32

1.3K 109 40
                                    

32


Odaya hakim olan sessizlik Berna teyzenin anlayışlı sesiyle gerektiğinden daha uzun sürmeyince rahatlamış bir şekilde ona döndüm.

' Nesini konuşacağız pek anlayamadım, kusuruma bakmayın.'

Annemlerle yaşadıklarımı büyük ihtimalle bilmediği için onun bu cümlesi beni çok şaşırtmamıştı. Annemin vereceği cevabı merak ediyordum ama gözlerimi onun olduğu tarafa çeviremedim. Yapıcı bir şey söylemesini ümit ediyordum, beni şaşırtmasını, utandırmasını istiyordum. İçimdeki küçük oğlan çocuğu hala onun ağzından çıkacak güzel bir cümleye muhtaçtı.

' Oğlunuzun şey olduğunu ne zaman öğrendiniz?'

Berna teyzenin güldüğünü duydum. Ama nezaketini bozmadan yanıtladı annemi.

' Oğlumun eşcinsel olduğunu hep biliyordum. Bana ne zaman açıldığını soruyorsanız sanırım ergenliğe girdiği dönemdeydi.'

' Sizin için normal mi bu?'

Eliyle Berk'i ve beni işaret ederken nefes alamadığımı fark ettim. Berk tedirgin bakışlarla yüzüme bakıyordu. Onu rahatlatarak iyi olduğuma dair bir işaret vermek istiyordum ama iyi olduğumu pek sanmıyordum. Midem günlerdir yemek yememişim gibi kasılıyordu.

' Siz bakınca ne görüyorsunuz bilmiyorum ama ben birbirini seven iki insan görüyorum. Oğlumu mutlu eden ve belli ki kendisi de mutlu olan pırıl pırıl bir genç görüyorum.'

Annem bir şey söylemek yerine ikimize bakmaya devam etti. Hayal mi görüyordum bilmiyordum ama yüzündeki bakış az öncekine kıyasla yumuşamış gibiydi.

' Aras'a hamileyken, doktor Aras'ın çok yavaş geliştiğini ve doğduğunda diğer bebeklere kıyasla daha küçük olacağını söyledi.'

Bunu bana liseye giderken ilk anlattığı zamanı hatırlar gibi oldum. Gözleri şu anki gibi donuk değil duygulu bakıyordu o zamanlar. Konuyla ne alakası olduğunu anlamak için diğerleri gibi sessizliğimi koruyarak dinlemeye devam ettim.

' Yaşama şansının yüzde 60 olduğunu söylediler. Ama buna inanmadım. Minicik olmasına rağmen koca bir savaşçı olacağını biliyordum. Öyle de oldu. Bize karşı, diğer insanlara karşı hep savaştı. İnsan yavrusunun kendisine karşı savaşmak zorunda kalacağını hiç düşünemiyor ki. Ama babasını tanımıyorsunuz. Evlatlarını çok sever. Onlara değer verir. Aras'a maddi olarak yardım etmemesinin sebebi eğer onu cezalandırırsa oğlunun normale döneceğini düşünmesi.'

' Oğlunuz zaten normal Sedef hanım. Sağlıklı, iyi kalpli, çok da yakışıklı. Sırf sevdiği insan bir kadın değil de bir erkek diye onu yalnız bırakmış olmanızı anlayamıyorum. Benim evladım çocukluğundan beri bir savaşın içerisindeydi ve ben ona arkamı döndüğümü hayal bile edemiyorum. Bensiz ne yapardı düşünemiyorum bile. Aras'ın da siz olmadan zorlandığı, sizi özlediği kesin. Hangi çocuk ailesi olmadan huzurla uyuyabilir ki soruyorum? Sizi kınamak ya da yaptığınız hataları yüzünüze vurmak benim haddim değil. Ama biraz hatayı kendinizde aramanız iyi olacaktır.'

Annemin yüzü yumruk yemiş gibi kasıldığında sonunda benden başka bir insandan, bir anneden bunları duymasının iyi olduğunu düşünsem de onun kötü hissetmesini istemiyordum. Her ne kadar benim nasıl hissettiğim yıllardır umrunda olmasa da, ya da öyleymiş gibi davransa da duyduğu cümlelerle üzüldüğünü görmek bir evlat olarak beni daha çok üzüyordu. Derin bir nefes alıp bakışlarımı yüzünden ayırmayarak vereceği tepkiyi duymayı bekledim. Sessiz geçen bir kaç saniyenin ardından

' Haklısınız,' diye soludu. ' Oğlumu çok yalnız bıraktım. Ama aklımda, yüreğimde hep o vardı.'

' Seni suçlamıyorum desem yalan olur anne.'

Ocean Eyes // bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin