°55°

544 61 152
                                    

~Jennie'nin Anlatımından~

'3 yıl öncesi

Ellerimde tuttuğum boya kutularını masanın üzerine koyduktan sonra diğer tablo için kullanacağım fırçalarımı çantasından çıkarıyordum. Tüm fırçalarımı buradayken ince uçlu ve şuan da bana en çok gerekli olan fırçam yanımda yoktu. Önüme düşen saç tutamlarını kulağımın arkasına sıkıştırdıktan sonra eğilip masanın altını gözlerim ile taramaya başlamıştım.

"Hadi ama neredesin?"

"Bunu mu arıyorsun?"

Duyduğum ses ile kafamı kaldırmış fakat masanın altında olduğumu unuttuğumun sonradan farkına varmıştım. Kafamı sertçe vurduğum sırada aptallığım ile bir kez daha vurmak istemiştim. Elimle kafamı okşayarak yavaşça doğrulduğum da karşımda şaşkın bakışlar ile bana bakan daha önce burada görmediğim biri bakıyordu.

"Ben üzgünüm. Korkutmak istememiştim."

"Ah sorun değil tamamen benim sakarlığım."

Karşımda dikilen bedenin dudakları yavaşça yana kıvrılırken bende yüzüme minik bir tebessüm kondurmuştum.

"Bu sanırım senin, yani tam emin de değilim fakat seni bir şeyler ararken görünce senin olabileceğini düşündüm."

Uzattığı fırçaya dikkatlice baktıktan sonra kafamı yavaşça aşağı yukarı sallamış ardından gülümseyerek konuşmaya başlamıştım.

"Evet benim ve yanılmıyorsun tam olarak o baş belasını arıyordum."

"O zaman iyi zamanlama yapmışım diyelim."

"Diyelim madem."

Fırçayı almam için uzattığında almış ve masadaki yerine koymuştum.

"Burada yenisin sanırım."

"Aslında değilim. Yani yarışma için gelmedim bir alt katta olan resim sınıfını biliyor musun?"

Bildiğime dair kafamı aşağı yukarı sallarken gülümsemiş ve ardından tekrar konuşmuştu.

"Orada eğitim görüyorum. Bu arada ben Vante."

Elini memnun olduğunu belirtircesine uzatmış ve tepkimi beklemeye başlamıştı. Daha fazla beklemeden elimi uzatmış ve hayatımızı değiştirecek o tanışmanın başlamasına sebep olmuştum.

"Bende Jennie. Kim Jennie."
'
...

Namlusundan çıkan bir merminin sesi ardından yere düşen bedenin yaptığı yankı ve tahmin dahi etmek istemediğim bir son...

Korkuyla sımsıkı kapattığım gözlerimi açtığım sırada yerde kanlar içinde yatan Taehyung'u görmemle beraber koca bir çığlık çıkmıştı dudaklarımın arasından. Anında yanına çömelerek kafasını dizlerimin üzerine koyduktan sonra gözyaşlarım delirmiş gibi akmaya başlamıştı.

"JUNGKOOK! HOSEOK! JİN!"

Zar zor aldığı nefeslere rağmen gözlerini hala daha yüzümde gezdiren Taehyung'a bakmak canımı yakıyordu. Elini ellerim arasına aldıktan sonra avazım çıktığı kadar tekrar bağırmaya başlamıştım.

"YOONGİ! JİMİN! GELSENIZE!"

"Çoktan sizi terk ettiler be Jennie."

Karşımda dikilmiş pişkince sırıtan surata karşı öfke dolu bakışlarımı dikmiş ve bağırmaya başlamıştım.

The Price of LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin