Arabaya bindiğimizde artık ikimizde durulmuştuk.Hiç bir şeyi unuttuğum yoktu,sadece düşüncelerimi bir süreliğine aldırmıştım.Yoksa bir cesedi görüp unutmak öyle kolay değildi.
Eve girdiğimizde önce ben,daha sonra Barış banyo yapmıştı.Ben odaya geçerken Barış çalışma odasına geçti.Galiba biraz başını dinleyecekti.Yanıma bir tarafım isterken,bir tarafım istemiyordu.
Nemli saçlarımın ıslatyığı yastık şuan soğuktu.Üzerime şort giyinip yorganın altına girmiştim.
Gözlerimi ovuşturdum ve etrafa kısaca göz gezdirdim.Bir ormandaydım.Üşüyordum.Gök yüzünden dökülen yağmura bakıyordum,ama üzerimdeki beyaz elbise dikkatimi çekiyordu.Ayaklarım çıplaktı ve ıslak yağmurun etkisiyle fazlasıyla üşüyorlardı.
Üstünde siyah gömlek,siyah pantolon olan Barış bana doğru geliyordu.Onu gördüğüm anda üzerine koştum.Ürkütücü sesler ormanda inliyordu.Barış ona doğru koştuğumu görünce yüzümü bakıp gülümsedi.
"Barış" diye bağırırken Barış bana doğru tekrar gülümseyip fısıldadı
-Beni takip et Persephone
Ağaçlar tenime çarparken,kollarıma çizikler atılmıştı sanki.Ben hala Barışa doöru koşmaya çalışıyordum.En sonunda durduğunda elini bana doğru tutarak durdurdu
-Benim güzek sevgilim!Bana bak!
Yağmur saçlarımı ıslatırken saçlarımı geri atdım.Sanki kafamıza kovayla su döküyorlardı.
-Senin için değerli miyim?
-Benim için değerlisin Aycan.Hiç kimsenin olmadığı kadar
Ama dedikden sonra yüzündeki gülümseme silinmiş,sesindeki neşe kaybolmuştu
-Seni koruyamayacağımdan korkuyorum.Sen bu hayata ait değilsin
Başımı öne eğdim,kalbimdeki acıyı hissedebiliyordum.
-Eninde sonunda sende beni terk edeceksin!
-Etmeyeceğim
Yüzünde acıyla karışık bir gülümseme belirdi
-Ediceksin,sevgilim
-Etmeyeceğim dedim!Sensiz yaşayamam
-Bizi birbirimize çok görürler
Ona doğru adım atacakken Barış uçurumun kenarına ağır ağır adımlarla gidiyordu.Gözlerim irileşirken ellerimi ona doğru uzatıp hıçkırarak ağladım
-Barış yapma
Kalbim kavruldu.Kavrulan kalbimin içinde olan hislerim çatırdıyordu.Tıpkı alev almış gibi...
-Barış?
Bakışlarımı kaldırıp ona baktım.Geri geri giderken uçurumun kenarına yetişmişti.Gözlerini yumdu tekrar gözlerini bana dikti.Koşup onu durdurmak istesemde ayaklarımda kelepçe varmış gibi haraket edemiyordum.
-Yolun sonu Persephone.Hoşcakal
Gözümden büyük bir damla yaş boynuma akıyordu.Derin nefes aldım ve boğuk bir çığlık atdım.Ormanın her tarafında sesim yankılanıyordu.
-Barış!
-Aycan
Ben bağırırken Barış omuzlarımdan sarstı beni.Gözümden yaşlar akarken,korkuyla bir çığlık atarak gözlerimi açtım ve bir anda Barışın boynuna sarıldım.
-Neler oluyor?
Sesi uykuluydu,beynimde kalmış uçurumdan düşen Baeışın görüntüsünü silmek istercesine gözlerimi yumdum.Hıçkırıklarımı tutamadan deli gibi ağlamaya başladım.Yüzümü boynuna gömmüştüm.Kollarını bana sararken saçıma öpücük kondurdu

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Persephone {AyBar} +18
Teen FictionSen intikam için birini esir alırken, Sen onun esiri olursan?! Birinin karanlık kalbini aydınlatmak için kendini yeraltı dünyaya haps eder misin? O aşkı için her şeyden vazgeçti.....