32 - Yolculuk

3.5K 282 97
                                    

32 - Yolculuk

"Dalga geçiyor olmalısın!" dedi Tolga haritayı incelerken. "Bu kadar mı uzağa saklamışlar?"

"Zorundaydık, yoksa bulabilirlerdi." dedi Demir ve Tolga'ya dik dik bakarak "Kırmızı asalılar yani." dedi.

Neyi ima ettiğini anlayınca Demir'e ters ters baktım ama Tolga sözlerinden etkilenmemiş gibi haritaya bakmaya devam ediyordu. Sonra iç çekti. "Ne zaman gidebiliriz?"

"Aslında ben bu cuma çıkıp gideriz diyordum. Pazara kadar dönmüş oluruz."

"Acele hareket ediyorsun." Cesur'la göz göze geldik. "Haklısın ama başka şansım yok. Benim peşimde olduklarını biliyorsunuz, ne kadar saklanabileceğimden emin değilim."

Cesur eğilip omzumu okşadı. "Saklanmana gerek yok, biz arkandayız." Gülümsedim. Ona biraz daha iyi davranmaya başladığım için gururum beni azarlasa da bu işte birlikteydik, surat asmanın alemi yoktu.

"Bence babama haber vermeliyim." dedi Tolga gözlerime bakarak. Onun da endişeleri olduğunu biliyordum ama bunları geri atıyordu.

"Tabii, gelip bizi öldürsün diye değil mi?" Demir'in alaylı sesini duyduğumda arkama dönüp ona baktım. Tolga kaşlarını kaldırarak "Sizi öldürecek olsaydım çoktan öldürürdüm." dedi.

"Demir, ortamı germe." dediğimde omuz silkti. Tolga'nın bu işte bizimle olmasından hoşlanmadığının farkındaydım.

Cihan Bey'in dediği gibi kendime küçük bir ekip yapmıştım. Ben, Demir, Tolga, Cesur. Kızlara haber vermemiştim çünkü onlar da gelmek isteyecekti ve ben onları tehlikeye atmak istemiyordum. Hatta diğerlerinin de gelmesini istemiyordum ama sevgili kuzenim Demir'in beni bırakmayacağı başından belliydi, Cesur zaten babasının direktifiyle hareket ediyordu ama o olmasaydı bile yanımda olurdu, Tolga ise bana kötü kötü bakarak ağzımın payını verince yapabileceğim bir şey kalmamıştı.

"Pazara kadar dönebileceğimizden emin misin?" diye sordu Demir. Omuz silktim. "Ümitlerim o yönde ama dönememe olasılığımız da var."

Demir kollarını göğsünde kavuşturup iç çekti. "Annemler de gelsin." dediğinde Tolga'yla neredeyse aynı anda "Hayır." dedik.

"Sana ne oluyor?" dedi Demir ters ters Tolga'ya. "Annenin evde ilgilenmesi gereken şeyler olacaktır Demir, bizi uzaktan kollayacak birileri de lazım. Ayrıca fazla göze batmamalıyız." dediğinde Demir dişlerini sıktı.

"Evet, büyükleri bu işe katmaya gerek yok. Yapacağımız tek şey gidip konuşmak ve onları ikna etmek olacak." diyerek tartışmayı kestim.

"Hala beni rahatsız eden şeyler var." dedi Cesur endişeyle. "Mesela varlığım gibi." diye eklediğinde Tolga, sırıtmamak için kendimi zor tuttum.

Cesur bana baktı ve derin bir nefes alıp bir şey dememeyi başardı. Son günlerde olağanca kendini tutuyor olması beni mutlu ediyordu.

"Önümüzde iki gün var yani." dedi Demir iç geçirerek. "Evet, hazırlanmalıyız. Bu esnada olabildiğince sözsüz büyülerde ilerleyelim ve zarar verecek uğursuzluklar öğrenelim." dedim.

"O zaman... Önümüzdeki cuma görüşürüz."

Cuma,

"Arabayı ben kullanırım!" diye bağıran Demir'e bayık bakışlarla baktım. Zaten sabahın köründe kalkmıştık, bir de arabayı kullanma kavgası yapıyorlardı.

"Ben kullanırım!" dedi Cesur.

"Beyler, molada değişirsiniz olmaz mı?" dedim en sonunda araya girerek.

𝐒𝐎𝐘𝐋𝐔 𝐀𝐕𝐈Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin