-35- Aşık Karan

469 18 17
                                    

Gülümsüyordum. Huzurluydum. Mutluydum. Karan Atay bana 'seni seviyorum' demişti. Bunu rüyamda göreceğimi bile düşünmezdim ama demişti işte. Hemde rüya değil, gerçekti. Bana daha sıkı sarıldığında başımı omzuna koydum. Onu ilk gördüğümde bana bir zaman sonra bu duruma geleceğimizi anlatsalar asla inanmazdım. Hayatım boyunca biri bana ilk kez 'seni seviyorum' demişti ve bu kişi benim sevdiğimdi. Ah bu muhteşem bir histi.

Arabanın içinde oturmuş, sarılıyorduk. Burada saatlerce bu pozisyonda kalabilirdim. O kadar mutluydum ki, gülümsemekten yanaklarım ağırmıştı. İçimdeki heyecan dinmek bilmiyordu. Kalp atışlarım bi sakinleşiyor, bi hızlanıyordu. Kalp krizi geçirecektim şimdi heralde.

Bi koluyla beni kavramıştı, birde el ele tutuşuyorduk. Sessizce burada onunla oturmak çok güzeldi. Birazdan gidip yemek yiyecektik ama onun koynundan bir santim bile uzaklaşmak istemiyordum. Kafayı yemiştim gerçekten.

"Nerde yemek istersin?" diye, tatlı bir sesle sorduğunda bakışlarımı ona kaldırdım. O da benim gibi gülümsüyordu.

"Hiçbir yere gitmek istemiyorum" dedim, mızmız bir sesle. Acıkmıştım evet ama hep onunla baş başa kalmak istiyordum.

"Aaa ama öyle olmaz ki, bayılacağım şimdi açlıktan" dediğinde gülerek doğruldum ve "Eve gidelim o zaman. Evde yeriz" dedim. Hem daha rahat ederdik. Sonra sarılır uyurduk. Tabiki tek düşündüğüm o değildi(?).

"Ben size taşınıyorum herhalde" dediğinde başımı olumlu anlamda sallayıp "Evet" dedim. Ama ben de o evde kalmayacaktım ki.

"Zaten bir süre sonra bende o evde kalmayacağım" dediğimde gülümsemem de gitmişti. Karan hala gülümsüyordu. Elini yanağıma götürüp okşadığında gülümsemeye çalıştım. Baş parmağı elmacık kemiğimde geziniyordu. Dokunduğu yerler yanıyordu sanki. Elleri o kadar yumuşaktı ki...

"Beraber eve çıkalım mı?"

Dediğiyle bana bir şaşkınlık daha yaşatmıştı. Kaşlarım kalkarken kocaman gülüşüm yüzüme yerleşmişti. Şaka mıydı bu? Gerçekten benimle eve çıkmak ister miydi?

"Ama sen..." diyip durdum. Sonra "...emin misin? Yani buna hazır mısın? Bu ciddi bir şey" diye ekledim. İfadesi hiç değişmeden başını olumlu anlamda salladı ve "Eminim. Eğer sende istersen ben zevkle seninle yaşarım" dedi. Gözlerimin içinin bile güldüğüne emindim. New York'ta Karan'ın içine başka biri girmişti sanki. Kibar, romantik bi erkek oluvermişti.

"Bende isterim" dediğimde bana yaklaşıp dudaklarımızı birleştirdi. Gözlerimi kapatıp öpüşüne karşılık verdim. Her şey çok güzel olacaktı. Ömrüm boyunca böyle bi duygu tatmamıştım. Öpüşürken bile gülümsüyordum. Elleri belime inerken diğer eli saçlarımın arasındaydı. Benim bir elim onun boynunda diğer elim boştaydı. Ah dudaklarının tadı çok güzeldi. Meyveli nemlendirici falan mı kullanıyordu?

Ondan gülümseyerek ayrıldıktan sonra kemerimi taktım. O da gözlerini benden alıp arabayı çalıştırmıştı. Gerçekten de açlıktan ölecektik, öpüşmeye evde de devam edebilirdik. Yol boyunca bi yola bi bana bakan Karan'a "Yola bak, kaza yapacağız" dedim ama gülümsemeden de edemiyordum.

"Ne yapayım? Senden gözlerimi alamıyorum" dediğinde kıkırdadım. Bunca zaman sonra mı ona güzel gelmeye başlamıştım? Neden en başında beni beğenmemişti ki? Ya da itiraf mı edememişti? O zamanlar tam bir uyuzdu.

Güzel bi şarkı açtığında başımı koltuğun başlığına yaslayıp onu izledim. O araba kullanıyordu, yola bakmalıydı. Ama ben ona bakabilirdim. Yan profilden bile kusursuzdu. Gidip burnunu ısırmak istiyordum. Sımsıkı sarılmak, göğsünde uyumak istiyordum. Yapacaktım da. Beraber eve çıktığımızda çok daha yakın olacaktık. Hayaller şimdiden beynime dolmaya başlanmıştı, çok heyecanlanmıştım.

Nefret Dolusu SevgilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin