıya doğru zıplayarak ejderhanın kafasına doğru inmeye başlamıştı.
Ejderha ise bu sırada çocuktan çıkan kudretli sesin şokundaydi.
"B-bu olamaz! Bu ses eğer düşündüğüm kişiyse, hemen gitmeliyim!" diye içinden geçiren ejderha aniden ortadan kayboldu .
Virgin eskiden ejderhanın olduğu yere indiğinde taş zemine öyle sert bir şekilde vurdu ki zemin bir metre içine göçtü.
Virgin ejderhanın kaçtığını gördükten sonra yüzüne şeytani bir gülüş yerleştirdi ve yere yıkıldı .
Gözleri yavaş yavaş kapanan Virgin'in boynuzları, gözleri ve elindeki mor ateş yok olmaya başladılar.
Lisa'nın ağzından...
Lisa bembeyaz bir yerde yere çökmüş bir şekilde ağlıyordu .
"Bu olamaz . O geliyor, hem de ben olduğum bedende! Eğer bu çocuğu kızdırmalarına biraz daha izin verirsem tüm evrenler kaosun gücünü tadacak" diye söylüyordu .
Evrenin başka bir yerinde ....
Beyaz sarayda imparotrçe oturmuş kadehinden şarap yudumluyordu.
Kapının, "tak,tak,tak" diye çalınması ile imparotriçe kadehi tahtın koluna koydu ve "gel" diye emir verdikten sonra altın sarısı renginde zırh giyen asker hızlı ve bir o kadar da korkak bir şekilde imparotriçenin önüne kadar gelerek tek dizinin üzerine çöktü ve "imparotriçeyi selamlarım" dedi.
İmparotriçe tek kaşını kaldırarak, "Gor senin burada ne işin var? Seni hatırladığım kadarı ile dünyadaki gezegenler arası geçiti korumak için görevlendirmişdim." dedi.
Gor, "evet imparotriçe dünyadaki geçidi korkuyordum ama ..." Gerisini nasıl getireceğini düşünürken imparotriçe "ama?" diye onun sözünü tekrar etti.
Gor sert bir şekilde yutkunduktan sonra, "o geliyor imparotrice hemde çok öfkeli, "korkak bir şekilde söyledikten sonra imparotrice sağ elini yumruk yaparak tahtın sağ koluna sert bir şekilde vurdu ve tahtın sağ kolunu tuzla buz etti.
İmparotriçe ayağa öfkeli bir şekilde kalktı ve "eminmisin onun geldiğinden?" diye sorduğunda Gor kafa sallayarak "evet" dedi.
"Peki ya şimdi nerede?”
”başka bir galaksiye gidiyordu" dedi.
İmparotrice "onu bulun ve buraya getirin hemen!" dedi öfkeli bir şekilde.
Gor, "emredersiniz imparotriçe" dedi ve ayağa kalkarak hızlı bir şekilde geldiği yolla geri dönerek dışarıya çıktı.
Gor gittikten sonra imparotriçe, "bir kez daha buna izin veremem yoksa galaksiler kanla yıkanacak!" dedi.
![](https://img.wattpad.com/cover/189616575-288-k239641.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuz Karanlık-Karanlığın Adaleti ( TAMAMLANDI)
Fantasy#1 teknikler - 5.11.2019 #1 birlik - 5.11.2019 #1 ordu - 5.11.2019 #1 imparatorluk - 5.11.2019 #1 webnovel - 5.11.2019 Bu kitap tamamen hayal gücü ile yazılmamıştır bu kitap gerçeklerle ilgi bir kitaptır. İnsanlığa özgür olduklarını söyleyip onları...