64 / FİNAL PART 1

1.4K 102 104
                                    


Offfff ağlamıyorum gözüme final part 1 kaçtı aq..

Yorumlarınızı bekleyrum.

'LOST BOY'a da bölüm attım.texting ağırlıklı olacak ve gidişattan memnunum.. KALBINIZE AĞRILAR SOKMAYA DEVAMKE.

iyi okumalar ballarımmm.

-reina


20 yıl sonra // Paris, Fransa.

 Güneş ılık bir ilk bahar sabahında kendisini bulutların ardına gizlerken, ağaçları süsleyen pembe çiçekler en depresif insanı bile gülümsetebilecek kadar güzel görünüyordu. Genç kız dağınık saçlarını sol omzuna atarak kucağındaki poşete sıkıca sarıldı. Sıcak bagetin kokusu ağzını sulandırırken evde kendisini bekleyen leziz kahvaltıyı düşünerek adımlarını hızlandırdı hemen. Cumartesi günleri kalabalık bir kahvaltı sofrası ile başlayan bir aile günüydü onlar için. Kahvaltıdan sonra mutlaka evde bir film izler, bolca kahve içer ve iki saat boyunca da ya kitap okur ya da çalışırlardı. Akşam yemeğini küçüklüğünden bu yana ailesiyle beraber hazırladığı için şimdiden harika bir aşçıydı. Üniversiteye başladığında mutfak sanatları okumak istiyor fakat okulların pahalı olması nedeniyle bir türlü bu isteğini dile getiremiyordu. Hem şu an ailece mücadele ettikleri çok farklı sorunları vardı. Ve evin en ufağı olmasına rağmen genelde sorunları çözen ve arkalarını toparlayan hep o olmuştu. Bu gerçeğin bilincinde olarak odasının penceresinden Eiffel'i rahatlıkla görebildiği apartman dairelerine girerken derin bir iç çekti. Saat 10'a geliyordu ve babası çoktan uyanmış olmalıydı.

' Merhaba,' diye seslendi içeri doğru. Bir kaç saniye sonra babasının tok sesi duyuldu.

'Deniz? Koşuya mı gittin?'

Mutfaktan gelen sese doğru ilerlerken kahve kokusunu takip ediyordu aslında. Babası o gelip gelmez ufak bir fincana doldurduğu kahveyi ona uzattı. Elindeki poşeti hazırlanmakta olan kahvaltı masasına bıraktığında babasının kendisini süzen mavi gözlerine çevrildi bakışları.

'Evet,'

'Nasıldı?'

'Güzeldi, Robert'i gördüm köpeğini gezdiriyordu.'

' Sınavlara birlikte çalışacaktınız değil mi?'

' Evet, Lisa da katılacak bize.'

' Burada çalışabilirsiniz, biliyorsun artık evde daha az insan var.'

 Konunun bir şekilde oraya gelmiş olması genç kızı rahatlatmıştı. Çünkü artık nasıl giriş yapacağını düşünmekten yoruluyordu. Babası elinde tuttuğu boş bardağı çalkalayıp makineye yerleştirirken bir süre onu seyretti. Daha sonra dayanamayıp

'Babam nerede kalıyor?' diye sordu. Babasının mavi gözlerinden belli belirsiz bir gölge geçse de omzunu umursamaz bir şekilde silkerek mırıldandığını duydu.

'Bilmiyorum,' 

' Ne demek bilmiyorum?'

' Bilmiyorum işte Deniz. Yardım et de şu domatesleri doğrayalım hadi.'

' Bu durumdan hiç hoşlanmıyorum baba. Ben 15 yaşındayım artık bazı şeylerin farkındayım. Birbirinizi sevdiğinizi biliyorum. Bu kadar basit bir şeyden dolayı boşanmaya karar veremezsiniz.'

' Sana en başında senin etkilenmeyeceğini söylemiştim. Bu babanla benim aramda.'

Genç kız sinirli bir soluk aldığında babasının da en az kendi kadar sinirli olduğunu görebiliyordu. Babalarının Fransızca bilmiyor oluşundan yararlanarak her sinirlendiğinde Fransızca söylenirdi. Yine aynı şeyi yapınca ters mavi bakışlar yüzüne çarptı.

Ocean Eyes // bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin