Finale çook az kaldığı için biraz duygusallaşalım dedim.. Aras'ın bazı şeylerle yüzleşmesi gerekiyordu ve bu bölümde bir yüzleşme yaşadı.. EVLADIM SENI ÜZDÜĞÜM HER BÖLÜM ICIN BENI AFFET MAMA LOVES U.
Yorum yapın yavvv
-reina
Mekanlara, insanlara ve geçmişe çok saplantılı olduğum söylenemezdi. Ama yıllar sonra ilk kez kendi başıma arşınlıyor olduğum sokaklar sanki hiç terk etmemişim gibi geliyordu. Ufak bir çocukken arkadaşlarımla maç yaptığım ve her düştüğümde dizlerimi yaraladığım asfalta şu an değmiyor gibi hissediyordum. Sırt çantam nasıl mümkün olduğunu bilmediğim bir şekilde her adımımda daha da ağırlaşıyordu sanki. Ergenliğimi geçirdiğim, kuytu köşede babama yakalanma korkusuyla sigara içtiğim uzun ve dar sokak şimdi başka hikayelere ev sahipliği ediyordu. Benim buradaki hikayem biteli çok olmuştu.
Tanıdık apartmanın önüne geldiğimde ciğerlerim tuhaf bir baskıyla kasıldı ve nefes alamayacağımı düşündüm. Sessiz sakin, vedalaşmadan çıktığım bu eve cezaneden sonra ilk kez geliyordum. Arya annemin birkaç gündür rahatsız olduğunu söylediğinde pek ciddiye almamıştım ama telefonda konuştuğumuzda sesi gerçekten kötü geliyordu. Berk'i bir kaç günlüğüne İzmir'de bırakıp İstanbul'a gelme fikri bir anlığına o kadar da kötü gelmemişti. Şimdi ise o açık mavi boyası solmuş apartmanın önünde dikiliyor ve içeri girebilmek için kendimi cesaretlendirmeye çalışıyordum. Apartmanın kapısı bir kaç dakika sonra açıldığında benim yaşlarımda bir kız çıktı. Geçeceğimi anlayarak kapıyı benim için tuttuğunda artık girmemin zamanının geldiğini fark ederek ağır kapıyı sol elimle tuttum ve kıza teşekkür ettim. Bacaklarım merdivenleri tırmanırken kendime her şeyin geride kaldığını hatırlatıyordum. Kapının önüne gelip zile dokunana dek bunu tekrarlayıp durdum.
Annemin yüzü karşımda belirene dek öylece ahşap kapıya baktım durdum. Geleceğimden haberi olmadığı için şaşkın bir gülümseme ile aydınlanan yüzü benim de istemsizce gülümsememe neden oldu. Aramız daha iyiydi, bazı şeyleri daha rahat konuşabiliyorduk. Telefonda konuşurken Berk'i sorduğu zamanlar bile oluyordu. Alışıyorduk ve iyileşiyorduk.
'Oğlum, hoşgeldin. Nereden çıktın sen?'
' Bayadır gelmemiştim, hazır iki üç gün işler durgun izin aldım geldim.'
'İyi yapmışsın gel içeri.'
Çantamı hemen elimden alıp odama doğru götürürken onu seyrettim. Cenaze için geldiğimde senelerdir uğramadığım halde tek bir eşyanın bile değişmediği odamda kalmıştım. Orada uzanıp duvarlardaki futbolcu posterlerini izlerken hiç çıkıp gitmemiş gibi hissetmiştim kendimi. Fakat odam dışında hiçbir şey aynı değildi. Ne ben aynı insandım ne annem aynı insandı , ne de aramızdaki ilişki aynıydı.
Salona geçip tekli koltuğa oturduktan birkaç saniye sonra annem salonun kapısında belirdi. Beni görünce tekrar gülümsediği için mutlu olduğundan emin olmuştum. Hemen karşıma geçip oturdu ve gözleriyle baştan aşağı süzdü vücudumu.
' Kilo mu aldın sen? Ne yakışıklı olmuşsun.'
' İşler o kadar yoğun oluyor ki yemek yapmaya üşeniyorum. Hep dışardan yiyorum o yüzden sanırım..'
'Oy kuzum, ben sana bir kaç gün sevdiğin şeyleri yaparım. Giderken de götürürsün yanında.'
' Zahmet etme hiç. Sen hasta değil misin hem, uzan bakayım.'
' Daha iyiyim oğlum meraklanma.'
' Anne uzan lütfen, sesinden belli zaten hasta olduğun. Ben sana nane limon kaynatayım.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ocean Eyes // bxb
RomanceOkyanus gibi koyu ve sonsuz görünen gözlerine bakarak bugüne dek çektiği tüm acıları almak ve bir daha bulamayacağı bir yere hapsetmek istiyordum. Sanki bunu anlamışcasına minnetle yüzüme baktı. Geçmişin yalnızca kafamızda olduğunu, geleceğin ise av...