37 - Cesur'un Hayal Kırıklığı

3.5K 261 89
                                    

37 - Cesur'un Hayal Kırıklığı

Odada dört dönerek Gök'ü delirtiyordum. Mırlayarak beni ikaz ettiğinde onu umursamadım. Kızlar çoktan çıkmış ve beni delirmeye terk etmişlerdi.

Beş dakika önce Tolga ışınlanacağını söylemek için mesaj atmıştı ve şu an okulda olmalıydı. Yani... Benim aşağı inip onu karşılamam gerekiyordu ama panikten ellerim titriyordu.

"Haydi Mehir, cesaretinle devamlı övünürsün, biraz cesur ol." Bu sözler beni biraz yüreklendirmişti. Kısa tişörtümü düzeltip kendime son kez baktım. Siyah kısa tişört, kot pantolon ile basit ama etkileyici gözüküyordum. Başımdaki siyah tacı çıkarıp bir daha taktım. Daha fazla oyalanamazdım.

Odadan asamı ve telefonumu alıp çıktım. Gök bana iyi şanslar dilemek istercesine arkamdan miyavladığında gülümsedim.

Aşağı inmek bir ömür sürmüş gibiydi ama bir o kadar da kısaydı. Kemerin önünde dikilen Tolga'yı arkadan görebiliyordum. Kalbim tekledi gerginlikten.

Geldiğimi nasıl anlamıştı bilmiyorum ama başını hafif yan çevirerek bana baktı. Gelişimi gri gözleriyle takip etti. Karşısında durduğumda "Geciktin." dedi.

"Sana da merhaba."

"Bekletilmekten kimse hoşlanmaz küçük zümrüt." Gözlerimi devirdim. Yerinde doğrulup bana uzandığında kollarımı boynuna doladım.

Uzaklaşıp birbirimize gülümsedik. Kolumdaki bandaja baktı merakla. "Bir şey değil, bilekliğinin yanma sebebi." dedim sırıtarak.

"Dikiş mi attılar?"

"Yo, sadece özel bir merhem sürüyorum ve havayla temas etmemesi lazımmış." Etrafa bakındım. Gözler Tolga'nın üzerindeydi. Siyah tişörtü ve siyah kotuna siyah saçları çok uymuştu, yakışıklı gözüküyordu. "Gidelim mi?" diye sordum.

"Nereye?" Omuz silktim. "Nereye istersen. Ben serbest bölgeye gideriz diyordum."

"Seni okuldan çıkarmak istemiyorum. Babam okulunuzdaki güvenliğin yükseltildiğini söyledi ve burada daha güvendesin."

"Bir şey olmaz." dediğimde bana dik dik baktı. "Ciddiyim, o kadar kurtuldum ellerinden. Şimdi yanımda sen varken de kurtulabilirim."

"Tabii. Soydaşımla düello etmemi mi bekliyorsun? Deşifre olamam." dedi.

"Hadi Tolga!" dediğimde "Hayır, okulda kalman lazım." diye diretti.

"O zaman deniz kenarına gidelim." dediğimde başını salladı. Birlikte deniz kenarına giderken sürekli yüzüne bakıyordum. Burada olduğuna inanmak zordu.

"Bana bakmayı tahminen ne zaman kesersin?" dedi sırıtarak. "Hoşuna gitmedi mi?"

Gri gözleri ela gözlerime değdi. "Gitti." Elime uzanıp tuttuğunda kalbim duracak kadar yavaşladı sonra bir anda o kadar hızlandı ki kalp krizi geçiriyorum sandım.

Birlikte el ele denize yürürken "Okula döndüğün için memnun musun?" diye sordum.

"Evet. Mert ve Mete'nin salaklıklarını bile özlemişim." Okula geldikleri ilk saniye çıkardıkları gürültü gelince aklıma sırıttım.

Karşıdan Nilsu, Batuhan ve birkaç kızın geldiğini görünce alayla "Nişanlın geliyor." dedim. Nilsu'yu görünce sırıttı.

"Biricik nişanlım, nişan yüzüğü bile yok." Küçük kırmızı ırkçı grup kenetlenmiş ellerimize şok içinde bakıp yürürken Nilsu'nun yüzünü bir kez daha bu halde görmek için her şeyimi vermeye hazırdım.

𝐒𝐎𝐘𝐋𝐔 𝐀𝐕𝐈Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin