°8°

1K 106 66
                                    

Gözlerim elimdeki oyun paralarına kaydığında hangi arsayı alabileceğimi düşünüyordum. Kalan beş yüzümü akıllıca kullanmam gerekiyordu. Karşımda Jennie'ye baktığımda aramızda ki en zengin oydu. Aldığı arsalar ile bizden söke söke bedelini alıyordu. 

''Bir bina daha dikiyorum.''

''Ah hadi ama Jen sana para ödemekten kendime arsa alamadım.''

''Beni ilgilendirmez.''

''Jennie müttefik olabiliriz.''

''Siktir ordan.''

Jimin korku dolu bakışı ile geri çekilirken ben kahkahalarımı ortaya sunmuştum. Ardından oyuna döndüğümde ikinci en çok arsaya sahip olanın Rose olduğunu gördüm. Ah tabi geldiğimizde neler olduğunu anlatmadım. 

Kapının önüne geldiğimizde kapıyı adının Rose olduğunu öğrendiğimiz kız açmıştı. Güzelliği ile büyülenmiş bir şekilde ona bakarken Jennie'nin alttan bacağıma vurması ile kendime gelmiştim. 

''Selam kızlar ben Rose.''

''Ben Jennie oda Lisa.''

''Tanıştığıma çok memnun oldum.'' dedikten sonra sıkıca sarılıp geri çekilmişti. Ardından içeri geçmemiz için hareket ettiğinde ilk Jen sonra ben girmiştik.  Jimin ve Jungkook koltukta oturmuş telefonları ile ilgileniyorlardı. 

''Ah selam kızlar.''

''Tanıştınız sanırım.'' Jimin'e kafamı olumlu anlamda sallayarak söze başlamıştım.

''Evet ama tam olarak değil.''

''Rose...benim sevgilim.''

''Sevgilin mi?'' şaşkınca sorduğum soru ile bana cevap verecekken Jennie seslice gülmüştü.

''Çok sevindim. Siz ikiniz yakışıyorsunuz.''

''Jennie? Sen ilk defa bana karşı böyle iltifat ettin iyi misin? Yoksa  ölüyor muyum?'' 

''İltifatım sana değil yanındaki güzele.'' 

''Ne yaptın bunlara da bu kadar korkuyorlar?'' gülerek konuşan kıza baktığımda ne hissettiğimi bilmiyordum. Jennie için yine birini bulamamıştım sanırım.

Jungkook...gözlerim onda takılı kalırken onunda bana baktığını farketmiştim. Dudakları iki yana kıvrılıp gülümsediğinde bende aynı şekilde karşılık vermiştim. Bu çocuk...bu çocuk beni deli ediyordu. 

Gözlerimi kaçırıp kafamı yana çevirdiğimde Jungkook konuşmaya başlamıştı.

''Oyun oynamaya ne dersiniz?''

''Bana uyar fakat yendiğim zaman ağlamak yok.''

''Ben varken sana ne oluyor Jimin Efendi?''

''Pardon Jen fakat bunda beni yenemezsin.''

''Göreceğiz.''Jungkook oyunu almaya gittiğinde Jennie oturduğumuz koltukta hafif eğilip kulağıma bir şeyler fısıldamıştı.

''Birisinin sevgilisi olmasına aşırı sevindim. Yakadan bir yılışık eksildi şimdi sıra ötekinde.''

Dediği şeyle gülse de omuzuna yavaşça vurmuştum. Umarım dedim içimden umarım onun sevgilisi yoktur. Gerçi hangi hak ile bunu isteyebilirim ki. Kafamdaki düşüncelerden uzakaştığım sırada Jungkook içeri girmişti. 

İşte yaklaşık bir saattir bir elin içindeydik. Jennie sayesinde gittikçe fakirleşen biz sinirlenmeye başlıyorduk.

'YA BEN ALACAKTIM ORAYI!''

The Price of LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin