Ocean Eyes // bxb

51

 smut şeysiii :(((

İsteyen ortalara atlayabilir ama biz memnunuz bu günaha gireceğiz derseniz bana uyar :)))

Dudakları bir galibiyet kazanmak istercesine, hırsla ve hızla benimkilere kapandığında elimde tuttuğum ağzı bağlı çöp poşeti parmaklarımın gevşemesi nedeniyle yeri boyladı. Saatlerdir temizlik yaptığımız için dudaklarından ayrılıp poşetin patlayıp patlamadığını kontrol ettim. Neyse ki korktuğum olmamıştı. Bir kere daha yerleri silmek zorunda kalırsam bunu Berk'in kafasını yere sürterek yapardım çünkü. 

' Bırak artık şu ev hanımı hallerini.' diye mırıldandı. Dediğini yaparak dudaklarımızı tekrar buluşturdum. Koridordan odasına doğru ilerlerken adımlarımız hem çok hızlı hem de çok yavaştı. Dudakları asla benimkileri bırakmıyor, bazen yürümeme engel olup beni duvar ile kendi bedeni arasına sıkıştırıyordu. Kafamı tablolardan birine çarptığımda acıyla inledim. O zaman beni öpmeyi bırakıp bileğimden tuttu ve odasına doğru sürükledi.

' Az önce nevresimlerini değiştirdim.' dedim 'Acaba halıda falan mı yapsak?'

Uzanıp kafama vurduğunda güldüm. O ise gülmekten çok uzaktı. Yüzüme o kadar haz dolu bakıyordu ki bir dokunuşumla gözlerinin kararacağından emindim. Onu yatağa ittirdikten sonra gözlerimle odayı tarafım. Köşedeki cam dolabın içerisinde yan yana dizilmiş viski ve votka şişeleri az önce buranın tozunu alırken de dikkatimi çekmişti. Ben ilgisiz gibi görünerek dolaba doğru yürürken ona 

' Üzerini çıkart,' diye bir nevi emirde bulundum. Arkamdan gelen seslerden emrime sorgusuzca itaat ettiğini duyabiliyordum ama ne yapacağımı da merakla bekliyor olduğundan emindim. Bir süredir barmenlik yaptığım için içkilerden az çok anlıyordum. Bu nedenle en baştaki şişenin oldukça pahalı olduğunu da biliyordum. Salonlarındaki içki koleksiyonunu gördüğümden dolayı bu beni çok şaşırtmamıştı. Elimi bahsi geçen şişeye uzattıktan sonra ayağa kalktım.

' Sonra içsek?' diye mırıldandı huzursuzca 'Şimdi mümkünse sevişmek istiyorum.'

' İkisini aynı anda yapabileceğimiz bir faaliyet planlıyorum.'

 Üzerinde yalnızca boxerı kalmış bir şekilde bana anlamsız bakışlar sunarken şişenin kapağını nazikçe açmakla meşguldüm.

' Bi an şişeyi götüme falan sokacaksın sandım.'

' Aptal aptal konuşma.' desem de hafifçe gülmekten alıkoyamadım kendimi.

 Ağzı açık olan şişeyi başucundaki komodinin üzerine koyup yavaş ve ona ızdırap veren hareketlerle kendi kıyafetlerimden de kurtuldum. Batmakta olan güneşin turuncu ışıkları Berk'in pürüzsüz bedeninin üzerinde oyalanıyordu. Gözüme daha farklı gelen dövmelerine, kasıklarına dek inmiş olan koyu renk boxerına baktım bir süre. Ne yapacağımı yavaş yavaş anlamış olsa gerek yüzündeki endişe kaybolmuştu. Üzerine eğilip dudaklarımızı tekrar buluşturduğumda itiraz etmeden bana uyum sağladı. Sertliğimi kasıklarına sürttüğümde ağzımın içine doğru hafifçe inlese de durmasına izin vermedim. Artık öpüşmekten yorulduğunu ve daha fazlasını istediğini belirtircesine sırtımı yatakla buluşturmaya çalıştı. Ama bugün kontrol benim elimdeydi. Bu yüzden üzerinden kalkıp şişeye doğru uzandığımda dirseklerinin üzerinde yükselerek uyuşmuş bakışlarıyla beni izlemek zorunda kaldı. Konuşamayacak kadar büyülenmiş duruyordu ama ben soğuk sıvıyı köprücük kemiğinden aşağı döktüğümde ağzından bir küfür savruldu. Şişeyi eski yerine koyduktan sonra bakışlarımızı buluşturdum. Yüzünde hafif bir gülümseme vardı ve zevk aldığını görmek oldukça hoşuma gitmişti. Dilim köprücük kemiğinin üzerine değdiğinde çarşafı buruşturarak sıktığını görür gibi oldum. Aşağı doğru hareket ettiğimde kendini serbest bırakıp içkinin seyrettiği yolu dilimle takip etmeme izin verdi. Boxerına geldiğimde lastiklerinden tutup indirdim ve oldukça gergin görünen sertliği ile yüzleştim.