Kapağı yapan butterfly_6 a teşekkür ederim❤️
*Ben sana bayılıyorum!*
Sessiz koridorda ilerliyorduk. Tek çıkan ses ayakkabımın topuk sesleriydi. Birazdan adamımı görecek olmanın verdiği heyecanla beraber kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Yanımda ki Berkay'a döndü bakışlarım. Terleyen avuç içlerimi pantolonuma sildim. "Çok heyecanlıyım." Dedim kısık bir sesle. Berkay beyaz gömleğini düzeltip kapıyı açtı. Orada oturup dosyalarla ilgilenen adamımı gördüm. Başını dosyalardan kaldırıp gözlerime baktı. Yüzündeki koca bir gülümseme ile birkaç adımda yanıma geldi. Sıkıca sardık birbirimizi. Senelerin özlemini o an çıkarmak istedik birbirimizden. "Eylül." İsmim döküldü dudaklarından. "Seni çok özledim abi." Diye fısıldadım.
Kollarımızı birbirimizden çekip ayrıldık. Odada birkaç kişi vardı ve benim gözlerim sadece bir kişide takılı kalmıştı. Oturduğu yerden bile boyunun 1.90 olduğu belli olan, ela gözlerin sahibi adama. Onunda gözleri gözlerimdeydi. Ne o çekiyordu gözlerini, ne ben. "Niye söylemedin geleceğini?" Abimin kulaklarıma dolan sesiyle ona döndüm yavaşça. "Sürpriz olsun istedim." Tekrardan sarıldı sıkı sıkıya. Şu an bir sevgiliden farksızdık ikimizde. Abimden ayrıldım yavaşça. Abim bana odadakileri tanıtmaya başladı. Zaten 2 kişi vardı. "Meryem ve Kuzey. Meryem'i zaten tanıyorsun, asistanım. Kuzey ortağım." Meryem'e bakıp gülümsedim. "Hoşgeldiniz Eylül Hanım." Başımı salladım ve ekledim, "Hoşbulduk Meryem'ciğim." Gözlerim adı Kuzey olan adama takıldı tekrar. Gözlerini kısarak bana baktı. "Sen, Berkan'nın yeğeni falan mısın? Ya da teyze kızı?" Gözlerimi devirdim. "Amca oğluyum ben." Diyerek koltuklardan birine oturdum. Göz ucuyla abime baktığımda yüzünde çarpık bir gülümseme vardı. "Kardeşim. Antalya'dan geldi." Dedi abim. Kuzey denen adam başını sallamakla yetindi.
Saçlarımı dağıtan elin sahibine baktım. Berkay gülümseyerek saçlarımı karıştırıyordu. Elini saçlarımdan çekip saçlarımı düzelttim. "Gerizekalı." Diye mırıldandım. Kafama inen tokatla sinirli bakışlarımı Berkay'a gönderdim. "Salak salak işler yapma Berkay!" Yalandan korkmuş gibi bakan gözlerle biraz geri çekildi. "Şşt! Rahat durun." Dedi abim çatık kaşlarla. Ardından ekledi, "Berkay, sen isterse Eylül'ü eve götür. Yorgundur şimdi o." Berkay başını salladı ve ayağa kalktı. Onun ardından da ben. Beraber şirketten çıktık. Abimin arabasına binerken çantamı içerde unuttuğumu fark ettim. Bindiğim arabadan hızla geri çıktım. "Berkay çantamı şirkette unuttum. Hemen alıp geliyorum, bekle." Berkay başını sallayıp arabaya binerken koşar adımlarla şirkete ilerledim. Abimin olduğu odanın kapısını çaldım. "Çantan koltuğun üzerinde." Dedi abim benim konuşmama izin vermeden. Hızla çantamı alıp abime öpücük attım. O bana gülümsemesi ile karşılık verirken şirketin koridorlarında çıkışa doğru ilerlemeye başladım. Ama ismimin geçtiği konuşmayı duyana dek.
"Eylül Hanım gelmiş. Meryem söyledi. Tam ben de bilmiyorum ama Antalya'da bir şeyler yapmış." Hızla konuşan iki kadının arasına girdim. "Biri benden mi bahsediyor acaba?" İkisi de hortlak görmüş gibi baktılar yüzüme. "E-Eylül Hanım. Siz ne zaman geldiniz?" Dedi Sibel şaşkınlıkla. "Sen ne zamandan beri arkamdan konuşur oldun?" İki kadın ilk önce birbirlerine sonrada bana baktılar. "Bana bakın, bir daha birinizden böyle bir şey duyarsam-" ardından tüm şirkete döndüm, "Bundan böyle hakkımda söylenen her şeyin doğrusu bana sorulacak! Arkamdan konuşan birisi olursa kendini kapının önünde bulur!" Koridordaki herkes tek tek dağılırken iki kadına geri döndüm. "Ben kimseye bir şans daha vermem ve siz ilksiniz. Eğer hakkımda sizden yalan yanlış şeyler duyarsam, ki doğru olsa bile arkamdan konuşursanız kendinizi kapının önünde bulursunuz!" İkisi de dut yemiş bülbüle dönmüşlerdi. "T-Tamam." Dedi Sibel. Arkamdan bir ses yükseldi. "Ne oluyor burada Eylül? Ne bu bağırtı?" Abime döndüm sakince. "Bir şey yok abiciğim. Sen işine geri dönebilirsin. Sadece ufak bir sorun vardı." Abim gözlerini kısarak bana baktı. "Bunu evde konuşacağız. Hadi eve artık. Dinlen biraz."
Başımı sallayıp hızla çıktım şirketten. Arabaya bindiğimde radyoya uzanıp müzik kanallarında dolaştım. En son bir şarkıda durduğum da melodisi çok tanıdıktı. "Artık çok uzaklaştım, en çokta kendimden, evden, senden..." Diyordu şarkı.
Eve vardığımız da kemerimi çözüp hızla indim arabadan. İstediğim tek şey duş ve uykuydu. Berkay anahtarla kapıyı açtığında ayakkabılarımı duvara doğru fırlattım. "Berkan görmesin bunu yaptığını." Abim ayakkabılara çok fazla değer veren bir insandı. Aslında üzerine giydiği her şeye değer verirdi, fazlasıyla hemde! Ve benim bu yaptığımdan hiç hoşlanmazdı. O yüzden bilmese iyi olurdu.
"Bana oda var mı burada reis?!" Dedim Berkay'a seslenerek. "Yukarıda, soldan 4. Kapı." Hızla yukarıya çıkıp soldan 4. kapıyı buldum. Eşyalarımı yerleştirmekle başladım ilk önce. Ardından sıcak bir duş aldım. Kafama havluya sarıp yatağımda uzanırken kapı tıklatıldı. Başımı yatak başlığına yasladım. "Gel." Kapı aralığından abimi gördüm. Kapıyı kapayıp yanıma geldi ve yatağın köşesine oturdu. "Bu gün şirkette ne oldu?" Sorduğu soru ile yerimde dikleştim. Aklıma geldikçe hâlâ sinirleniyordum bu olaya. Zaten eskiden beri Sibel'e karşı bir öfkem var ve yaptıkları öfkeme kürek atmaktan başka bir şey olmuyordu.
"Önemli bir şey değil. Ben gerekeni söyledim abi. Senin yapman gereken bir şey yok yani." Dedim gülümseyerek. "Eylül anlat şunu. Koridorda esip gürledin sonrada bir şey yok diyerek gittin. Çabucak esip gürleyecek bir kız değilsin sen. Seni tanıyorum. Anlat ne oldu?" Oflayarak başımı geriye yasladım. "Sibel ve yan çarı hakkımda bir şeyler geveliyorlardı. O kıza ne kadar gıcık olduğumu biliyorsun abi. Ne diye kovmadın onu bu zamana kadar?" Abim gülümseyerek başını sağa sola salladı. "Ben de bayılıyor değilim Eylül. Ama şirket için önemli bir alanda ve gerçekten işini iyi yapıyor. Onu kovamam." Dedi ve ardından ekledi abim. "Hadi aşağıya gel yemek yiyeceğiz." Beraber odadan çıktık abimle. Mutfağın kapısından içeri girerken gördüğüm yüz ile şaşkına döndüm. O buradaydı. Gözleri gözlerimle kesişti. "Yine mi sen?" Dedim ona bakarak. Burun kıvırdı bana. Abim Berkay'ın yanına oturunca mecburen onun yanına oturdum. "Ben de sana bayılmıyorum." Diye fısıldadı bana doğru. Ona dönüp burun kıvırdım. Sanki ona bayılıyorum ben, bir yerlerim!
Biz sakince yemek yerken kapı kırılırcasına çaldı. Hepimiz birden aynı anda ayağa kalktık. Abim ve Kuzey kapıya koştular. Bende arkalarından gidecekken Berkay kolumu tuttu. "Eylül, sen burada bekle." Dedi ve abimlerin arkasından gitti. Korkuyordum. Kalbim korkudan yerinden çıkacak gibi atıyordu.
Selamm! Nasılsınız? Uzun zaman sonra bir mafya kurgusu daha. İlk bölümü nasıl buldunuz?
Bahsettiğim gibi bu hikayeyi yayımlamaya karar verdim. Çünkü bitecek gibi değildi. Bitmesi çok uzun sürerdi ve ben bu hikayeyi bir an önce size kavuşturmak istedim. Bu hikaye diğer hikayeme göre daha ağır bir konusu olan hikaye. Yazmakta biraz zorlanacağım ama yinede size iyi bir şeyler çıkarmaya çalışacağım. Seviliyorsunuzz❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yine Mi Sen? (TAMAMLANDI!)
RomanceBir adam vardı. Birçok şey yaşamış ama kazandığı tek şey hayata karşı nefreti olan bir adam. Kahve gözlerin sahibi kadınını gördü o zaman. Bütün nefretini unutuverdi bir anda. Herkesin korkarak baktığı adamın içi yumuşadı bir anda. Bir kadın vardı...