Merhabaa,
Kısa bir vaktinizi alacağım. Bu virüs şeysi yüzünden okulların bu dönemlik kapandığını öğrendim. YL yaptığım için beni çok etkilemedi ama buradan etkilenen herkese sevgilerimi yolluyorum. Ben de bir süreliğine Türkiye dışındayım ve dönüşümde sorun olup olmayacağını bilmiyorum. Günlerimi geçirmek için bu hikayeye başladım. Eğer okuyorsanız bunun benim için büyük bir anlam ifade ettiğini söylemek istedim. Öpücüklerimlee ( virüssüz :( )
9 Temmuz 2017
Saat: 00:45
Hayatımda ilk kez gay bara gidiyordum. Önünden belki de on kere geçtiğim ama asla dikkatimi çekmeyen mekanda sıraya girerken tanıdık olup olmadığını görebilmek için sağa sola bakındım. Kimse yoktu. Sanki sıranın arkalarından bir yerden babam gelecekmiş de beni herkesin ortasında evire çevire dövecekmiş gibi hissediyordum. Aslında umrumda değildi. Kendim olmamı istemeyen herkesin amına koyabilirdim. Buna babam da dahildi.
19. yaş günümü hüzünlü bir şekilde yurt odasında ağlayarak geçirmek istemediğimden, gecenin bir köründe kalkıp hazırlanmış ve yurduma bir saat uzaklıktaki bu barın kuyruğunda bulmuştum kendimi. Kız kardeşim ilk kutlayan olmak için gecenin 12'sinde beni aradığından yoldayken onunla konuşmuştum. Arkadaşlarımla buluşup kutlama yapacağımızı sanıyordu ama işin aslı kimseyi tanımadığım bu mekanda kalabildiğim kadar uzun kalacaktım.
İçeri girdiğimde yaptığım ilk şey bara yaklaşıp tuhaf isimli kokteyllerden birini istemek oldu. Barmen sıcak bir gülümseme ile kokteylimi uzattıktan sonra başka işlerle ilgilenmek için diğer tarafa geçti. Ben de elimdeki açık renkli sıvıyı yudumlayarak tezgaha yaslandım ve etrafı izlemeye koyuldum. Aralarda bir kaç kız göze çarpsa da mekanın %85ini erkekler oluşturuyordu. Aralarında çok yakışıklılar da vardı kese kağıdına ihtiyaç duyacağın tipler de. Cinsellik manyağı biri değildim ve lisede bir kaç oral denemesi dışında bir tecrübem olduğunu söyleyemezdim. O yüzden bu gece HIV pozitif olmadığına inandığım birini bulup kuytu köşede oynaşmak istiyordum.
Hani dizilerde bir bara gidersiniz, tek başınıza havalı havalı içkinizi yudumlarken yanınıza yakışıklı bir erkek gelir ya, işte gerçekte öyle olmuyormuş. Çünkü 25 dakikadır öylece dikildiğim halde ne gelen vardı ne giden. Telefonuma gelen bir kaç mesajı kontrol edip dans edenlere bakmaya devam ettim. Böyle sürerse çıkıp gidecektim ama yurda dönmem bu saatten sonra mümkün değildi. İlk metroya daha 5 saat vardı çünkü.
Umutsuz bir şekilde ikinci kokteylimi içerken yanıma kıvırcık saçlı bir kızın yaklaşmakta olduğunu gördüm. Yanıma iyice yaklaşıp direkt kulağıma eğilmesi beni şaşırtmıştı ama bu tarz şeylere alışkınmışım gibi davranmakta kararlıydım.
' Selam, Buse ben. Arkadaşım seni çok beğendi fakat kendisi biraz utangaçtır. Gelip bizimle takılmak ister misin?'
Çaktırmadan gösterdiği tarafa baktım. Üç erkek ve bir kız doğruca bana bakıyordu. Görebildiğim kadarı ile erkeklerin hepsinin eli yüzü düzgündü. Burada tek başıma alkolümü yudumlamaktansa yeni insanlarla tanışmayı tercih edeceğim için başımla onaylayarak kızı kalabalığın arasında takip ettim.
' Çocuklar bu..'
Kız eliyle beni arkadaşlarına gösterirken utangaçlığımı yenmeye çalışmak için özellikle hepsinin yüzüne bakıyordum.
' Aras,' dedim.
' Ne güzel bir isim.'
' Teşekkür ederim.'

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ocean Eyes // bxb
Storie d'amoreOkyanus gibi koyu ve sonsuz görünen gözlerine bakarak bugüne dek çektiği tüm acıları almak ve bir daha bulamayacağı bir yere hapsetmek istiyordum. Sanki bunu anlamışcasına minnetle yüzüme baktı. Geçmişin yalnızca kafamızda olduğunu, geleceğin ise av...