"Papatyalar güzeldir."
Gece 2'ye geliyordu saat. Üstüme bir hırka aldım. İlk önce camdan aşağıya baktım. Kuzey aşağıda beni bekliyordu. "Gel" diye işaret yaptı eliyle. Başımı sallayıp sessizce odamdan dışarı çıktım. Halam ve Kerem'in kaldığı odanın önünden geçerken kulağıma ismimin geçtiği cümleler doldu. Durdum ve dinlemeye başladım. "Eylül ve o adamın arasında bir şeyler var anne." Dedi Kerem. "Sen merak etme oğlum, ben yapacağımı biliyorum." Daha da merakla dinlemeye başladım. Lütfen yargılamayın beni. Bunların hepsi meraktan.
"Onların arasında olanları ilk önce çözmem gerek. Eğer dediğin gibi bir şey varsa onları ayırırım. Yani her türlü siz evleneceksiniz." Şoka uğramıştım. Ben, Kerem'le mi evlenecektim? Saçmalamayın, tabiki hayır.
Yakalanmamak için hızla aşağı indim. Yavaşça ve sessizce dışarı çıktım. Kuzey elleri ceplerinde beni bekliyordu. Hemen boynuna atladım. Kolları sıkıca sardı bedenimi. Sonra hızla kenara çektim onu. "Halamlar uyumamış sesleri geliyordu. Bizi görebilirler." Omuz silkti Kuzey. "Bir şey olmaz." Hı tabi. Kerem'le seni evlendirmeye çalışıyorlardı zaten. "Biz yinede dikkatli olalım." Diye mırıldandım. Sıcak dudaklarını dudaklarıma değdirdi aniden. Gülerek kollarımı boynuna doladım. Zorla ayırdı kendini benden. "Çok özlemişim." Dedi kokumu içine çeke çeke. "Birazdan gitmem gerek ama. Yakalanırım yoksa." Dedim. Dudaklarını büzüp başını eğdi. "Gitmesen?" Dedi başını yana eğerek. Çok tatlıydı. Ama olacakları bilmiyordu. "Üzgünüm Kuzey. Ama birazdan gitmem gerek." Tekrardan dudakları dudaklarımla buluştu. Derin soluklar aldım dudaklarında. Ahenkle dans ediyordu adeta dudaklarımız.
Kendimi nefes nefese geri çektim. Birkaç defa üst üste minik öpücükler bıraktım dudaklarına. "Gitmem gerek." Dedim usulca. Başını salladı. "Tamam git. Ben yarın sabah yine gelirim." Bende başımı sallayarak hızla eve girdim. Halamlar hâlâ odadaydılar. Onlara yakalanmadan odama geçiyim derken bir anda onların odasının kapısı açıldı. "Eylül?" Dedi halam şaşkınlıkla. "Hala." Dedim bende korkuyla. Tek kaşı havaya kalktı. "Nerden?" Ellerini beline koydu. "Tuvaletteydim." Dedim. Halam beni süzdü. "Allah Allah hiçte duymadım. Evin içi sıcak niye hırka giydin?" Sana ne be kadın? Dememek için çok zor durdum. "Ben üşüyorum da biraz, o yüzden yani." Halam inanmamış gibi baktı bana. "Neyse öyle olsun. İyi geceler yavrum." Dedi ve aşağı indi. Hemen odama girip kapıyı kapattım ve kilitledim. Hırkamı çıkartıp yatağıma girdim yavaşça. Kendimi uykuya bıraktım.
*
Sabah aşağıdan gelen gürültülerle uyandım. Yavaşça aşağı indim. Kuzey dün gece söylediği gibi buradaydı. Ayrıca Öykü'de gelmişti. Hızla koşup Öykü'ye sarıldım. "Hoşgeldin." Dedim sevinçle. "Hoşbulduk canımın içi." Hep beraber kahvaltı masasına doluştuk. Bir yandan bir şeyler yiyip bir yandan Öykü'yle sohbet ediyorduk.
Kahvaltı bitince beraber yukarı çıktık. Kimse girmesin diyede kapıyı kapattık. "Öykü benim sana anlatmam gereken şeyler var." Dedim ve usulca yanına oturdum. "N'oldu kuzum?" Derin bir nefes aldım. "Biz Kuzey'le sevgiliyiz." Ağzı açık kaldı. "Ne?" Diyebildi sadece. Heyecanla başımı salladım. "Ne zamandan beri?" Dedi o da heyecanlı bir şekilde. "1 haftaya yakındır. Yeni yani." Koluma bir tokat indi. "Daha yeni mi söylüyorsun?" Dedi Öykü. Gülümsedim ona. "Çok şey oldu. Unuttum o yüzden. Bir şey daha var?" Gözlerini devirdi. "Ne bok yedin?" Omuz silktim. "Bu sefer ben bir şey yapmadım." Kaşları çatıldı. "Ne oldu?"
"Dün gece halam ve Kerem'i duydum konuşurken. İşte Eylül'le Kuzey'in arasında bişey varsa ayırırım, sonrada seninle evlendiririm, dedi halam." Öykü şaşkınlıkla bakakaldı. "Ne?... Şaka yapıyor olmalısın?" Dedi inanamayarak. Başımı salladım olumsuzca. "Maalesef. Ama ben o Kerem denen malla bırak evlenmeyi göz göze bile gelmem. Şimdi bile zor tahammül ediyorum." Dedim. "Kuzey'e söyledin mi?" Dedi Öykü. Başımı salladım yavaşça. "Söylemeyeceğim. Kerem'i öldürür."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yine Mi Sen? (TAMAMLANDI!)
RomanceBir adam vardı. Birçok şey yaşamış ama kazandığı tek şey hayata karşı nefreti olan bir adam. Kahve gözlerin sahibi kadınını gördü o zaman. Bütün nefretini unutuverdi bir anda. Herkesin korkarak baktığı adamın içi yumuşadı bir anda. Bir kadın vardı...