Karşımda dikilen beden ile şaşkınlığım yüzümden silinmezken yalnızca gözlerine bakıyordum.
"İşin olduğunu sanıyordum."
"Gülen yüzünü görme isteğim işimi erken bitirmeme sebep oldu."
Sözleri ile yüzüme yayılan gülümsemem onu da gülümsetiyordu.
"Hem ben sana Jennie ile gitmeni söylemiştim dönmeni değil."
Daha fazla gülümserken öne doğru bir adım atarak kollarımı beline sarmıştım. Kafamı gömdüğüm boynu ile kokusunu içime doyasıya çekerken mutluluğum yüzümden okunuyordu. Bir elini belime diğer elini saçlarıma koyduğu zaman konuşmaya devam etmişti.
"Bu mutluluğa göre kabul edildin diye tahmin ediyorum."
"Bingo! Doğru tahmin."
"Biliyordum."
"Nasıl biliyordun?"
"Başaramayacağın bir iş olmadığı için bilmemek elde değil."
"Şımartma."
"Şımarmak en çok senin hakkın güzelim."
Utançtan kafamı iyice gömdüğüm sırada Jungkook gülmeye başlamıştı.
"Kızardığını yanan boynumdan anlıyorum."
"Ya!"
"Tamam tamam. Bu zaferin üzerine bir yemek nasıl gider?"
"Çok güzel gider."
Beline sardığım ellerimi bozmadan kafamı kaldırıp yüzüne bakarken oda aynı şekilde iki elini belime yerleştirmiş yüzüme bakıyordu. Bakışları dudaklarımı bulduğu sırada eğilip minik bir öpücük kondurmuştu. Bu hareketi gülmeme sebep olmuş ve bende uzanıp yanağına bir öpücük bırakmıştım.
"Bu çok masum olmadı mı?"
"Niye beğenemedin mi?"
"Tch beğenemedim."
"Ne istiyorsunuz Jungkook efendi?"
"Imm...belki buradan."
Dudaklarını öne uzatıp işaret ettiğinde gülerek göz devirip sarıldığım bedenden ayrılmıştım.
"Rüyanda görebilirsin."
"Rüya mı? Ama-"
Lafının yarıda kesilmesine sebep olan şey dudaklarım olmuştu. Hızla dudağını öpüp geri çekilmiş ardından gülerek hızlı adımlarla ilerlemeye başlamıştım. Adım seslerini arkamda duyduğum da kaldığı şoktan çıktığını anlamıştım. Koşarak yanıma gelen bedeni ile önüme bakmaya devam ediyordum.
"Bu yaptığın...oldu mu?"
"Imm...düşüneyim. Çok güzel oldu."
"Doğru. Çok güzel oldu."
Yan yana gülerek ilerlerken parmaklarını parmaklarımın arasından geçirerek elimi sıkıca tutmuştu. Bu hareketi ile adımlarım bir an duraksamış fakat devam etmiştim. Kafamı yana çevirip ona baktığım da gülümseyerek önüne bakıyordu. Gördüğüm manzara ile gülümseyip bende önüme dönmüş ve kalbimin çıkacak gibi atmasına izin vermiştim.
...On dakikanın sonunda geleceğimiz yere varmış ve arabadan inmiştik. Jungkook yanıma gelerek elimi tutmuş ve ilerlemeye başlamıştı. Güzel bir mekanın önüne geldiğimiz de gerçekten hayran hayran etrafı inceliyordum.
"Bana da böyle hayran baksana."
"Sen az önce binayı mı kıskandın?"
"Evet."
![](https://img.wattpad.com/cover/209120386-288-k95309.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Price of Love
FanfictionHayatında en güvendiğin insandan bile güçlü bir darbe yiyebileceğini Lisa çok iyi öğrenmişti... Kim bilebilirdi ki acımasız bir oyunun iki genci birleştireceğini? ~17/04/2020~