34 - Aile
Medya: Tolga🤤
Aynaya bakmak gibiydi. Ona bakmak aynada kendimi görmek gibiydi. Biraz daha yaşlı, biraz daha uzun gözüktüğüm bir aynaya bakıyordum. Gülümsemelerimiz bile aynıydı. Nasıl bu kadar aynıydık? Nasıl bu kadar benzemiştim ona?
Teyzeme baktım. Endişeli bir gülümseme oluşmuştu dudağında. "Bu da ne?" diye sorabildim.
"Mehir..." Adamın sesini daha önce duymuşum gibi hissettiğimde ürperdim.
Gözlerim korkuyla yanımdaki erkeklere döndü. Cesur şaşkınca kadına bakıyordu, Demir annesinin yanına yaklaşmıştı, Tolga ise kollarını kavuşturmuş durumu inceliyordu.
Gözlerimi kıstım. "Kimsiniz siz?" Adamla kadın bakıştı. Teyzem "Mehirciğim, onların kim olduğunu biliyorsun." dedi araya girerek.
Başımı iki yana salladım. "Hayır, bu mümkün değil. Onlar..." dedikten sonra durdum ve Demir'e döndüm öfkeyle. "Niye bana daha önce söylemedin? Bir de kuzenim olacaksın!"
Ela gözleri tedirgin pırıltılarla yanıp söndü. "İstedim Mehir, gerçekten ama annemler izin vermedi. Daha vakti gelmedi dediler." Ellerimi dudaklarımın üstüne kapattım.
"Ben sana söylemiştim." diyen Tolga'ya döndü gözlerim. Kollarını çözmüş, bana yaklaşıyordu. "Sana annen seninle hiç gurur duymayacak dediğimde bana aptal demiştin."
Beynimin ortasına bir yıldırım düştü. "Biliyordun!" dedim. "Bunca zamandır biliyordun!" Başını salladı. "Bana niye anlatmadın?" Öfkeyle sesim yükseldi.
"Emir büyük yerden geldi." dedi kadına bakarak.
"Niye... Nasıl?" dediğimde Cesur gelip beni belimden tuttu çünkü her an düşecek gibiydim. Nazikçe koltuğa oturttuğunda kendimi daha güçlü hissetmiştim.
"Mehir, daha önce gelmek istedik. Seni daha önce bulmak ama seni tehlikeye atmaktan korktuk." dedi adam. "Bu yüzden saklandık senden."
"Bana ulaşabilirdiniz. Her şey bitmişti." dediğimde kadın başını salladı. "Hayır, biz ortaya çıktığımız an her şey yeniden başlayacaktı. Hiçbir şey bitmemişti."
"Nasıl kaçtınız?"
"Ablan..." dedi adam ve durdu hüzünle. "Öldüğünde biri geldi ve avcıları halledip bizi oradan güvenli bir yere götürdü."
"Kim?"
"Babam." Tolga'ya baktım. Koltuğun kolçağına oturmuştu. "Babam geç de olsa Güzdumanlara saldıracaklarını öğrendiklerinde hemen Çanakkale'ye geldi. Nehir için geç kalmıştı ama annenle babanı kurtarabildi. Bir süre bizim evimizde kaldılar sonra babam onları farklı ve daha korunaklı bir yere götürdü."
"Ama sen demiştin ki... Annen şöyleydi, böyleydi." dediğimde alayla gülümsedi. "Hiçbir zaman geçmiş zaman eki kullanmadım."
Dudaklarım şokla aralandı. Konuşmalarımızı düşündüm. Haklıydı. Hep şimdiden bahseder gibi konuşmuştu. "Bana niye söylemedin?"
"Yapamazdım küçük zümrüt. Sana sinyal vermeye çalıştım, hep anneni bu kadar yakından nasıl tanıdığımı sordun bana ama hiç bu aklına gelmedi."
"Çünkü herkes bana öldüklerini ve bunu kabullenmem gerektiğini söyledi! Ümitlerimi çökerttiler." dedikten sonra teyzeme döndüm. "Sen de öyle dedin teyze!"
"Mehir... Ben yalnızca kardeşimi korumaya çalışıyordum. Çünkü eğer yaşadıklarını bir şekilde öğrenirsen onların peşinden gidecektin, onları bulmak isteyecektin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐒𝐎𝐘𝐋𝐔 𝐀𝐕𝐈
Fantasy𝐒𝐎𝐘𝐋𝐔 𝐀𝐕𝐈 │Her bir rengin anlamı vardır derler lakin hiçbir rengin anlamı hayatı pamuk ipliğine bağlayacak kadar tehlikeli olmamıştı. © audrisimpavi...