Gaye dikişlerime dikkat ederek sargı bezlerini sırtıma yapıştırırken ofladım. Aynanın karşısında hiçte iyi görünmüyordum. Ama neyse ki o şerefsiz yüzümü falan değilde sırtımı deşmişti.
"Bu sefer kesikleri derin açmış. Dikkat et, dikişlerini patlatma"
Gaye'nin dediğine güldüm.
"Çünkü bu sefer onu daha da fazla sinirlendirdim"
Başını olumsuz anlamda salladı.
"Belki onunla uğraşmasan o da sana zarar vermez"
Bu bir öneriden çok soru gibiydi ve bu sorunun cevabını ikimizde biliyorduk.
"Bilmiyor musun sanki Gaye? Ben hiçbir şey yapmasam da o bana zarar vermeden duramaz. Bundan zevk alıyor"
Kaşlarını çattı. Aynadan üzgün yüzünü görebiliyordum.
"Pis sadist. Ondan nefret ediyorum"
Sırtımdaki sızıyı umursamadan ona döndüm ve sarıldım.
"Bende. Bende ondan nefret ediyorum"
"Öyle bi abim olsa muhtemelen gece boğazını keserdim" diye tısladı sinirle.
Bir kahkaha attığımda o da gülümsemeye başlamıştı.
"Daha önce bunu denemiş ama başarılı olamamıştım hatırlarsan"
Tekrar yüzü solduğunda doğrulup aynaya baktım. Dönüp sırtıma baktığımda yüzümü ekşittim. Bu halime daha fazla dayanamayacaktım. Sırtıma tişörtümü geçirip yumuşacık yatağıma zıpladım. Bu bile dikişlerimi sızlatmıştı. Hareket etmeden duramazdım ya. Gaye'ye baktığımda beni incelediğini gördüm.
"Çok güçlüsün biliyor musun?" diye sorduğunda gülüşüm genişledi.
"Biliyorum" deyip küçük bir kız çocuğu gibi güldüm.
"Mehir bir kez de ciddi ol" dediğinde gülüşümü silip ona baktım.
Böyle de fazla mı ciddi olmuştu? Ciddi olunca vücudumdaki yaralar aklıma geliyordu ve aklıma gelincede sızlıyorlardı.
"O pislik abinin yaptıklarına rağmen hala ona kafa tutabiliyor, acılarını umursamıyorsun"
O pisliğe ben abim falan demiyordum. Ama Gaye abim olduğunu söyledikçe acı gerçek, soğuk su gibi yüzüme çarpıyordu.
"Ben böyle olmaya mecburum Gaye biliyorsun. Güçlü olmazsam dahada çok canım yanar, o piçe kafa tutmazsam beni daha da ezer"
Derin bi nefes alıp gülümsedim. Ardından konuşmaya devam ettim.
"Ayrıca seninle her seferinde bu konuşmayı yapmaktan bıktım. Şimdi kalk! Yönetmem gereken bir bar, korkutmam gereken birkaç kız, hayran bırakmam gereken birkaç yakışıklı var" deyip başımı sağa eğdim.
O da gülümsememe gülümsemesi ile karşılık verince yataktan kalktım.
Sırtımın sızısı için tekrar tekrar o şerefsize küfrederken gardolabımı açtım. İçi rengarenk kıyafetlerle dolu kocaman bir gardolabım vardı.
Ama bu kimin umrunda?
Benim ailem yoktu. Bana hergün zarar veren sadist bir abi, zamanında terkedip gitmiş bir anne, oğluna korkusundan kızını koruyamayan sadece eski karısından alacağı intikamı düşünen bir baba.
Evet kendi barım vardı. Babamda sadece bu duruma yarıyordu işte: Maddiyat.
Ben Mehir Nalbantoğlu. Kendinden başka kimseye güvenmeyen, sağı solu belli olmayan, çoğu kişinin diyişine göre kötü ve kaba bir insanım. Hiçbiri gerçek beni tanımıyorlardı ve onlara yanıldıklarını gösterme niyetim yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefret Dolusu Sevgiler
Teen Fiction*Şiddet içerir. Aşk nedir bilmeyen, hislerinin ne olduğunu anlayamayan iki insan... Sadist abisinden gördüğü ağır şiddete rağmen hayata tutunmaya çalışan Mehir ve nefret ettiği Mehir'in aslında ne kadar masum olduğunu anlayan Karan'ın hikayesi. Zat...