BÖLÜM 62

999 108 37
                                    

Bu bölümü lovetobefirstbaby ye ve sadık okuyucu olan @MuhammedOt a hitap ediliyor iyi okumalar....

Virgin uyandı. Biraz gözlerini yumrukları ile hafifçe ezdikten sonra yataktan kalktı ve duvardaki saate baktı. Saatın daha sabah dokuz olduğunu gördükten sonra lavaboya doğru hareket etmeye başladı. temel ihtiyaçlarını gördükten sonra lavabodan çıktı ve okul kıyafetlerini giydikten sonra odasından çıktı ve dışarı çıkmak için aşağı katın merdivenlerinde doğru hareket etmeye başladı.

On dakika sonra yatakhaneden dışarı çıktı ve Dilananın yanına yani talim sahasına gitmeye başladı.

Talim sahasına ilerlerken yolda bir koşuşturmaca gördü.

Öyrenciler ve öyretmenler hepsi bir tarafa yani okul kapısına doğru hareket ediyorlardı.

Yoldan bir çocuğu çevirip "niye her kes okul kapısına gidiyor?" diye Virgin sordu.

Çocuk "haberin yokmu? Bu gün prenses Gera gelecek" dedi ve "benim gitmem gerek" diyip hızlı bir şekilde okul kapısına doğru hareket etmeye başladı.

Virgin "tabiya" dedi kendi-kendine. Bir kaç gündür prensesin geleceyi konuşuluyordu.

Daha sonra Virgin yarım kalan yolunu devam etmeye yani Dilananın yanına gitmeye devam etdi.

Aynı zamanda başka bir yerde....

Üzerinde gümüş renkte bir zırh olan kafasında aynı zırhı renginde bir miğfer olan adam elindeki iletişim taşına "Virgin hakkında başka bilgi varmı?" dedi.

İletişim taşının içinden bir kız sesi adamın zihninde " Yeşeren kelle okulunda bir haftadır okuldan dışarıya çıkmadı efendim" diye yankılandı.

Adam "tamam yeni gelişmelerden beni haberdar et" diyip cevap bile beklemeden iletişim taşını mavi renkteki boyutsal yüzüyüne gönderdi ve kendi kendine "bekle Virgin sadece bekle sonun yakın" dedi ve deli gibi gülmeye başladı.

AĞLAYAN KAPLUMBAĞA krallığı. Yeşeren kelle okulu..

Virgin sonunda talim sahasına varmıştı. Yirmi metre karşısında iki kişi ile savaşan Dilanaya aheste aheste bakıyordu.

Beş dakika sonra Dilana karşısındakı iki kişiyi yere yapıştırmıştı. Soluklanmak için yere oturduktan sonra arkadan birisinin geldiyini yerdeki kısa çimenlerin ezilmesinden anladı ve arkasını döndü.

Karşısında Virgini gören Dilana yüzüne gülümseme kondurarak"uyanmışsın"dedi.

Virgin de aynı Dilana gibi yüzüne gülümseme koyarak "evet uyandım sonunda" dedi.

Yumşak yatak Virgine yaramıyordu baya fazla yatmaya başlamıştı her ne kadar yerde yatmak istesede yumşak yatağı gördüyü anda yeri boş verip kendini o yumuşacık yatağına bırakıyordu.

Dilana "eee bu gelişini neye borçluyuz?" dedi.

Virgin" hani geçenlerde müdür bey bir duyuru yapmıştıya imparatorluk turnuvası hakkında"dedi.

Dilana "evet yapmıştı her yıl olan bir şey bu" dedi.

Virgin "işte o turnuvaya katılmak için seçmeler bu gün. Hadi gidelim" dedi.

Dilana yüzündeki gülümsemeyi dahada büyüterek"ben niye gideyimki zaten bir altın yıldızlı olduğumdan bana oranın kapısı açık"dedi.

Virgin bu lafı duymasıyla yüzündeki gülümseme aniden yok oldu ve asık bir suratla "tamam o zaman ben gidiyorum seçmeler saat on birde yani bir saat sonra" dedi.

Dilana sağ elini biraz havaya kaldırarak serçe, yüzük, orta ve işaret parmaklarını sallayarak "sana bol şans" dedi.

Virgin "teşekkürler" dedikten sonra arkasını döndü ve seçmenlerin olduğu yere yani Arenaya doğru hareket etmeye başladı.

Yarım saat sonra arenanın karşısında duruyordu Virgin.

Virgin karşısında duran yüze yakın öyrenci vardı hepsi imparatorluk turnuvasına gitmek için arenadakı seçmelerden geçmeliydi.

Kapıdakı görevli Virgine üzerinde 105 numarası yazan bir taş verdi ve "geçe bilirsin" dedi.

Virgin 'geçe bilirsin' komutunu aldıktan sonra arenanın açık olan kapısından içeri girdi ve kolidorda iki dakikalık yürüdükten sonra arenanın kumlu zeminine ulaştı.

Kısa bir bakış attığı zaman seyirciler için ayrılmış yerlerde yüze yakın iki ve üç yıldızlı öyrencinin olduğunu gördü.

Kurallara göre bir yıldızlılar bu seçmelere katılamazmış eyer becerikli olsalarmış iki veya daha yüksek yıldızları olurmuş demişti müdür bey.

Virgin sağdakı merdivenlere doğru hareket ederek üçüncü sıradaki birinci koltuğa oturdu ve seçmenlerin başlamasını bekledi.

Yarım saat sonra içerisi iki yüze yakın öyrenci ile nerden baksan arenanın çeyreyinden biraz az kısmı dolmuştu.

Son öyrenci de içeri girdikten sonra kapılar kapandı.

Bir kaç dakika sonra özel konuklar için ayrılmış yerden müdür bey gözüktü.

Soup aşağı sol tarafında kalan öyrencilere bakarak "hepiniz buraya imparatorluk turnuvasına katılmak için geldiniz ama üzülerek söylemek zorundayım ki buradan sadece üç kişi gidecek. Kendinize neden ben o üç kişiden biri olmayayım diye sorun ve sınavı geçmek için azimle çalışın" dedi.

Katılımcılar sınavın ne olduğunu merak etmeye başlamışlardı çünki müdür beyin teşvik edici konuşmasından her kes etkilenmiş.

Müdür bey derin bir nefes aldı ve "sadece bir sınav olacak bu sınavdanda sona kalan üç kişi imparatorluktakı turnuvaya gitmeye hakk kazanacak" derin bir nefes aldı ve "sınav üç bölümden oluşuyor birinci bölümde ilk yüz katılımcı toplu halde savaşacak ikinci bölümdede geriye kalan yüz katılımcı savaşacak üçüncü bölümdeyse her bölümün kazanan üç katılımcı yani toplam iki bölümde altı katılımcı kalacak bu katılımcılarda üç katılımcı kalanadek savaşacaklar ve bununlada imparatorluk turnuvasına gitmeye hakk kazanacaklar"dedi.

______________________________________

Yb 5. 1k okunmada ve 2.07 oyda gelecek.

1. Yoruma hitaf hediyye.

Sonsuz Karanlık-Karanlığın Adaleti  ( TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin