Barış
Kendimi enkaz altında kalmış gibi hiss ediyorum.Aynı ailemi kaybettiğim gibi.Berkan bana sadece bakıyordu.Ellerimi ona doğru uzattım kelepçrleri takması için-Emin misin Barış?
Ellerimi arkaya çekip başımı aşağıya eğdim.Galiba hazır değildim
-Değilim
Berkan yüzündeki tedirginlik,korkuc ifade gitmiş acıma ifadesi gelmişti.Gelip bana sarılmıştı.Galiba bu beni rahatlatıyordu
-Ama söz verdim
Berkan benden uzaklaşmış masanın üzerinde olan kelepçeyi eline aldı.Saati çıkarmamı istedi.Bu saatden nefret ediyordum.Saati duvara fırlatdım.Ellerimi arkada birleştirdim.Kelepçeyi bir koluma takmıştı durdurdum.
-Bana kağıt ver bir de kalem
Arabaya koşmuş kağıt kalem getirmişti.İçini doldurup kağıdı büküb Berkana uzattım
-Bunu Aycana verirsin okusun
Başını aşağı yukarı sallayıp ikinci kolumuda bağladı.Sandalyeye oturmama yardım edib ayaklarımı sandalyey bağladı.Göğüs hizamdanda bağlamasını istedim.Çünkü böyle bir yolunu bulup burdan çıkardım.Beni bağlayıp silahı eline aldı
-Berkan sadece tek kurşun vuracaksın.İşkence vermeyeceksin.Gittiğin an vurma biraz konuştur nasılmış onu öyren ve telefonun açık olsun ben sizi duyayım.Benim sesimi kapat telefondan birden sesim falan duyulur.
Berkan telefonu ceketimin cebinden almış kendini aramış sesimide kısmıştı.Deponun kapısını kapatmış ve gitmişdi.Hayatım boyunca pişman olacağım işi yapmaya
Aycan
Barış beni bırakıp gitmişdi.Ben sadece kaderime ağlıyordum.Umutlarımı,hayata karşı olan hayallerimi,Mutluluğumu her şeyi kaybetmişdim.Sanki ruhum teslim olmuştu.İçimi içime sığdıramıyordum.Ama mutlulukdan değildi bu.O kadar boşlukta kendimi hiss ediyordumki.Öfkem,nefretim her Şeyim kül olup gitmişdi.Artık ne düşüneceğimi ne yapacağımı bile bilmiyorum.Bu normal miydi?Ne kadar devam edecekdiki bu durum.Ne zamana kadar ruhum uçmuş gibi hissedecekdim.Gerçekten hayatımı kaybetmişdim.Yaşayan ölüydüm
Ellerim dizlerime dayalı şekilde yatağın üzerinde oturmuşdum.Her şey bana acı veriyordu.Dışardan gelen sesler ilgimi çekmişdi.Ses gittikce artıyordu.Barış ola bilir umudu bile bana yetiyordu.
Berkanın kapıyı açmasıyla içimde olan tek bir umut bile bitmişdi.Yüzünde daha önce görmediğim bir ifade vardı.Niye gelmişti bilmiyorum ama öldürse bile teşekkür ederdim
-Aycan biraz konuşa bilirmiyiz?
Benden izin alınıyordu.Durumun komikliğine bakarmısınız 2 ayda tuvalete gitmeme karışan adamlar benden konuşmak için izin istiyorlardı
-Ne haddime istiyorsan konuşalım!
Salona gelmemi istedi.Salona indiğimde Berkan koltukda oturmuş beni bekliyordu.Kanepede oturmamı işaret etdi
-Barışla ilgili ne düşünüyorsun?
Bu saatden sonra ne düşüne bilirdim ki?Hayata karşı hiç bir amacım kalmamıştı.Sanki yakılmıştım ama ölmemiştim.Gereksiz bir piyondum
-H-hiç bir şey
-Yattınız mı?
Kafamı iki yana salladım.Tek sorun şu an onunla sevişmiş olmam mıydı?
-H-hayır
Ben burda içimde ölürken bana sorduğu soruya bak.Gerçekten anlamsız!
Bir süre sessizlikden sonra yerde kırık olan Dvd parçalarını gördü.Gidip parçalarını toplayıb getirdi-Gerçekleri öyrendin
Ben ne cavab vere bilirdim bu soruya?Babam oğlunu öldürdü özür dilerim mi?Hiç bir cevap veremeden yere bakıyordum.Gözlerimde işık kalmamıştı artık
-Barış mı gönderdi seni?
-Hem evet,hem hayır
Bu ne demekdi?Son zamanlarımdı anlıyordum.Buradan kaçış yoktu.
-Nerede?
-Depoda bağlı şekilde
Beni öldüremeyeceği için mi kendini bağlatmıştı?Bu kadar seviyorsa beni öldürmesindi
-Neden?
-Nedenini sorma?Bir şeylere engel olmamak için kendini bağlatdı
Belkide beni öldürmemek içindi.Berkan beni öldürmeye gelmişti başka açıklaması olamazdı bu durumun.Eline silahı aldı.Ben sadece ayağa kalktım
Barış
Sanki bir uçurumdan aşağıya düşmüş gibi hiss ediyordum.Kendime doöru gelen bir şeyi yapıyorsam niye böyle hiss ediyordum ki?Sürekli düşünüyorum,sürekli boşluktayım.Ama işin içinden çıkamıyordum.Tam kalktım derken hayat beni yuvarlayıp bir yaprak gibi bir yerlere savuruyordu.
Ne yani bu inrikamı bir hiç uğuruna mı yapmıştım.Niye mutlu değilim?Niye böyleyim?Ben kaç yıldır Aycanən büyümesini bekliyorum arrık zamanı geldi niye mutlu olamıyorum.
Artık çığlık atmaya başlamıştım.Sanki nefesimin kesilmesini istiyordum.Her çığlık attıkca depoda sesim yankılanıyordu.Sanki gerçekler bir-bir yüzüme çarpıyordu.Gözlerim yaşarırken bu durum beni acıtıyordu.Benim bunca yaptıklarımdan aonra acı çekmeye bile hakkım yoktu.
Ağzımdan sadece "Aycan" kelimesi dökülüyordu.Aycanın orada konuşmasını duyarken kendimden iğreniyordum.
Yazardan
Aslında hayat zaten böyledir.Sen planlar yaparken sana güler kendi taşlarını oynar.Bazen seni vezirde yapar rezilde yapar.Sen intikam almak için ruhun intikam ateşiyle yanarken kalbinin yanmasını bekleyemezsin.*Zaten hayatda böyle bir şey değilmi değer vermememiz insanlara değer verdik diye hep kaybetmedik mi?*Genç kız daha doğrusu oyunun kurbanı mı diyelim?Aycan artık ne olduğunu anlamış.Ayağa kalkarak Berkanla göz-göze gelmişti.Artık yolun sonuna geldiğini anlamış kendi içinde hayatını bitirmişdi.Berkan ona silah doğrulturken cebinden kağıt parçasını çıkarıp Aycana uzatmışdı.Aycan elleri titreyerek bükülmüş kağıdı açdı.
"Özür dilerim.Özür dilemekle geçen bir şey değil biliyorum ama bende sana değer verdim."
Genç kız okudukdan sonra dizleri bedenini üzerinde taşıyamamış yere kendini bırakmıştı.Hıçkırıklar içinde kalırken boynundakı kolyeyi çıkardı.Berkana uzattı.
-Bunu Barışa ver.Ona söyleki ben her şey için özür dilerim.Ben onu affetdim Allah da affetsin.Onu seviyorum.Kendini üzmesin ve buradan uzaklaşsın
Genç adam bunları duyarken göz yaşlarına engel olamamıştı.Çığlıkları o kadar sertdiki sanki iç organları firar edecekdi.Kendi karanlığında boğuluyordu.Sadece kendine bunu söylüyordu
-Ben böyle olsun istememiştim.
Biraz geç geldi bölüm.Ama bence iyi bir bölüm oldu.Benim beğenmemim önemi yok asıl siz beğenin.Fikirlerinizi belirtiseniz sevinirim.Bir okuyucumun yorumunuda kullandım.İşarelediğim onun yorumuydu😊Her kese çok teşekkür ederim
Sınır:70 beğeni 80 yorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Persephone {AyBar} +18
Teen FictionSen intikam için birini esir alırken, Sen onun esiri olursan?! Birinin karanlık kalbini aydınlatmak için kendini yeraltı dünyaya haps eder misin? O aşkı için her şeyden vazgeçti.....