-31- Kapkaranlık

343 23 15
                                    

Multi: Gece

-Karan Atay-

Başımı geriye atarak gözlerimi kapattım. Artık hoparlörlerden nefret eder olmuştum. İki gece önce Mehir'in doğum gününde başım çatlamıştı, bu gece de Eda'nın beni getirdiği bu iğrenç barda başım çatlıyordu. Birde şu koku... Lanet olsun. Tek istediğim gidip Mehir'le uyumaktı. Onu aramamıştım da, acaba nasıldı? Pek iyi ayrılmamıştık.

"Karan hadi ya. Dansa gel" diyen Eda'yla gözlerimi açtığımda "Yeter hadi gidelim" diye bağırdım. Müziğin sesi yüzünden bağırmak zorundaydım, yoksa duyamazdı.

"Of! Hem beni dışarı çıkarıyorsun, hemde benimle eğlenmiyorsun!" dediğinde gözlerimi devirdim. Onu Barın'dan uzak olsun diye dışarı çıkarmıştım. Bu ara nedense birlikte takılıyorlardı ve ben Eda için endişeleniyordum. Onu seviyordum ama bir dost olarak... Tekrar zarar görmesine izin veremezdim.

Yanıma oturup "Tamam o zaman, içelim" dedi ve barmene bi işaret yaptı. İki gündür onunla vakit geçiriyordum ama istediği tek şey içmek ya da dans etmekti. İkimizde bi dakika bile uyumamıştık. Nasıl dayanıyordu anlamıyordum?

Gelen barmene bir şey diyecekken bileğinden tutup kaldırdım ve onu da peşimden sürükleyerek çıkışa yöneldim. Artık ses istemiyordum, sessizlik, huzur istiyordum.

Bar kapısından çıktığımızda "Çok sıkıcısın be Karan. Mehir seninle neden takılmıyor, şimdi anlıyorum" dediğinde 'salak' diyesim gelse de kendimi durdurdum.

"Tamam o zaman, Mehir'in barına gidelim. Bildiğim kadarıyla orada eğleniyorsun" dediğinde onu karşıma alıp "Bak! Başım çatlıyor, artık ses istemiyorum. Senin kadar alışkın değilim, anla beni" dedim. Ama o sadece göz devirmekle yetindi. İki arkadaş gibi oturup konuşmamız gereken konuları konuşsak olmuyor muydu? İki gündür parça parça konuşmuştuk ve neden Barın'la takıldığını öğrenememiştim.

"Of iyi tamam" dediğinde rahat bi nefes aldım ve arabaya ilerledim. Şoför koltuğuna oturduğumda o da yanımdaki yolcu koltuğuna oturdu.

Motoru çalıştırdığımda "O zaman bana gidelim" dedi. Ah hayır. Yalnız kalmak pek iyi olmayabilirdi. Sonuçta bi süre iki sevgili gibi takılmış ve biraz... Neyse. Düşünmek bile istemiyordum. Ona dokunmak yanlıştı. Barın'ın ona yaptığından sonra yaşadığımız dönemlerde beni istemişti ve ben onu reddedememiştim. Hatta ona aşık falan olduğumu bile düşünmüştüm. Ama değildim. Ona karşı hislerim çok farklıydı. Aslında Gece'ye karşı olan hislerimle aynıydı. Kafamı toplamalıydım.

"Nereye gidiyoruz?" diye soran Eda'ya "Bence uyku saatin geldi de geçiyor" dedim. Onlara gidiyorduk. Ama içeri girmeyi düşünmüyordum.

"Sende haklısın, Mehir'in yanında olmak istiyorsun" dediğinde yüzüne baktım. Neden sürekli Mehir'i anıyordu?

Tekrar yola döndüğümde "Barın'ın öyle sinirlendiğine bakma, bence kardeşine en uygun kişinin sen olduğunu o da biliyor" dedi. Bu bende yamuk bi gülüşe sebep olmuştu. Cümleyi sevmiştim.

Hızımı kesmeden Eda'nın yaşadığı apartman dairesinin önüne geldiğimde arabayı durdurdum. Pek zengin değildi. Ailesi orta halli bi aileydi. Onunla nasıl arkadaş olduğumuzu çok iyi hatırlıyordum. Bizim evin bahçesinden annesi için gül koparıyordu ve Barın'la bana yakalanmıştı. Aklıma gelen bu anıyla gülümserken Eda "Sence eve uğramamam hakkında ne diyecekler?" diye sorduğunda gülerek "Alışmışlardır" dedim. Ailesi iyi insanlardı ve Eda'nın neler yaşadığını biliyorlardı.

Eda güldüğünde ona baktım. Bu aralar daha içten gülüyordu. Hala kendinden büyük adamlarla takılıyor muydu bilmiyordum ama ilgilenecektim. Hepsiyle ilgilenecektim ve Eda iyi olacaktı.

Nefret Dolusu SevgilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin