23

1.7K 123 41
                                    

Yanında olmadığım zamanlarda, ona kavuşacağım saati beklemek dışında yapacağım hiçbir şey yokmuş gibi hissediyordum. Bu kadar kısa sürede varlığına böylesine alışmış olmak korkutucuydu. Hiçbir zaman hislerinin peşinden giden biri olmadığım için şimdi gözüm kapalı elinden tutup her yere gidebileceğim birini bulmanın şaşkınlığını yaşıyordum. Onu görmüyorken bile yalnızca onu görüyordum. Kırk yıl düşünsem böyle hissedeceğim biriyle tanışacağım aklıma gelmezdi. Ama olmuştu işte. Tüm farklılıklara, tüm kırık parçalarına rağmen onu istiyordum. Dilimin ucuna dek gelmiş o iki kelimeyi hala söyleyememiş olmamın tek sebebi deli gibi korkuyor olmamdı. Kimseye , belki Arya'ya bile onu sevdiğimi yüksek sesle söylememiştim. Ve kimsenin de beni sevdiğini söylediğini duymamıştım. Sanki bu gerçekleşirse çok farklı bir aşamaya geçecektik ve her ne kadar bu durum beni heyecanlandırsa da, tam olarak bir şeylerden emin olmadan bu itirafı yapmamakta kararlıydım. Çoğu insanın ağzına sakız olmuş bu iki kelimeyi söylemek benim için kolay değildi çünkü.

' Seninki bu akşam yok.'

Ali'nin bardakları kurularken kurduğu, şaşırtıcı bir şekilde alay barındırmayan cümle ile başımı ona doğru çevirdim. Berk ile tanıştığımdan beri ona pek vakit ayırmadığım için hala bozuk atıyordu. Ama kimseye küsemeyen, uzun süre kızgın kalamayan herifin tekiydi ve sanırım biraz da buna güveniyordum.

'Hasta biraz, evde dinleniyor.'

' Geçmiş olsun.'

Buruk bir gülümseme ile yüzüme baktı.

' Haftasonu bir şeyler yapalım mı?' diyiverdim. Olayları akışına bırakarak kırdığım kalpleri düzeltemeyeceğimi öğreneli çok olmuştu. Bu yüzden biraz çaba sarf etmek istiyordum.

' Ne gibi?'

' Normalde ne yapıyorsak işte lan.'

' Evde playstation oynamak dışında bi bok yaptığımız yok ki.'

Güldüm.

' Biralar benden.'

' Artiste bak, depodan alacağını bilmiyoruz sanki.'

Salak salak gülüşerek mutfaktan çıkıp bara geri döndük. Derya sinirle soluyarak ikimize döndürdü bakışlarını.

' Kalabalığı görmüyor musunuz beyler? Arkada muhabbet etmek için iyi bir zaman mı sizce?'

Ali neredeyse aynı boyda olduğu kızın omzunu hafifçe sıkarak

' Pardon abla, affet.' Dediğinde güldüm. Bu kez Derya'nın ters bakışlarının tek hedefi ben olmuştum. Sinirlendiğinde sürekli söylendiğini bildiğim için sesimi çıkartmadan söylediklerini yaptım. Dakikalar birbirini hızla kovalarken her gece olduğu gibi sürekli koşuşturmaktan bitap düşmüştüm. Ayakta durmaya alışmış olsam da popom bazen oturacak bir yer istiyordu. Murat bu gece arkadaş grubunu ağırladığı için molamı normalde olduğu gibi esnetememiştim bile. Gözleri sürekli üzerimizdeydi ve müşterilere yalandan gülümsemekten yanaklarım ağrımaya başlamıştı.

Saat 1'e gelirken Murat'ın beni göremeyeceği bir yere çökerek Ali'nin çaktırmadan uzattığı shotları yuvarladım. Bir iki gündür ağzıma alkol sürmemiştim çünkü Berk'in sarhoş olduğu geceden beri içkiden tiksiniyordum. Ama başka hiçbir şey bu geceyi atlatmama yardımcı olamazdı.

' Lan şu senin ex değil mi?'

Ali'nin benimle konuştuğunu anlamam için aradan birkaç saniyenin geçmesi gerekmişti. Kimden bahsettiğinden emin olamayarak hafifçe doğrulup gözlerinin takıldığı yere baktım. Bahsettiği kişi Doruktu ve karşısında dikilen uzun bir herifle konuşuyorlardı. Normal bir konuşma olmadığını anlamak için onları duymama gerek yoktu çünkü Doruk'un gergin yüzü ve konuşurken sürekli kullandığı jestleri ile bir tartışmanın ortasında olduklarını anlayabiliyordum. Birkaç saniye sonra herif Doruk'u omuzlarından tuttu ve kafasını yüzüne gömdü. Refleks olarak barın arkasından fırladım ve kendimi mekanın ortasına attım. Doruk'un küfürlerini müzik sesine rağmen duyabiliyordum. Eğilmiş burnunu tutuyordu.

Ocean Eyes // bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin