Multi: Eda
Zaman geçtikçe biz duygusal moddan çıkıp eğlence moduna girmiştik. Kalabalık arasında kıvrılırken Karan beni yalnız bırakmıyordu. Nerden bulduğunu bilmediğim bi balon tabancasını almış üstümüze köpükten oluşan balonları yağdırmıştı ve bu çok güzel bi görüntüydü. Parmaklarımla balonları tek tek patlatmak dans etmekten daha eğlenceliydi. Patlattığım balon gözüme patlarken gözlerimi kapatıp güldüm. Sızlıyordu ama yine de gülüyordum.
Karan'a ait olduğunu hissettiğim eller belimi sararken dudaklarını gözümde hissettim. Kulağıma "Deli" diye fısıldadığında kıkırdadım ve ona dönüp gözlerimi açtım. Elindeki köpük tabancasıyla üstümüzü balonlarla doldururken, boş eliyle saçımı kulağımın arkasına attı. Gülümsedim. Kalbim kıpır kıpır ediyordu ve nedenini düşünmek karnıma ağrı sokuyordu. Mutluydum. Ama endişeli. Ne olacağını bilmek istiyordum.
"Şunlara baksana" diyen Karan, düşüncelerimi dağıtırken gösterdiği yere baktım. Gözlerim kocaman olurken gülmeye başladım. Gaye sırtını duvara vermişti ve önünde de Doğu vardı. Bi elini Gaye'nin yanındaki duvara yaslamış konuşuyordu. Gaye diğer taraftan kaçmaya çalışırken Doğu diğer eliyle orayı da kapatınca Gaye sıkışmış kalmıştı. Yardım istercesine etrafına bakınırken göz göze gelmiştik ki Doğu Gaye'yi çenesinden tutarak kendine çevirdi.
Karan "Aralarında bir şeyler olduğu belliydi zaten" dediğinde ona döndüm. Yani, bunu bende bekliyordum diyebilirdim. Hem yakışıyorlardı da...
"Ama seninki biraz utangaç sanki" dediğinde "Ya ne demezsin" dedim. Ama bi yandan da haklıydı. Normalde hiçbir şeyden çekinmeyen Gaye Doğu'nun gözlerine uzun süre bakamıyordu.
Karan "Sende öyle utangaç mısın?" diye sorduğunda gülümseyip düşünür gibi oldum ve "Sence?" diye sordum.
"Bazen yanakların kızarıyor"
Dediğiyle yanaklarım tekrar kızarırken "O kadar belli mi?" diye sordum. Gülümseyerek elimden tuttu ve kalabalık arasından sıyrılarak yürümeye başladı. Elimi ayırmadan peşinden yürümeye başladım. Nereye gidiyorduk bilmiyordum ama sorun değildi. Onunla her yere gidebileceğimi biliyordum. Ona güveniyordum.
Merdivenlerden çıkıp odama girdiğimizde ardımdan kapıyı kapatıp bana döndü.
"Burada ne arıyoruz?" diye sordum, ellerimi belime koyarken. İçimden bi ses 'seni öpmek için buraya getirdi' diyordu ama Karan'ın bakışları yumuşaktı. Gülümseyerek başıyla arkamı gösterdiğinde yavaşça arkamı döndüm. Masanın üstünde gördüğüm peluş ayı ve kucağında duran kutuya doğru yaklaşıp kutunun kapağını kaldırdığımda, dans eden balerin kız ve kulaklarımı dolduran müzikle gözlerim doldu. Bana müzik kutusu almıştı!
Pembe elbiseli ve ellerini üstünde birleştirmiş olan balerin hem kendi etrafında hemde dairenin içinde dönerken gözlerim yine doldu ve kapağı kapattım. Arkamı dönerek koşar adımlarla Karan'a gidip boynuna sarıldım. Müzik kutusu nasıl aklına gelmişti? Bana annemi hatırlatmıştı. Aynısından anneminde vardı. Ama şimdi bunu Karan'a anlatmak istemiyordum.
"Çok beğendim" derken burnumu tişörtünün omzuna sildim. Ellerini belime yerleştirip "Buna sevindim" dediğinde ona baktım ve alnımı alnına yaslayıp gözlerimi kapattım. Ne diyeceğimi, ne düşüneceğimi bilmiyordum. Bu hediye beni o kadar mutlu etmişti ki.
Burnunu burnuma sürttüğünde gülümsedim ama yine de gözlerimi açmadım. Biraz geriledikten sonra beni sıkıca sarıp yana doğru düştüğünde küçük bi çığlık atarak onunla yatağa düştüm. Kahkaha atıp ona bakarken "Napıyorsun?" diye sordum.
Başını bana çevirip "Yatıyorum. Sen?" diye sorduğunda burnumu kırıştırıp "Sanırım bende" dedim. Ardından gülmeye başladım. Bu ara çok gülmüştüm, başıma bir şey gelecekti ama hadi hayırlısı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefret Dolusu Sevgiler
Teen Fiction*Şiddet içerir. Aşk nedir bilmeyen, hislerinin ne olduğunu anlayamayan iki insan... Sadist abisinden gördüğü ağır şiddete rağmen hayata tutunmaya çalışan Mehir ve nefret ettiği Mehir'in aslında ne kadar masum olduğunu anlayan Karan'ın hikayesi. Zat...