Multi: Gaye
Ellerimi yıkayıp banyodan çıktım ve telefonumu eşofmanımın cebine atıp merdivenlerden indim.
Yorgunluğuma rağmen merdivenlerden zıplayarak inmek hoşuma gidiyordu. Okuldan sonra birde Gayelere uğrayıp Derin'in nasıl olduğuna bakmıştım. Tabi kız burkulan bileğini umursamayıp kucağıma atlamıştı.
Salona girdiğimde masanın başında gördüğüm yüzle kaşlarım kalktı.
"Sen bu eve uğrar mıydın?" diyerek sandalyeme oturdum.
Yan gözle bana bakıp, diktatör tavrıyla "Evime ne zaman geleceğimi sana mı soracağım?" dedi.
Sırıtıp arkama yaslandım. Normal babalar hergün evde olurdu ama bizimki ayda yılda bir geliyordu. Hatta hemen şimdi gidip takvimden bu günü işaretlemeliydim. Sonuçta ayda yılda bir babamız eve geliyordu değil mi?
Önümdeki tabağa ortadaki sarmadan doldurup yanına yoğurt koydum. İyiki de sabah sarma istemiştim.
"Sabah erkenden şirkette toplantım var. Toplantıdan sonra da Londra'daki şirkete geçeceğim. Bu hafta şehirde olmayacağım" dediğinde ağzımdaki sarmayı yutup ona döndüm.
Başımı onaylar şekilde sallayıp "Haber vermene sevindim" diye mırıldandım.
Ardından da "Bende birazdan çıkacağım" diye ekledim.
Kafasını yemeğinden kaldırıp "Nereye?" dediğinde sarmayı ağzıma atıp yüzüne baktım. O cevap beklerken sarmamı çiğneyip yuttum ve başımı tekrar salladım.
"Merak etmene de sevindim" dediğimde gözlerini devirdi.
Gülerek "Birisiyle buluşacağım" dedim.
Ben tekrar yemeğime dönerken "Kimle?" diye sordu.
Normalde konuşmayan adamın şimdi soru sorası gelmişti.
"Pek tanımıyorum. Serdar'ın kuzeni, bizim okuldan"
Gözlerini bana diktiğinde bende aynı şekilde ona baktım. Gözlerini ilk ayıran o olduğunda gülümsemeden edemedim. Bu akşam fazla gülmüştüm. Ya da bu adamla dalga geçmek beni güldürüyordu.
Hala nasıl hitap edeceğimi bilmediğim Zeynep abla geldiğinde gülümseyip "Sarma çok güzel olmuş ellerine sağlık" dedim.
Sevinçle gülümseyip "Beğenmenize çok sevindim Mehir Hanım" dediğinde tekrar yemegime döndüm.
Parmak kalınlığındaki yaprak sarmalarının sonunda parmaklarımı yemezsem iyiydi. Midemde birde mısır için yer bırakmalıydım tabi. Sinemada bişe yemeden durabileceğimi sanmıyordum.
"Yusuf Bey valizinizi hazırlattım, odanızda"
Babam, Zeynep ablaya dönüp onaylar şekilde başını salladı. Salon kapısından Barın'ın girdiğini görünce yine kaşlarım kalktı.
"Bugün neden 2'nizde evdesiniz?" diyemeden edemedim.
Barın başını telefonundan kaldırıp babamı görünce sırıttı.
"Sende mi buradaydın moruk?"
Ben gözlerimi devirirken Barın karşımdaki sandalyeye oturdu.
"Yazıklar olsun sizi yetiştiren babaya" diyen babama baktım. Bizi o mu yetiştirmişti ki? Barın'ı bilmiyordumda ben kendi kendime büyümüştüm.
Barın önüne gelen yemeğine bakıp bize döndü ve "Şimdi ben sizi susturmadan önce susunki yemeğimi yiyim" dedi.
Tam yemeğine başlayacakken durup gözlerini bana çevirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefret Dolusu Sevgiler
Teen Fiction*Şiddet içerir. Aşk nedir bilmeyen, hislerinin ne olduğunu anlayamayan iki insan... Sadist abisinden gördüğü ağır şiddete rağmen hayata tutunmaya çalışan Mehir ve nefret ettiği Mehir'in aslında ne kadar masum olduğunu anlayan Karan'ın hikayesi. Zat...