16

2K 126 47
                                    


Selam. Bu bölümde biraz dünyada gerçekleşen ve çoğunu da duymadığımız yaralayıcı olaylardan bahsettim. Berk'in yaşadıkları maalesef çocuk yaşta tacize uğramış binlerce hatta milyonlarca insanın yaşadıklarından farklı değil. Bunu onun ağzından dinlemenizi istedim. Yazması kolay değildi, okuması nasıl olur bilmiyorum. Umarım herkes iyidir ve hep beraber tüm yaralarımızı sarabiliriz.

Öpücükler

-reina

-------------------------------------------------------------------


Tacizin, tecavüzün ve şiddetin var olduğunu biliyor olmama rağmen, hayatımda hiç karşılaşmamış olduğum için mağdur insanların neler hissettiklerini tahmin bile edemiyordum. Azalması gerekirken artış gösteren kadın cinayetlerini, çocuklara ve hayvanlara yapılan istismarları sadece haberlerde görüyordum. İnsanların hayatlarını ellerinden alan olaylar, televizyonumun ekranından yalnızca 1 dakika boyunca akıp gidiyordu. Sonrasında belki aklıma bile gelmiyordu. Ben, sen, o, biz hayatlarımıza devam ederken, mağdur olan insanlar bir daha asla eskisi gibi olamıyordu. Bunu biliyordum, ama bunu ilk kez dün gece Berk'in yaşam belirtisi vermeyen bakışlarında görmüştüm. Kalbim ağrıyordu ve elimden gelen hiçbir şey yoktu. Bu yüzden yapabileceğim tek şeyi yaparak markete girip bir poşet dolusu çikolata aldım. Geçen gün sarhoşken çikolatayı ne kadar sevdiğini anlatıp durmuştu. İyi hissetmesini istiyordum, çünkü internette küçük yaşta tacize uğrayan insanların çoğunun kendisini suçladığı ile alakalı bir çok şey okumuştum. Kendini iyi hissettiğine ikna olana dek bütün çikolataları yemesini sağlayacaktım gerekirse.

 ' Regl olacağım da haberim mi yok'

 Kapıyı açtıktan sonra ona uzattığım poşetin içine göz atarak kurdu bu cümleyi. Ona sıcak bir gülümseme sunduktan sonra içeri geçtim. 

' Sana yemek yaptım,' 

 Mutfağa doğru ilerlediği için ben de ayakkabılarımı kenara koyarak arkasından geçtim. Güzel bir yemek kokusu geliyordu evet, ama ne olduğunu anlayamamıştım. Fırına doğru eğilmiş içerisinde olan yemeği kontrol ediyordu.

' Ne yaptın bana?' 

' İzmir köfte' dedi. Doğrularak fırının kapağını açıp köftelerin pişip pişmediğine bakmasını seyrettim.

' Normal köfteden farkı ne şimdi?'

 Ters bir bakış attığında gülmeden edemedim. Kızmasını bekliyordum çünkü İzmirliler yemek konusunda biraz tuhaf oluyorlardı. Her şeye farklı bir isim taktıkları yetmiyormuş gibi bir de eleştiri kabul etmezlerdi. Senelerdir burada kala kala öğrenmiştim artık.

' Ben yaptım,' dedi ciddi ifadesi yerini gülümsemeye bırakırken. 

 Tepsiyi fırından çıkarttığı esnada bana da tabak, bardak çıkartmam için emirlerde bulunuyordu. Daha on gün önce hayatımda bile olmayan bir insan için kalbimin bu kadar hızlı çarpıyor olması korkunçtu. Benim için yemek yapmış olduğu gerçeğini o an idrak edebildiğimden bardakları masanın üzerine koyarken yüzüne hayranlıkla baktım. O ise benimle ilgilenmiyor, tabaklardan birine kocaman bir kaşık pilav dolduruyordu.

' Umarım beğenirsin,' dedi. Tabağı masaya usta hareketlerle bırakmasını seyrettim. Geri çekilip masaya, yarattığı şaheserine bakan usta bir sanatçı edasıyla bakıyordu. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Bakışlarını üzerime çevirdiğinde yüz ifademi ciddi tutmaya çalışmakla meşguldüm. Sanki unuttuğu bir şeyi aniden hatırlamış gibi bana doğru atıldı ve arkama geçti. Sandalyemi hafifçe çekti ve oturmam için ricada bulundu. Daha önce birisi ne bana yemek yapmıştı ne de sandalyemi çekmişti amına koyayım. Kendimi o kadar özel hissetmiştim ki dudaklarım kıvrılmasa bile gözlerimin içinin güldüğüne emindim. 

Ocean Eyes // bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin