-23- İddianın Kazananı

473 28 19
                                    

Sırtım ağaca yaslanırken gülümsedim. Karan beni neden buraya getirmişti, bilmiyordum. Ama burası çok güzeldi. Her yer yemyeşildi ve ağaçlar çiçek açmaya başlıyordu. Bizim bu ormanda ne işimiz vardı?

Eli saçımdan ayrılan bi tutamı kulağımın arkasına götürürken o güzel dudakları kıvrıldı ve gülümsedi. Çok güzel gülümsüyordu. Eskiden sadece Eda'ya bahşettiği gülümseyişi şimdi sadece bana bahşediyordu. Yalnızdık. En önemlisi de huzurluydum.

Ellerini saçlarımda gezdirirken "Çok güzelsin" diye mırıldandı. Sanki kendi kendine konuşuyordu. Ama her kelimesi beni benden alıyordu. O çikolatalı puding rengindeki gözleri beni her an bayıltabilirdi. Bana neden öyle bakıyordu? Sanki bu dünyada tek kız benmişim gibi.

"Karan?" dedim, gülümserken.

Gözlerini gözlerime dikip "Hı?" diye bi mırıltı çıkarırken saçlarımdaki eli elime kaydı ve sıkıca tuttu. Ne diyeceğimi unutturmuştu bana. Aklımda hiçbir şey yoktu sanki. Buraya nasıl gelmiştik onu bile bilmiyordum.

Kendime hakim olamayarak elimi yanağına götürdüğümde yeni çıkmaya başlayan sakallarında ellerimi gezdirdim. Neden bu kadar mutluydum? Eli elimin üstündeki yerini buldu ve elimi yanağından ayırıp dudaklarına götürdü. Elime içimi eriten bi öpücük kondurduğunda gülümsemem iyice yüzüme yayıldı.

Elimi bırakmadan bana doğru yaklaşırken "Mehir?" dedi, o kadifemsi sesiyle. Yutkundum. Nefesimi kesiyordu.

"İyiki varsın" demesiyle gülümsemem soldu. Benim burada ne işim vardı? Gidebilir miydim buradan? Ondan gidebilir miydim? Nasıl geldiğimi bile bilmiyordum, gidiş yolunu nasıl bulabilirdim?

★★★

Gözlerimi açıp hışımla yatakta doğrulurken ter içinde olduğumu hissedebiliyordum. Ne olmuştu böyle? Neden ter içindeydim? Nefesimi düzene sokarken hatırladım. Rüya mıydı? Evet. Rüyaydı. Lanet olsun kabustu!

Gözlerim dolarken alt dudağımı dişledim. Neden öyle bi rüya görmüştüm? Orada o. O. O bana gülümsüyordu. Hemde içten bir şekilde. Ama o bana hiç öyle gülümsemezdi ki. Ben neden ona öyle gülümsemiştim peki? Böyle bi rüya görmem yanlış mıydı? O bi katildi. En sevdiğim arkadaşımı öldüren bi katil! Ona gülümsemek değil acımak bile istemiyordum. Böyle bi rüya gördüğüm için kendimden utanıyordum. Nefret ediyordum. Sadece ondan değil. Kendimden de. Bu kadar zayıf olmamalıydım. Yumuşamamalıydım. O bunu haketmiyordu.

Kendimi yatağa bırakıp derin bir nefes aldım. Tekrar uyuyamıyordum. Sanki hala boğazımdan sular akıyordu. Hangi kafayla kendimi o havuza bırakmıştım? Yüzme bilmeme rağmen neden hiç uğraşmamıştım. İntihar gibi bi eğilimim yoktu da, sarhoşken ne düşünmüştüm bilmiyordum. Neyseki Uras son anda yetişmişti. Belki de yetişmese daha iyiydi. Şimdi Nabaz'ın yanında olabilirdim.

Of hayır Mehir! İntihar falan etmedin. Sen o kadar zayıf değilsin. Her şeyle başa çıkabilirsin.

Yatakta oturur pozisyona gelip gözlerimi pencereye diktim. Güneş doğuyordu. Birkaç saat önce kendimi havuza atmıştım ve Uras beni buraya taşımıştı. Duş alıp kuru kıyafetler içine girdikten sonra yatmıştım, ama yok olmuyordu, uyuyamıyordum. Ayrıca dün hayvan gibi içtiğimden şuanda beynim patlıyordu. Berbat bi gün olacağı buradan belliydi.

Öksürmeye başlarken kaşlarım çatıldı. Ateşim mi vardı benim? Hadi ama. Haziranda hasta olmuş olamazdım değil mi? Göz kapaklarım açık kalmamak için direniyorlardı ama yatsam da uyuyamıyordum. Ne boktan işti bu?

Ayağa kalkacakken başımın dönmesiyle yine kalçamın üstüne -yatağa- düştüm. Ne yapacaktım? Öyle tüm gün yatakta duramazdım. Ayağa kalkacak halimde yoktu. Tekrar uzanıp tavanla bakışmaya başladığımda elimi alnıma koydum. Ateşim olduğu barizdi. Ah salak kız. Kendini havuza atmasaydın olmayacaktı böyle.

Nefret Dolusu SevgilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin