Karakol...

1.1K 93 195
                                    

Aycan
Barışın yüzünü sertlik esir alırken onun önüne gemmiştim.Arkadaşlarım burdaydı bir olay olmamalıydı.Zaten daha yeni kaynaşıyorlardı.Elini yumruk yapıp masaya vurunca önüne geçtim.Kendimi ona yakımlaştırıp elimi yüzüne koydum.Fısıldayarak konuştum

-Lütfen!Lütfen!Sakin ol.Bak burada bizimikiler var

Benim gözlerime bakıp elini oda yüzüme koydu.Daha sonra gözlerini Nisalara çevirip konuştu

-Özür dilerim benim acil işim çıktı.Siz Aycanla devam ede bilirsiniz.

Söyleyip aniden bahçeyi terk etmişdi.Arkasınca Bilalde çıkarken bahçe kapısını ve perdelerini kapattı.Murat yerdeki gazeteyi alıp bakıyordu.Sandalyeye kendimi atıp başımı iki elimin arasına aldım.Nisa sırtımı sıvazlarken Murat ve Cemal gazeteyi okuyordu.Bir hışımla gazeteyi ellerinden aldım

-Ne o çok mu merak ettiniz?Evet benim suçumdu.Barış söylemişti gazeticelere yakalanma seni üzerler.Ben bir gerizekalı olduğum için gidip onlara yakalandım.Barış geldi benim için komuştu orada.Ama görüyorsunuz ki bir kelimesi bile yok.Kapağada benim fotoğrafımı koymuşlar.Sizde bu adamdan korkup beni guya koruyorsunuz.

Ben ağlarken Bilal kapıyı açmış Barışın beni çağırdığını söylemişti.Hızlı adımlarla bahçeden çıkıp masaya yaslanmış Barışa sarıldım.Barış göz yaşlarımı silerken bana baktı

-Sakın ağlama.Şuan gidip onların hayatını karartıcağım.Arkadaşlarınla eğlenmene bak.Yukarı odada muzik sistemi var.Orada eğlene bilirsiniz.Geldiğimde sadece bu yüzünde gülümseme görmek istiyorum

Başımı sallayıp tekrar sarıldığımda Barış yaslandığı masadan ayrılmış kapıyı sertce açıp çıkmıştı.

Barış
Gazeteyi gördüğüm an sinirden kıpkırmızı kesilmiştim.Gözüm hiç bir şeyi görmüyordu.Aklıma tek bir şey vardı.Bizimle kim uğraşıyordu?

Kapıdan çıktığım gibi Bilalde arkamdan gelmiş arabayı çalıştırmışdı.Gazetenin çıktığı büroya geldiğimde derin bir nefes aldım.Zaten beni gördükleri an kas katı kesilmiştiler.Her kes elindeki işi saklamış bana bakıyorlardı.Korkulu gözlerle!

Kendimi sandalyeye atıp arkaya yaslandım.Masanın üzerindeki kalemi alıp fırlatmaya başladım.

-Patronunuz nerede?Göremiyorum aranızda

Her kes bir-birinin yüzünd bakarken Bilal belindeki silahı çıkarıp masanın üzerine koyarken gözlerindeki gerginlik uzaktan anlaşılıyordu.

-Peki bugünkü gazetenin redaktörü kim?

Kimse çıkıp demezdi zaten benim.Bunu biliyordum.Karşımda oturan kızı kaldırıp yerine Bilal oturdu

-Bilgisayar kullanma imkanımız vardır herhalde

Bilal bilgisayarda oyalanırken biri gülerek ve bağıra-bağıra konuşarak geliyordu.Her balinden mutlu olduğu belliydi

-Bugünkü gazete hayatımın dönüm noktası oldu.Çok şanslıı adamım.

İçeri girer girmez yüzündeki gülümseme aynı çiçek gibi solmuştu.Elimdeki kalemi masaya atıp ona yaklaştım.Yakasından tutarak camdan duvara darbeyle vurdum.Camın kırılmasıyla kızlar ciyaklamaya başlamıştı bile

-Sen kimsin?Benim sevgilimi ve beni rezil ediyorsun?Beni tanıyor musun?

Daha bir yumruk atınca adamın bilinci gidiyordu.

-Ben yapmadım bana da yaptırdılar.Lütfen öldürme beni

Siren sesleriyle Bilal adamın üzerinden kaldırmıştı benk.Lanet olsun polise haber vermişlerdi.Polislerin içeriyi basmasıyla koluma kelepçeyi takmışlardı.O kadar sinirlenmiştimki polislerin geleceğini unutmuştum.Elime kelepçe takarken Bilale bağırdım

Persephone {AyBar} +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin