60

1.2K 105 63
                                    

 Ne 60 bölüm mü???

Ağlıyorum şu taraflara doğru..

Duygu selli bi bölüm oldu bu..

Finale de azicik kaldi son 5 bölüm falan...

Toplaşalım, artalım, yorumlaşalım istiyorum UTANMAYIN AYYY

Öpüyorum iyi okumalarrrrr

-reina




Geldiğimiz yer şu ana dek bulunduğum en güzel yer olabilir diye düşünüyordum tam da. Parmakları benimkilerin arasından geçip sıcak avcu benimkine değerken, küçük bir çocuk gibi etrafa bakınıyor, anlattığı hikayeleri dinliyordum.

' 7 yaşındaydım sanırım.' dedi 'Şu malum olaydan sonraydı.'

Uğradığı tacizden bahsettiğini anlayarak sertçe yutkundum. Artık nasıl bakıyorsam elini yanağıma uzatıp hafifçe okşadı.

'Annemle babam beni o evden taşınmamız bitene dek buraya getirdi. Annem yanımdan hiç ayrılmıyordu. Beni bir dakika yalnız bıraksa başıma bir şey geleceğinden korkuyordu. Dedemle bile baş başa kaldığımı hatırlamıyorum sen düşün. Bir gün şu ilerideki ahırları gezdiriyorlardı bana. Annem burada büyümüş. Dedemin ona 18 yaşına girdiğinde aldığı bir at varmış. Onun yavrusu olmuştu. İsmini benim koymama izin verdiler. Ben de Şanslı koymuştum. Ara sıra ziyarete gelirdim Şanslı'yı. Dedem bana at binmeyi onunla öğretti. Onu çok sevdiğim için binersem canı yanar diye binmek istemedim bir süre. Dedeme bunu itiraf ettiğimde 12 yaşındaydım. Bana dedi ki 'Şanslı da tıpkı senin gibi.' Ne demek istediğini sorduğumda ise onun da benim gibi cılız ve güçsüz göründüğünü ama aslında çok güçlü olduğunu söyledi. O zamandan sonra buradaki vaktimin çoğunu Şanslı ile geçirdim. Bazen ruhumuzun aynı olduğunu düşünüyordum. İkimiz de mücadele veriyorduk çünkü o doğuştan gelen bir rahatsızlığa sahipti. Ben ise sonradan sahip olduğum bir travmayı atlatıyordum. Birbirimize iyi geliyorduk.'

Alacağım cevaptan korkarak sordum.

' Sonra ne oldu?'

Derin bir iç çekip bakışlarını boş bir ahıra dikti. Şanslı'nın olduğu yer olmalıydı burası.

'O sene Şanslı öldü.' dedi 'En azından bedenen yani. Ruhu hala benimle biliyorum.'

Buruk bir gülümseme sundum ona. Ah ne çok isterdim geçmişinde onu üzen, yıpratan her şeyi bir çırpıda silivermeyi. Ama bu mümkün değildi. Yine de birlikte atlatıyorduk, birbirimize iyi geliyorduk. Belki de onun Şanslı'sı artık bendim.

'Bugün üzgün şeylerden bahsetmeyecektik.' dedi gülerek. 'Haydi gel içeri girelim.'

Yaklaşık kırk dakikadır bahçeyi ve ahırları dolandığımız için şimdiden yorulmuş hissediyordum. Ama onu dinlemekten, hayatının geçtiği yerlerde adım atmaktan dolayı mutluydum. Saat öğlenin 3'ü olmasına rağmen ne yapacağımızı, planımızın ne olduğunu bir türlü öğrenemiyordum. Nuh diyor peygamber demiyordu şerefsiz herif.

' Şimdi seni oturma odasına kilitleyeceğim.' dedi içeri geçtiğimizde. 'Sonra yanıma geleceksin.'

' Ne?'

' Duydun beni. Kurallara uyman lazım.'

'Ne zaman geleceğim.'

'Hazır olduğunu anlayacaksın.'

'Bir sikim anlamadım bebeğim biraz açık konuş.'

Dudaklarıma hafif bir öpücük kondurduktan sonra kapıya doğru ilerledi.

Ocean Eyes // bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin