-6- Ortaklar

1K 47 10
                                    

Multi: Mehir ve Gaye

Kimden: Gaye
"Benim senden daha güzel olmamı kaldıramıyorsun"

Salak. Şimdi tamam benden daha güzelsin desem yıllarca kafama kakacaktır.

Kime : Gaye

"Götüme göz ağız burun çizsem senden daha güzel olur"

Tamam güzel bir kız olabilirdi ama kendini benimle karşılaştırmamalıydı. Tabi kendi egomdan değil onun alçakgönüllü olmasını istediğimden(!). Hem güzel olan bendim, o şirindi. Tekrar mesaj sesi geldiğinde yerimden doğrularak telefon kilidimi açtım.

Kimden : Gaye

"Piç"

Alınmadığını bildiğim için gülerek telefonu yatağa attım ve ayağa kalktım. Yeterdi artık dimi? Sabah 11 gibi kalkmıştım ve neredeyse 3 saattir mesajlaşıyorduk. Mesajlaşmamızın nerdeyse 2.5 saati Gaye'nin beni alışverişe gitmek için zorlamasıyla geçmişti ve en sonunda kabul ettirmişti. Kıyafet almak istemiyordum. Boşu boşuna dolapta çürüyorlardı.

Haftasonu olduğundan geç uyanmıştım, uyanmamama rağmende 3 saat yatakta vakit geçirmiştim. Tabi bu zaten benden beklenebilecek bir davranıştı. Banyoya gidip kısa bir duş aldıktan sonra dişlerimi fırçaladım ve odama geçtim. Evde kahvaltı etmeyeceğim için direk hazırlanıp çıkacaktım. Gideceğimiz avm'de birşeyler yerdik.

Gardolabımı açıp çamaşırlarımı giydim ve önünde dikilmeye başladım. Hava soğuktu, etek giymesem iyi olurdu. Aklımda olan günlük elbiseyi eleyip koyu renk bir kot pantolon çıkardım. Siyah bir askılının üzerine kırmızı kareli bir gömlek giyip alttan üç düğmesini ilikledim. Çanta alıp almamakta kararsız kalırken, cüzdanla da dolaşmak istemiyordum. Yanıma bir kredi kartı alsam yeterdi. Kartı ve telefonumu cebime tıkıp anahtarlarımı da ön cebime soktum ve aşağa inmeye başladım.

"Merih Hanım birşey yemeyecek misiniz?" Yardımcı kadının sesini duyunca duraksadım.

Bıkkınlıkla iç çekerek "Merih değil Mehir. Hala alışamadın mı?" diye sordum. Bıktım.

Kadın üzgün bakışlarıyla "Afedersiniz Mehir Hanım" dedi sonra da o üzgünlükten eser bırakmayarak gülümsedi ve sordu.

"Hemen kahvaltı hazırlayayım?"

Kaşlarımı kaldırarak "Yok. Ben dışarda yiyeceğim" dedim ve kapıya yöneldim.

Tam askıdan montumu alacakken geriye döndüm.

"Senin adın neydi?" diye sordum kadına.

Bunca zamandır benimle iletişim kuruyordu ama daha adını bile bilmiyordum. Kadın altı şişmiş gözlerini kısarak gülümsedi ve "Zeynep" dedi.

Siyah deri ceketimi üstüme geçirirken "Peki. Zeynep abla, akşama bol salçalı spagetti hazırlayabilir misin?" diye sordum. Ne diyeceğimi bilemediğimden Zeynep abla demiştim. Sahi ne diye öğrenmiştim ki ismini?

Zeynep abla içtenlikle gülümseyerek "Tabiki yaparım" dedi.

Ceketimi giydikten sonra beyaz adidaslarımı ayağıma geçirip dışarı çıktım. Evde ayakkabıyla gezmeyi sevmiyordum. Ne kadar saçmaydı, bana kalsa dışarda bile çorapla bile gezerdim ben, daha rahattı.

Garaja gidip çok özlediğim arabama bindim. Dün gece bardan getirmiştim. Birgün görmesem özlüyordum işte, Porsche sonuçta. Kışın gri Porsche, yazın da genelde üstünü açık bıraktığım siyah Bmw'yle dolaşıyordum. Bodrum kattaki garajda birkaç jip birkaçta spor araba vardı ama fazla kullanmıyordum. Hatta babama gıcıklık olsun diye o arabaları sokaktan geçenlere dağıtabilirdim. Birgün yapacaktım bunu.

Nefret Dolusu SevgilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin