°54°

549 67 125
                                    

Peki bu gecenin kazananı kim olacaktı? Her masalda olduğu gibi iyiler mi galip gelecekti yoksa gerçek hayatta örnekleri olduğu gibi kötüler mi galip olacaktı?
...

~Yazarın Anlatımından~

Jungkook bakışlarını Lisadan ayırdıktan sonra Seojoon'a dönmüş ve konuşmak için dudaklarını aralamıştı.

"Patronun ah daha doğrusu sahibin nerede kuçu kuçu?"

Jungkook'un imasına karşılık Seojoon sinirlendiğini belli eder bir şekilde yumruklarını sıkmaya başlamıştı.

"Gösterimize hoşgeldiniz baylar. Tüm izleyicilerimiz gelmeden sinema hakkında spoiler veremem çok üzgünüm."

Ardından kahkaha atmış ve adamlarına bir iki işaret ettikten sonra bir köşeye çekilmişti.

İki adamın elleri bağlı olan Jennie ve Rosé'yi geniş bodruma getirmiş ardından Lisa'nın yanına fırlatmışlardı. Jennie'nin ağzından ufak bir çığlık çıkmasına karşılık Jin yerinde duramamış bağırmaya başlamıştı.

"YAVAŞ OLSANA HAYVAN HERİF!"

Ardından Yoongi ve Jimin'i getirmişler ve kızların sağına doğru fırlatıp gitmişlerdi.

"Son ve gecemizin ikinci yıldızı olan adayımız nerede? Onu bekliyorum."

Seojoon'un sinir bozucu sesi ortamda yankı yaparken Jungkook yüzünü buruşturmuş ve getirdikleri ağzı yüzü kan içinde kalan Taehyung'a dikmişti bakışlarını. Öyle çok hırpalanmış duruyordu ki Jungkook onun buraya gelmesine izin verdiği için kendine içinden küfürler savuruyordu. Ne olursa olsun –bayıltmak gerekse bile- ona engel olmalıydım diye geçiriyordu içinden. Taehyung'a baktığı her an kendini yerin dibine sokma isteği artıyor ve içinin parçalanmasına engel olamıyordu. Fakat her şeye rağmen Taehyung dik duruşunu bozmamış ve tüm acılarını gizlemişti. O çok güçlü bir çocuktu ve bunu görmemek aptallıktan başka bir şey değildi.

Adamlar Taehyung'u da yere fırlattıktan sonra hepsi geriye çekilmişti. Jennie, Taehyung'u gördüğü gibi bakışlarını ona sabitlemiş ve bir an olsun başka hiçbir yere bakmamıştı. İrisleri sevdiği adamın irislerinde hapsolmaya yemin etmiş gibiydi adeta. Taehyung da aynı şekilde yalnızca sevdiği kadına bakıyordu. Jennie'sine...

Sırtında oluşan yara izleri yüzünden duvara yaslandığı gibi canı yanan Taehyung'un ağzından minik bir hırıltı çıkmıştı. Buna karşılık tüm gözler ona dönerken o hiçbir şeyi çaktırmamaya devam ediyordu. Canı yanmıyormuş gibi...Her şey normalmiş gibi...

"Gecenin en parlayan yıldızı ve hepinizi alt üst eden o mükemmel adamı görmek için heyecanlı değil misin yoksa Jungkook?"

"Neyi merak ediyorum biliyor musun Seojoon? Seni öldürmek için geldiğim de yüzünde oluşan o korku dolu ifadeyi...çok merak ediyorum."

Seojoon gür bir kahkaha atmış ve bu geceyi fazlasıyla kahkahası ile doldurmuştu.

"Desene o zaman hiçbir zaman bu merakına ulaşamayacaksın."

"Emin ol buna ulaşacağım ve senin yaşamak için yalvarışlarına karşılık kafana bir kurşun da ben sıkacağım."

Seojoon ağzını açıp bir başka söz söyleyeceği sırada kapının açılma sesi yankı yapmıştı boş bodrumun içinde. Adım seslerinin iyice yaklaşması ile herkesin nefretini toplayan o adam sonunda buradaydı.

"Seojoon yeter."

"Tamam patron."

Bu sefer bodrumu kahkahaları ile dolduran Jungkook olmuştu. Seojoon ne için böyle güldüğünü anladığı sırada hızla söze atlamıştı.

The Price of LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin