3

3.1K 202 112
                                    

'Abi, bu gece dışarı çıkacağım.'

Arya'nın cümlesi ile dakikalardır mısır gevreğimin içinde duran ama ağzıma götüremeyecek kadar yorgun olduğum kaşığımı bırakmayı başarabildim. Dolaptaki yemeği çıkartıp ısıtmaya o kadar üşeniyordum ki gevreğe sütü dökebildiğim için bile kendimi tebrik ediyordum.

' Ne?'

' Bu gece diyorum, dışarı diyorum, Berk ile diyorum.'

'Nereye gideceksiniz?'

İlgisiz gibi görünmeye çalışmak için sütün içerisinde durmaktan kayış gibi olmuş gevreklerden gözümü ayırmadım. Herhangi bir tepki verirsem asileşeceğini biliyordum. Kahve makinesini çalıştırırken yanıtladı beni.

' Yemekten sonra alacak beni. Bios diye bir yere gideceğiz Alsancakta. Konser mi ne varmış. Bir rock grubu çıkıyor.'

Akşamları içmeyi sevmediğini bildiğimden uykusu gelmesin diye içeceği kahveyi bardağına doldurmasını izledim.

' Nasıl döneceksin eve? O saatte vapur yok.'

' Berk bırakacak abi, saçmalama istersen.'

' İçip içip araba kullanmayacak inşallah.'

' İçerse taksiye bineriz. O da Bostanlı'ya yakın oturuyor merak etme.'

Gözlerimi devirdim. Merak etmeymiş. Küçük kardeşim gece içkili mekana gidecek ben de merak etmeyeceğim öyle mi?

' Tamam, ben de geliyorum.'

Gözlerini kocaman açarak yüzüme baktı. Kahvesini başımdan aşağı dökmek için yanıp tutuştuğunu bakışlarından anlayabiliyordum.

'Tamam be,' diye geri adım attım bu nedenle. 'Ama telefonun açık olacak, sarhoş olmayacaksın ve o Berk'in numarasını ver bir şey olursa arayacağım.'

Bu kez gözlerini kıstığında gülmemek için yanağımın iç tarafını ısırdım.

' Senden hiç hoşlanmıyorum Aras Türkmen.'

Arkasını dönüp mutfaktan çıktığında ben de ayağa kalktım. Mısır gevreğini çöpe döktükten sonra kaseyi lavabonun içine diğer kirli tabakların üstüne bıraktım. Bulaşık sırası bendeydi ve izinli günümde yapacak başka bir işim olmadığından duşa girmeden önce yıkamayı planladım.

Saat 10'a gelirken Arya son bir saattir çıkmadığı odasından nihayet çıkabildi. Ben de bulaşıkları yıkamış, duşa girip çıkmış bir şekilde koltukta uzanıyordum. Gözlerimi asla odaklanmadığım saçma diziden ayırarak yoğun parfüm kokusunun kaynağı olan kız kardeşime çevirdim. Baştan aşağı siyah giyinmişti ve ayağında benim boyuma yaklaşmasını sağlayan topuklu botlar vardı. Makyajını abartılı bulsam da sesimi çıkartmayıp tekrar ekrana baktım.

' Söyle hadi ne söyleyeceksen,' dedi 'İçinde kalmasın.'

' Çok hoş görünüyorsun.'

' Yalancı,'

' Sensin o,'

Atışmamız zilin çalması ile yarıda kesildi. Gelenin Berk olduğunu bildiğim için midemin kasılmasına anlam veremedim. Ona sırrımı anlattığım geceden beri onu hiç görmemiştim. Üç gün olmuştu yani. Saydığımdan falan değil. Onu gördüğümde tuhaf davranacağımı düşündüğüm için Arya kapıya giderken yerimden kıpırdamadım. Daha sonra bunun daha tuhaf olacağını düşündüğüm için hızla kalkıp kapıya doğru ilerledim. Ama kapıda gördüğüm yüz Berk'e ait değildi. Geçen gece Ali ile kavga eden çocuktu karşımızda dikilen. Beni görünce duruşunu dikleştirdi ve gülümsedi.

Ocean Eyes // bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin