9 - Ortak Alan

6.2K 507 84
                                    

9 - Ortak Alan

Büyülü bir okulda olsanız da -tamam, büyü yapılan bir okul diyelim. Okulun kendisi büyülü değil neticede- normal okullardan ayrılmayan birçok yönü vardı bu okulun da.

Mesela öğrencilerin ödevleri hep son güne bırakması.

Mesela derslerde sürekli öğrencilerin konuşması.

Mesela öğrencilerin bir okul başkanı seçmesi.

Tabii bu başkanın adı Asilsoy'da "öğrenciler lideri" olarak geçiyordu ama sonuç olarak aynı yere çıkıyordu, isminin değişmesi fark etmezdi.

Ortak alanda halının üzerine bağdaş kurmuş kitabımı okurken yanımdan geçen vızzt diye bir ses duydum. Dönüp bakmaya fırsat bulamadan yanağıma ucu sivri bir şey peş peşe batmaya başladı. Kendimi geri çekip bana batan şeyin ne olduğuna baktığımda Cesur'un haberci uçaklarından biri olduğunu gördüm. Elime alıp açtığımda "Hevesini çabuk kaybettin galiba." yazıyordu.

Başımı kaldırıp etrafa bakındım. Cesur çalışma masalarının birinde oturmuş bana bakıyordu. Ona el sallayıp yanıma gelmesini işaret ettim. Yerinden kalkıp yanıma geldi ve o da halıya oturup bağdaş kurdu.

Kitabımın kaldığım yerini işaretleyip Cesur'la döndüm. "Ne için hevesimi kaybetmişim bakalım." dediğimde "Bu gece haberci uçakları öğretecektim ya." dedi.

"Aaa, doğru! Tamamen aklımdan çıkmış." Başını iki yana salladı sanki benden beklediği şey tam olarak da buymuşçasına. "Eee, nasıl yapılıyor hadi anlat!" dedim.

Cebinden iki kağıt çıkardı. Birini bana uzattı diğerini ise kendi önüne çekti. "Öncelikle mesajını yazıyorsun." Kağıda bir şeyler yazdı. "Sonra da uçak şeklinde katlıyorsun. Nasıl katlanacağını biliyor musun?"

Başımı olumsuzca salladım. "Pek sayılmaz, becerikli değilim bu işlerde." dedim. İç çekti. "Çok işimiz var seninle çok." Kağıdını bana doğru tutarak "İlk önce şu kısmı katlayacaksın." dedi. Nasıl yapılacağını gösterdikten sonra elinde güzel bir uçak oluşmuştu. "Dene bakalım."

Onun gösterdiği şekilde kağıdı katlamayı bitirdiğimde uçağım onunki gibi gözükmemişti. "Ya bu olmadı." dedim hayal kırıklığıyla.

"Beceriksiz." dedikten sonra bir kağıt daha uzattı. "Bir daha başla, ben de yardımcı olacağım."

Kağıdı tekrar katlamaya başladığımda "Burayı yanlış yapıyorsun!" diye kızdı bana. Sonra ellerini uzatıp ellerimi tuttu ve kağıdı nasıl katlayacağımı göstermeye başladı.

Elleri sıcacıktı ve yumuşaktı. Ayrıca kocaman olduklarını da söylemeliydim, benim ellerim neredeyse görünmez olmuştu onun ellerinin arasında. Bir anda heyecanlandığımı hissettim, kağıda bakıyordum ama tek düşündüğüm içimin sıcacık olduğuydu.

"Böyle işte." dedikten sonra ellerimi bıraktı ve ben gerçek dünyaya geri döndüm. Kağıdı kaldığımız yerden katladıktan sonra Cesur'unki gibi bir uçağım olmuştu.

"Şimdi asanı çıkarıp uçağa dokunacaksın ve büyüyü söyleyeceksin ama bu çok gizli bir şey o yüzden fısıldayarak söyle. Uçucu haber, sahibine gider."

"Bu büyüyü daha önce hiç duymamıştım." dedim. "Çünkü ben ürettim." Şaşırarak ona baktım. "Sen mi yaptın?"

"Çok zor değildi." dediğinde "Saçmalama! Bu inanılmaz. Bir büyü üretmek inanılmaz yetenek ister." dedim hevesle. Gülümsedi. Asasını çıkarıp büyülü sözleri fısıldadı ve "Son olarak göndermek istediğin kişinin adını söyleyeceksin." dedi. "Atlas." dedikten sonra uçağı eline alıp havaya attı.

𝐒𝐎𝐘𝐋𝐔 𝐀𝐕𝐈Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin