Multi: Karan ve Mehir
Bu normalde olsa kötü hissettirebilirdi. Aslında neden kötü hissettirirdi ki? Karşılık vermiyordu. Umrumda olmamalıydı. Neyse bunu düşünerek kendimi hırpalayacağım yere onunla ilgilenmeliydim. Tetiği çekmediğini kavrayabilmiş miydi acaba? Hem ben neden hala çocuğun dudaklarına yapışık durumdaydım?
Dudaklarından ayrılırken çıkan ses derin hi nefes almama neden olurken gözlerimi açıp ifadesiz kalan gözlerine baktım. Şoka mı girmişti? Tabi salaklık bende. Ne diye pat diye söylemiştim ki? Ah! Bencillik edip sadece onunla öpüşmek istemiştim.
Elimi önünde sallarken "Karan" diye seslendim.
Gözleri önce elimi sonra da gözlerimi bulunca şoka girmediğini anlayarak tekrar derin bi nefes aldım. Birde tokat atmak istemezdim. Gerçi isterdim. Eğlenceli olabilirdi, daha önce de yapmıştım da. Ah halime bak, çocuk şaşkınlıklar içindeyken ben ne düşünüyordum? Tabi Karan'ın masum olması beni rahatlatmıştı. Nedense? Belkide vicdan azabı çektiğini bildiğimdendir. Yani yapmadığı birşey için vicdan azabı çekmek iyi bir şey olmamalıydı. Gerçi babamın adamı olduğundan ve Nabaz'ı öldürmese de silah doğrultup tehdit etmesinden dolayı ondan pek hoşlanmıyordum. Hoşlanmıyor ama öpüşmek istiyordum, evet.
"Sen iyi misin?" diye sordum, gözlerine bakarken. Hala gözlerime bakmaya devam ediyordu.
Kaşlarını kaldırıp "Harikayım" dediğinde bende kaşlarımı kaldırıp "Güzel" dedim ve gülümsedim. Ses tonu da ifadesiz çıkmıştı maalesef.
"Karan? Sen dediğim şeyi anladın değil mi?" diye sorduğumda gözlerini benden alıp yere dikti.
Tekrar gözlerini gözlerime dikip "Mehir ben..." dedi ama devamını getiremeyip tekrar yere baktı. Bir adam yanımızdan birşeyler deyip geçerken kaşlarımı çatıp bi ona bir durduğumuz yere baktım. Tabi yolu kapatmıştık.
Karan'ı kolundan çekiştirirken "Hadi gidelim. Otelde konuşuruz" dedim. Bana zorluk çıkarmadan benimle ilerlemeye başlarken konuşmamakta kararlıydı. Zaten otele kadar da konuşmadı.
Otel kapısından girdiğimizde ben çıkarken göz kırpan görevli bizi iyice süzdü. Onu umursamadan Karan'la yukarı çıkarken "Odan nerede?" diye sordum.
"158" dediğinde yüksek olduğunu anlayıp birinci katta onunla birlikte asansöre bindim. Bana sormadan en üst kata bastığında durup beklemeye başladım. Bu suskun hali beni iyice endişelendiriyordu.
Asansör durupta kapı açıldığında inmesi için ona baktım. O da bana bakıyordu. O gün arabadayken onun bi katil, bi psikopat olduğunu düşünmüştüm. Ama yanılmıştım. Katil ve psikopat olan Nabaz'dı. Şuanda doğru kişinin yanındaymış gibi hissediyordum."Mehir çıkacak mısın?" diye sormasıyla düşüncelerim dağılırken önüme döndüm ve asansör kabininden çıktım.
Yanımda yürürken "Kaldığım oteli nereden buldun?" diye sorduğunda gülümseyerek yüzüne baktım. Tek silahım olan Sare'yi anlatmayacaktım tabi.
"Onu boşverde aynı otelde oda tuttum" dediğimde o da gülümser gibi olmuştu. Belki başka konulardan konuşursak kendini daha iyi hissederdi. Sonraki konuşmaya kendini hazırlayabilirdi. Tabi bende.
"Gerek yokki. Ne de olsa benim odamda kalacaksın" dediğinde "Asla olmaz" dedim, sanki daha önce aynı odada kalmamış gibi.
"Tamam sen gurur yapmaya devam et. Ben senin odanda kalırım" dediğinde yine gülümsedim. Of ne çok gülümsemiştim bugün. Sanırım ağlamalarımın acısını çıkarıyordum.
Koridorun sonundaki odanın önünde durduğumuzda üstündeki numaranın Karan'ın dediği numara olduğunu gördüm ve Karan kartı takarken onu izledim. Kapı açıldığında birlikte içeri girerken kendi odamı süzmediğim gibi bu odayı süzdüm. Baya genişti ve siyah beyaz renkleri ağırlıklıklıydı. Kocaman bi yatak vardı. Bu yatakta kaç gündür tek mi yatmıştı acaba? Hem hani başka yatakta uyuyamıyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefret Dolusu Sevgiler
Teen Fiction*Şiddet içerir. Aşk nedir bilmeyen, hislerinin ne olduğunu anlayamayan iki insan... Sadist abisinden gördüğü ağır şiddete rağmen hayata tutunmaya çalışan Mehir ve nefret ettiği Mehir'in aslında ne kadar masum olduğunu anlayan Karan'ın hikayesi. Zat...