Smut bölüm olduğu için iftardan sonra paylaşıyorum jhshdhjdjkd
İyi okumalarrrrr
Akşam yemeği hazırlanırken Berk'in önerisi ile kış bahçesinde oturup sıcak çikolata içiyorduk. Berna teyze defalarca yemekten önce karnımızı doyurmamamızı tembihlese de sürekli önümüze çeşit çeşit tatlı ve tuzlu kurabiye getiriyordu. Doymayacak kadar yedikten sonra başımı çevirip camdan dışarıyı izlemeye koyuldum. Çok rüzgar yoktu ama ağaçlar ahenkle hareket ediyordu. Gözlerim bahçesinin sol tarafında kalan ufak ahşap kulübeye değdiğinde Berk'e döndüm.
' Şu köşedeki kulübede ne var?'
Söylediğim yere bakmadan neyden bahsettiğimi anlayarak güldü.
' Görmek ister misin?'
' Ne olduğuna bağlı?'
' Ya gel işte, mızıkçılık yapma.'
Ayağa kalkıp hevesli ufak bir çocuk gibi beni kolumdan tutup çekiştirerek kapıya doğru götürdü. Ceketimi giymem için uzattığında meraklı bakışlarla onu izliyordum. Yanakları al al olmuştu ve bu hali kulübeyi daha da merak etmemi sağlıyordu. Bahçeye çıkar çıkmaz soğuk hava tarafından karşılandık. Bir adım önümde elleri ceplerinde sallanarak yürüyen sevgilime
' Seks zindanı falan mı yaptın orayı?' diye sordum. Keyifli keyifli kahkaha atsa da bir şey söylemedi. Sonunda kulübenin önüne ulaştığımızda hemen yan tarafta asılı olan eski model bir anahtarı aldı ve kapı deliğine yerleştirdi. Karanlık kulübeye adımını atmadan önce eliyle sol taraftaki duvarı yoklayarak ışığı açana dek merakla arkasında dikilmeye devam ediyordum. Görüşüm ışıkla beraber netleştiğinde kendi kendime güldüm çünkü burası bir oyuncak eviydi. Sol tarafta, raflara dizilmiş oyuncaklara göz gezdirdiğim sırada bana baktığını fark ederek ona döndüm.
' Cennetime hoş geldin.'
' Hoş buldum sevgilim.'
Elimden tutup köşedeki koltuğa oturmamı sağladı. Geniş koltuğa iyice yayılarak odanın geri kalanına baktım. Küçükken çizdiği resimler özenle birkaç panoya iliştirilmişti. Hayatımda hiç bu kadar oyuncağı bir arada görmemiştim sanırım. Barbie bebekler bile vardı. Arya'nın bunlardan bir tane aldırmak için ne kadar ağladığını ama pahalı olduğu için alamadığımızı hatırlayarak burukça gülümsedim.
' Ne oldu?'
' Şu Barbie'leri görünce aklıma bir şey geldi de.'
' Ne geldi?'
Bana doğru sokularak ılık ellerini bluzumun altından geçirip göğsüme doğru çıkartmaya başladığında soluksuz kaldım. Başımla bize doğru dönük duran peluş oyuncakları göstererek
' Yavrum napıyorsun çocukların önünde?' dediğimde güldü. Ama eli bu kez tam tersi yöne, yani pantolonumun önüne doğru iniyordu. Yükselerek dudaklarını kulağıma sürttüğünde irkilerek derin bir nefes aldım.
' Lisede en büyük hayalim neydi biliyor musun?'
' Neydi?'
' Hayatımın aşkını bulup buraya getirmek ve onunla burada sevişmek.'
' Sen manyak mısın yavrum, oyuncak evi gibi masum bir yerde bu yapılır mı?'
Cümlenin sonuna doğru sesim yalvarır gibi çıkmıştı çünkü eli artık pantolonumun önünde sertleşmeye başlayan aletimi kavrıyordu. Ona engel olmaya çalışarak elini itmek istesem de buna izin vermeyerek üstüme çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ocean Eyes // bxb
RomanceOkyanus gibi koyu ve sonsuz görünen gözlerine bakarak bugüne dek çektiği tüm acıları almak ve bir daha bulamayacağı bir yere hapsetmek istiyordum. Sanki bunu anlamışcasına minnetle yüzüme baktı. Geçmişin yalnızca kafamızda olduğunu, geleceğin ise av...