Yeni işimdeki ilk günümün bitiminde yapmak istediğim tek şey eve gidip ayaklarımı uzatarak bir şeyler yemekti aslında. Fakat karşılaştığım manzara yüzüme yapıştırdığım sahte gülümsemenin aksine ağlamak istememe neden olacak şekildeydi. Kapıyı açar açmaz bir elinde bir kase cips diğerinde de parmaklarıyla sıkıca tuttuğu iki tane bira olan Berk ile göz göze geldim. Evde yalnız olmadığını anlamam için yerdeki iki çift ayakkabıya bakmama gerek yoktu, zaten gürültüleri bütün apartmanda yankılanıyordu.' Biraz daha bağır Ali,' dedim arkadaşımın sırtına hafifçe vururken ' Bodrum katındaki fareler duymamış seni.'
' Siktir len pezevenk.' Dedi bana sarılırken. 'Şirkette işe başladı diye havalara girdi bu da.'
Gözlerimi devirdikten sonra hemen arkasında duran Derya'ya sarıldım. Onları işten çıktığımdan beri görmemiştim ve gecelerimin çoğunu onlarla geçirdiğim için onları görmeden geçirdiğim hafta sonunda görüşebilmiş olmamızdan dolayı memnundum. Fakat büyük bir yanım yan gelip yatma hayallerimin suya düşmesinden dolayı huzursuz olmuştu. Yine de tüm akşam sohbet edip bir şeyler içerken esnememek için ekstra bir çaba harcayarak bu konuda başarılı olmuştum. Saat 10 gibi mesaileri başlayacağından 9 buçukta kalktılar. Kısa zamanda birer bira içmeye yanlarına uğrayacağımızı söyledikten sonra asansöre binene dek kapıda onları bekledik. Sonunda gittiklerinde kendimi duşa atmak için banyoya ilerledim. Yarı yolda Berk'in kolları tarafından durdurulduğumda itiraz etmek yerine sırtımı sıcak göğsüne yasladım.
' Nasıl geçti ilk günün?'
' Pek bir şey yapmadım.' Dedim. 'Benim gibi iki stajyer daha var. Onlar daha eski oldukları için bana süreçten bahsettiler. Şirkettekileri anlattılar falan. Güzeldi genel olarak.'
' Sevindim.'
' Seni özledim.'
' Ben de seni özledim.'
' Duşa girip geliyorum, bugün erken yatabiliriz.'
' Uyumak mı istiyorsun?'
' Bilmem ona yatağa girince karar veririz.'
Hafifçe gülerek beni ittirdi.
' Git de al duşunu hadi.'
Dediğini yaparak kendimi duşa attığımda pek yorulmamış olsam da gün boyu yatağımın hayalini kurduğumu düşünerek kendi kendime güldüm. Senelerdir yoğun geçen bir işe sahip olmuştum ve birden bire boşluğa düşmek bana pek iyi gelmemişti. Yeni işe kısa sürede adapte olacağımı biliyordum. Diğer stajyerler de çok tatlı insanlara benziyorlardı. Patronumuz da arada Doruk olduğu için mi yoksa beni cidden beğendiği için mi bilmiyorum ama gayet insani davranmıştı.
Duştan çıkar çıkmaz doğru düzgün kurumayı beklemeden boxerlarımdan birini altıma geçirdim.
' Sakin ol, bir yere kaçmıyoruz.' Dedi Berk bu aceleci halime gülerek. Oysa tek istediğim sıcak yorganın altına süzülüp vücudumu onunkine yaslamaktı. Üzerimi giyinmiş olsam da saçlarım hala ıslak olduğu için yanına geçmeme izin vermedi.
' Hasta olursun,' diye söyleniyordu ben somurtarak suratına baktığımda. ' İşe başlar başlamaz rapor almak istiyorsan sen bilirsin ama bence saçını kurutalım.'
'Benimle 5 yaşındaymışım gibi konuştuğunda senden hiç hoşlanmıyorum.'
' 5 yaşındaymış gibi davranmayı kesersen böyle sorunlar yaşamayız.'
'Siktir git.'
Sinirle banyoya geçip kurutma makinesini fişe taktım. Birkaç dakika sonra saçımı kurutup odaya geri döndüğümde hala sinirli olduğum için yatağın ona en uzak noktasına geçerek aramızda belli bir mesafe olmasına dikkat ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ocean Eyes // bxb
RomanceOkyanus gibi koyu ve sonsuz görünen gözlerine bakarak bugüne dek çektiği tüm acıları almak ve bir daha bulamayacağı bir yere hapsetmek istiyordum. Sanki bunu anlamışcasına minnetle yüzüme baktı. Geçmişin yalnızca kafamızda olduğunu, geleceğin ise av...