23 - Soy Kavgası
Müdire ve Bahar Hocanın eşliğinde, Demir konuklarımızı yemek salonuna aldı. Saat öğle vaktini gösteriyordu ve ilk planımız Kandemir öğrencilerine güzel bir yemek yedirmekti.
İçeri girdiğimizde okulumuzun öğrencilerinin büyütülmüş masalara oturmuş, ziyaretçileri dikkatle izlediğini fark ettim. Kandemir okulunun müdürü başında taşıması gereken bir taçmış gibi Tolga'yı yanına çekmiş, en önde ilerliyordu. Bizim okulun kızlarının bakışları Tolga'ya dönünce hepsinin ağzının suyu aktı neredeyse. Gözlerimi devirmemrk için kendimi tuttum. Sırası değil.
Birkaç öğrenci çekinerek yanıma gelmiş ve benimle tanışmak istemişti. Bu işin sonucunun nereye varacağını biliyordum, onlar da beni çok bekletmeden asamı görüp göremeyeceklerini sordular. İçimde bir öfke yine kaynamaya başlasa da nazik olup gülümseyerek asamı çıkardım ve nadide bir parçaymışçasına gözler önüne serdim.
Şimdiyse Demir'in işaretini alan görevli sakin bir müzik başlatmıştı. Normal yemeklerimizde olan bir şey değildi müzik ancak hoş bir farklılık yaratmıştı. Masalardaki çiçekleri inceleyerek arkadaşlarımın oturduğu masaya ilerledim.
Merve elleriyle kendini yelliyordu. "Çocuğu gördünüz mü?" diye sordu ancak öylesine sorulmuş bir soruydu bu. Sude de bilincini kaybetmiş gibi bir noktaya bakıyordu. "Adı ne acaba?" dedi iç çekerek.
"Tolga." dedim önemsiz bir şeyden bahsediyor gibi. Kızların gözleri anında bana döndü. "Tanıştın mı?" diye sordu Lara. Başımı salladım. "Mecburen."
Bileğimdeki bilekliğe gözlerim kaydı. Tolga itiraz kabul etmeden bilekliği alıp bileğime takmıştı. Bana sormadan. Birilerinin bana sormadan benimle ilgili bir şey yapmasına çok ağır tepki gösterirdim ama bu bileklikte beni çeken bir şey vardı, engel olamamıştım.
Merve daha fazla soru soracakken yanıma oturan Cesur'un homurtulu söylenmelerini duydum. Dönüp ona baktım ve gülümsedim. "İyi misin?" dediğimde bana ters ters baktı. İyiden epey uzaktı anlaşılan.
"Sadece merak ediyorum." dedi. Soru sormama fırsat kalmadan sorumun cevabını da kendisi vermişti. "Erkekler sana çok mu sık asılıyor yoksa ben mi abartıyorum?"
"Erkekler bana çok sık asılıyor. Ne diyebilirim ki, bu çekiciliğe karşı koyabilen zor bulunur." diyerek Cesur'a göz kırptım. Biraz gülümsemesini ümit etmiştim ancak hala o ters bakışlara sahipti.
"Hayatım, abartma. Hadi bir şeyler ye, çok açsındır eminim." dedim. "O çocukta bir şey var!" dediğinde bahsi geçen çocuğa baktım istemsizce. Sırtım ona dönük oturduğum için arkamı dönmek zorunda kalmıştım.
Öğretmenler kürsüsüne en yakın masada oturuyordu. Genel olarak kendi okulundan arkadaşlarıyla birlikte olsa da bizim okuldan tek tük öğrenciler de vardı ve hayranlıkla ona bakıyorlardı. Aslında tüm okulun gözü ondaydı denebilir.
Sanki kendisine baktığımı hissetmiş gibi Tolga bakışlarını bana döndürdü ve göz kırptı. Ne tepki vereceğimi şaşırırken Tolga'nın bu bir saniyelik hareketini yakalayanlar bana dönmüş, şaşkınca bakıyordu. Gözlerimi devirip önüme döndüm.
"Varsa var, yapabileceğimiz bir şey yok. Konuk çocuk." dedim. "Umarım dördüncü sınıflarla kalıyordur." diye homurdanırken durdu ve "Acaba hangi odayı verdik ona?" diye sordu kendi kendine.
Cesur'u kendi haline bırakıp yemeğime odaklanmaya karar verdim. Nasılsa sakinleşecekti. Tam tatlı için sufleyi önüme çekerken kulağımda bir ses duydum. "Tatlını yemeni bitirdikten sonra bana okulu gezdir." Tolga.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐒𝐎𝐘𝐋𝐔 𝐀𝐕𝐈
Fantasy𝐒𝐎𝐘𝐋𝐔 𝐀𝐕𝐈 │Her bir rengin anlamı vardır derler lakin hiçbir rengin anlamı hayatı pamuk ipliğine bağlayacak kadar tehlikeli olmamıştı. © audrisimpavi...