°21°

671 72 110
                                    

"Kim var yanında?"

"Hi- Jungkook hadi."

Gelen kadın sesi ile kaşlarım istemsizce çatılmıştı.

"O da kim?"

...

"Jimin'in ablası geldi. Kahvaltıya çağırıyor güzelim benim gitmem lazım."

"Tamam hayatım. İyi doyur karnını."

"Sende."

Ardından çağrı sonlandırılmıştı. Jimin'in ablası mı vardı? Vay be dedim içimden. Ablasını çok fazla merak etmiştim doğrusu. Yerimden hafifçe kıpırdandığımda sargının olduğu yer sızlamaya başlamıştı.

"Lisa seni aptal çorap. Kesinlikle yerinden kalkmıyorsun."

"Ama-"

"İtiraz reddedildi."

"Bütün gün burada yatacak mıyım?"

"Hmm bir düşüneyim...evet."

"Ben duramam biliyorsun."

"Bu yüzden bende evdeyim ya."

"Benim-"

"Benim yüzümden evde kalma Jen bla bla bla. Lili çok konuşuyorsun sesini kes ve dediğimi yap."

"Of kazandın tamam. Pes ediyorum."

"Ha şöyle yola gel aslan parçası."

Gülümseyip ona baktığımda elinde iki tabakla yanıma geliyordu. Tabağı masaya bırakıp çatalla ağzıma bir lokma götürürken şaşkınca suratına baktım.

"Bugün bakıcın benim. Şimdi aç ağzını bak tren geliyor."

"Jen ben 24 yaşındayım."

"24 yaşında olman benim küçük kız kardeşim olduğun gerçeğini değiştirmez."

Dediklerinden sonra elinde tuttuğu yemeği ağzıma götürmüştü. Gülümseyerek yemeğimi yerken telefonumun çalması ile bir saniye istemiştim.

"Ah Lisa iyi misin? Nasılsın?"

"Be-ben iyiyim Jisoo. Sen nasılsın?"

Ağzımdaki lokma konuşmamı zorlamıştı.

"Bende iyiyim. Başına gelenleri yeni duydum. Umarım kötü bir şeyin yoktur."

"Ah yok tabi ki. Daha iyiyim şimdi."

"Çok sevindim. Öğrencilerin dört gözle geri dönmeni bekliyorlar."

"Bende bekliyorum inan bana çok özledim onları."

"Biliyorum güzelim biliyorum. O zaman şimdi benim gitmem lazım dikkat et kendine."

"Ederim görüşürüz."

Aramayı sonlandırıp telefonu masanın üzerine koymuştum. Jennie meraklı gözlerle ne olduğunu soruyordu.

"Jisoo. Dans merkezinde tanıştığım çok tatlı bir kız. Bana çok yardımı dokundu ve haberi alınca beni aramak istemiş o kadar."

"Anladım. Keşke sahnenin sağlamlığına adam akıllı baksaydılar da-"

"Jen. Lütfen."

"Üzgünüm elimde değil. Çok kızgınım oraya. Boş olsa bile orası en azından bir kontrol etmeleri gerekiyor. Saatlerce orada kaldığın için fazlasıyla kan kaybetmiştin. Ve biz seni kan kaybından kaybediyorduk Lisa."

The Price of LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin